Ankete göre, katılımcıların yüzde 84,5’i ülkenin içinde bulunduğu ekonomik ve siyasi durumundan memnun değil.
Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, sendikalarınca gerçekleştirilen "Türkiye’deki Üniversitelerde Okuyan Öğrencilerin Sosyo-Ekonomik Yapısı" anketi sonuçlarını İçkale Otel’de düzenlediği basın toplantısıyla açıkladı.
Çalışma 953 üniversite öğrencisi üzerinde yapıldı.
Anket çalışmasında öğrencilere toplumsal ve siyasi konulara yaklaşımlarına yönelik sorular da yöneltildi. Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik ve siyasi duruma ilişkin soru üzerine, öğrencilerin yüzde 84,5’i memnun olmadığını, yüzde 15,5′i ise memnun olduğunu ifade etti.
Ankete katılan üniversite öğrencilerine "Türkiye Avrupa Birliğine üye olmalı mı?" sorusu da soruldu. Öğrencilerin yüzde 56,6‘sı Türkiye’nin AB’ye katılmaması gerektiği, yüzde 43,4‘ü Türkiye’nin AB’ye üye olması gerektiği yönünde görüş bildirdi.
Öğrencilere "Türkiye kendisini ilgilendiren siyasi, sosyal ve ekonomik konularda bağımsız olarak hareket edebiliyor mu?" sorusu da yöneltildi. Ankete katılanların yüzde 87,1‘i Türkiye’nin bağımsız hareket edemediği, yüzde 12,9’u ise bağımsız hareket edebildiği görüşünü savundu.
Araştırmaya katılan üniversite öğrencilerinin yüzde 56,5′i, "mevcut şartlarda, siyasi bir yapılanmada politika yapmayı düşünmediklerini" ifade etti. "Neden düşünmedikleri" sorusu yöneltildiğinde de öğrencilerin yüzde 28,6′sı "siyasileri dürüst bulmadıkları", yüzde 27,2’si "siyasilerin tutum ve davranışlarının siyasetten soğuttuğu", yüzde 21,7’si ise "siyasetin belli kişilerin, grupların tekelinde olduğu" yönünde görüş belirtti.
Ankete ilişkin genel bir değerlendirme yapan Koncuk, sonuçların üniversite öğrencilerinin ekonomik yönden zor şartlar altında okuduğu, kredi ya da burs alarak geçimlerini sağladıklarını gösterdiğini belirterek, öğrencilerin toplumsal ve siyasal konulara yaklaşımlarının ise umut verici olmadığını söyledi.
"Öğrenciler siyasileri dürüst bulmadıkları gibi, siyasete karşı da mesafelidir" diyen Koncuk, üniversite öğrencilerinin sorunlarına karşı daha duyarlı yaklaşılması ve kaygılarına ortak olunması gerektiğini kaydetti.