Üniversiteye hazırlanırken lenf kanseri teşhisiyle Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde tedavi altına alınan 18 yaşındaki genç, ‘hayallerinin izini sürerek’, geçirdiği ağır tedaviye rağmen aynı hastanenin tıp fakültesini kazandı.
Antalya Metin Nuran Çakallıklı Anadolu Lisesi son sınıfında okurken geçen yılın Kasım ayında hastalanan Anıl Kaya‘ya, başvurduğu Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi‘nde lenf kanseri teşhisi konuldu.
Tedavisine başlanan Kaya’ya, ailesi, ÖSS‘ye hazırlık sürecinin ağır olacağı gerekçesiyle sınava girmemesi telkininde bulunurken, doktorları okul ve dershaneye gidemeyeceğini bildirdi.
İdeallerinden kesinlikle vazgeçmeyeceğini belirten Anıl Kaya ise ”Tedavim aksarsa aksasın. ÖSS olmayacaksa tedavi de olmayacak” dedi.
Enfeksiyon riski nedeniyle yıl boyu okula devam edemeyen genç için dershanesi de devreye girdi. Kemoterapisi süren genç için dershanede bir oda ayrıldı, öğretmenler maskelerini takarak ders verdi.
Kolunda serumla girdiği sınavdan Sayısal 2’de 357.840 puan alan Anıl Kaya, Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesine girmeye hak kazandı.
18 yaşındaki doktor adayı Kaya, ailesiyle tatil için geldiği Aydın’ın Didim ilçesinde, kontrol amaçlı olarak sağlık ocağında tutuluyor. Kaya, burada azminin ve ardından gelen başarısının öyküsünü anlattı.
Hayallerinin peşinden gittiğini belirten Kaya, şunları kaydetti:
”Hastalığım nedeniyle bünyem mikroplara karşı dayanıksızdı ve aldığım ilaçların etkisi ile zihnim yoruluyordu. Doktorlarım yaşayacağım sıkıntılar konusunda beni uyardılar ama ben üniversiteye girmek için 3 yıl emek vermiştim ve vazgeçemezdim. İnatla sınava gireceğimi söyledim. Dershanedeki hocalarım çok özverili davrandılar. Mikrop kapma tehlikeme karşılık ücretsiz olarak bana özel bir oda ayarladılar ve orada hazırlandım. Evden dışarıya sadece sınavlarda çıkabiliyordum. Üniversite sınavına da bir elimde serum ile girdim. İsteğim doktor olmaktı, ancak tedavi sürecimde doktor olma isteğim iki kat arttı.”
”FANUSTAKİ BALIK GİBİ”
Lenf kanseri hastalığının, toplumdan ayrı yaşamak zorunluluğu nedeniyle insanlara kendisini ”fanustaki balık” gibi hissettirdiğini belirten Anıl Kaya, kaydettiği başarısının diğer hastalara umut olmasını diledi.
En büyük hayalinin onkoloji eğitimi almak olduğunu ifade eden Kaya ”Doktor olduğumda benim gibi aynı sorunu yaşayan hastalara dertlerini bilerek yaklaşacağım. Antalya’nın güzel havasında lenf kanseri hastaları için onkoloji hastanesi oluşturmak istiyorum’‘ dedi.
Kaya, kanser hastalarına, yaşamdan kopmamalarını önererek, başarısının sırrını, hayallerinden ve ideallerinden vazgeçmemesi olarak tanımladı.
Kaya, ”Hayalleri olmayan insan, zaten ölü demektir” dedi.
”SINAVDAN SAĞ SALİM ÇIKMASINI BEKLEDİK”
Oğlunun radyoterapi tedavisinin 10 gün önce sona erdiğini belirten baba Hasan Kaya şöyle konuştu:
”Oğlumun lenf kanseri olduğunu öğrendiğimizde yıkıldık, alt üst olduk. Okula ve dershaneye devam edemedi. Ancak dershanesi, ona özel bir büro ayırdı, hiçbir karşılık beklemeden ayda 15-20 saat özel ders verdiler. Odaya yıl boyunca hiç kimseyi almadılar. Oğlum her 28 günde bir 14 gün süreyle kemoterapi ilaçları alıyordu. Doktorları, bu işin olmayacağını biliyorlardı, ama Anıl’ın hayata bağlanmasını istiyorlardı. Doktorlar, ‘Tedaviyi sınava yetiştiririz’ dediler. Çok bunalımlı dönemler geçirdik.”
Tedavinin 3. aşamasında yeterli gelişme sağlanamadığını, ancak Anıl’ın mücadelesini sürdürdüğünü bildiren Hasan Kaya, bir yandan ÖSS, diğer yandan hastalıkla savaştıklarını söyledi.
Tedavide 6. kürün bittiği haziran ayında Anıl’ın kan değerlerinin iyice düştüğünü, çift doz tedaviye geçildiğini, bu yüzden sınav anında sıkıntı yaşadığını belirten Kaya, ”Sınavdan, sağ salim çıkmasını bekledik. Zaten yanlış yaptığı sorular, sınavın sonuna doğru fenalaştığındaki sorular. Diğer soruları doğru yapmış. Mesela matematik sorularının tümünü doğru yanıtlamış” dedi.
Anıl’ın tedavisinin sonucunun ekim ayında belli olacağını bildiren Kaya, ”İyileşti diyemedikleri için biz bu başarı sevincini tam olarak yaşayamıyoruz” diye konuştu.
”BÜYÜK BAŞARI”
Akdeniz Üniversitesi Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Abdullah Erdoğan da, ‘lenfoma hodgkin’ tanısı konulan Anıl’ın radyoterapi ve kemoterapi tedavisi aldığını ve artık iyileşme aşamasına geldiğini söyledi. Erdoğan, şunları kaydetti:
”Anıl’ın, sadece ışın tedavisine bağlı yutmada hafif bir şikayeti var, bu da zamanla düzelir. Çocuğun hem tedavi alıp hem de tıp fakültesini kazanması, büyük bir başarıdır. Anıl’ı tebrik ediyorum. Radyoterapi ve kemoterapi masum tedaviler değildir. Yararların yanı sıra hastanın normal sistemlerine negatif etkileri vardır. İştahsızlık, bulantı, kusma gibi yan etkiler yaratır. Buna rağmen Anıl çalışmış, sınav kazanmış. Bu çok büyük başarı.”
”TÜRKİYE DERECESİ YAPARDI”
Anıl’ı ÖSS’ye hazırlayan dershanenin müdürü Recep Keleş de, Anıl’ın hedefinin başından beri tıp fakültesini kazanmak olduğunu belirterek, ”Anıl rahatsızlanmasa, Türkiye derecesi yapabilecek bir gençti. Sınavın sonuna doğru, fen bilgisi sorunlarında takatı tükenmiş. Yine de büyük bir başarı’‘ dedi.
Anıl’ın öyküsünün, azmin zaferi olduğunu bildiren Keleş, ilgilerini eksik etmedikleri öğrenciden, ücret de almadıklarını, sadece başarının keyfini yaşadıklarını söyledi.