Yükseköğretimde Denetim Şart!

Eğitim Güncel
DDK’nın raporunda, devletin üniversiteler üzerindeki gözetim ve denetiminin; mevzuat alt yapısındaki eksiklikler ve YÖK organlarının uygulamaları nedeniyle devlet adına icra edilen kamu hizmeti ...
EMOJİLE

DDK’nın raporunda, devletin üniversiteler üzerindeki gözetim ve denetiminin; mevzuat alt yapısındaki eksiklikler ve YÖK organlarının uygulamaları nedeniyle devlet adına icra edilen kamu hizmeti olma niteliğini tamamıyla kaybettiği belirtildi.

Bu durumun yükseköğretim kurum ve üst kuruluş yöneticilerinin hesap verilebilirlikle ilgili algılamalarının değişmesine neden olduğu ve yükseköğretimin yolsuzlukların artmasına elverişli çevre haline geldiği anlatılan raporda, soruşturmaların hukuka aykırı sonlandırılması ve bazı sahtecilik eylemleri nedeniyle adı açıklanmayan iki kişi hakkında soruşturma açılması istendi.
Devlet Denetleme Kurulu(DDK),Cumhurbaşkanı Abdullah Gül‘ün talimatı üzerine, yükseköğretim alanında devletin gözetim ve denetim işlevine yönelik yasal çerçevenin incelendiği ve Yükseköğretim Kurulu uygulamalarının değerlendirildiği raporu tamamladı.

DDK raporunda, yükseköğretim alanının neredeyse bütünüyle YÖK tarafından devlet adına gözetim ve denetim altında tutulduğu belirtildi.

Yükseköğretimdeki tüm dönüşümlerde üniversite özerkliği kapsamında yapılan tartışmaların önemli yer tuttuğuna işaret edilen raporda, yükseköğretimin denetiminin nasıl yapılacağının da özerklik kavramları etrafında tartışıldığı kaydedildi.

1982 Anayasası ile idari özerklikte ağırlık merkezinin, yükseköğretim kuruluşlarından YÖK‘e kaydığı ve yükseköğretim sisteminin sahip olageldiği "dışa karşı bağımsızlığın" koruma altına alındığı anlatılan raporda, idari özerkliğin sistem içinde kalmasının sağlandığı ifade edildi. Raporda, "Böylece, yükseköğretim alanının kendine özgülüğü ve ‘dışarı’dan bağımsızlığı YÖK‘ün kuruluşuyla dağılmamış, tam aksine bu alanın dışarıya karşı korunaklığı daha da artmıştır" denildi.
Raporda, yükseköğretim alanında başlangıcından itibaren sağlıklı bir denetim ve gözetim sisteminin kurulamadığı belirtilerek, "Bir bütün olarak Yükseköğretim Denetleme Kurulunun oluşumunda ve kurgusunda başlangıcından itibaren bir zafiyet bulunmaktadır"
denildi.
Yükseköğretim Denetleme Kurulunun denetim odaklı bir yapılanma olmadığı görüşünün yinelendiği raporda, Anayasa ile YÖK‘e verilen yükseköğretim kurumlarının gözetimi ve denetiminin böyle bir yapıyla yürütülmesinin imkansız olduğu kaydedildi.

HESAP VERİLEBİLİRLİKTEN UZAK ÇALIŞMA YÖNTEMİ

Raporda, şöyle denildi:
"Zorunlu ve istisnai durumlar haricinde adı geçenler hakkında işlem yapılamamış, hukukun öngörmediği ve tasvip edemeyeceği bir durum oluşmuştur. Böylece, ihbar ve şikayetlerin değerlendirilmesinde yeterli etkinlik sağlanamadığı gibi soruşturma açılmamasına ilişkin kararlar da yargı denetiminden uzaklaştırılmış ve bu çerçevede hesap verilebilirlikten uzak bir çalışma yöntemi, her seviyede YÖK’e hakim olmuştur. Soruşturmaların hukuka aykırı sonlandırılması ve çeşitli sahtecilik fiilleri bu ortamda vücut bulmuştur. Bu çerçevede, önemli hukuka aykırılıklar gerçekleşmiştir."

Söz konusu ihbarlarla ilgili "soruşturma açılmaması kararının" ise şikayetçi ve Cumhuriyet Savcılıklarına gönderilmeyerek, itiraz hakkının ortadan kaldırılmasına yol açan işlemlerde bulunulduğu anlatılan raporda, Danıştay tarafından kendiliğinden ya da itirazen yapılacak incelemenin sistematik olarak engellendiği kaydedildi.

KRONİKLEŞEN BİR DURUM

Yükseköğretimde gözetim ve denetim konusunda ciddi eksiklik ve boşluklar bulunduğu tespiti yapılan raporda, şöyle devam edildi:

"Devletin üniversiteler üzerindeki gözetim ve denetimi; gerek denetim ve ceza soruşturmasıyla ilgili mevzuat alt yapısındaki eksiklikler gerekse Yükseköğretim Genel Kurulu, YÖK Başkanları ve Yükseköğretim Denetleme Kurulunun uygulamaları nedeniyle devlet adına icra edilen bir kamu hizmeti olma niteliğini tamamıyla kaybetmiştir. Bu husus, özellikle yükseköğretim kurum ve üst kuruluşlarının yöneticilerinin hesap verilebilirlikle ilgili algılamalarının değişmesine neden olmuş ve böylece yükseköğretim alanı yolsuzluk ve usulsüzlüğün önlenememesine/artmasına elverişli bir çevre haline gelmiştir. Bu nedenle oluşan denetim açığı, kendisini besleyen ve bu açığı kronikleştiren bir yapıya dönüşmüş görünmektedir."

ESKİ YÖNETİCİLER HAKKINDA SUÇ DUYURUSU

YÖK Başkanları ve üniversitelerin üst düzey yöneticileri hakkındaki ihbar ve şikayetlerle ilgili yürütülen iş ve işlemlerin de incelendiği raporda, bazı söz konusu olay ve işlemlerin gizlilik dereceli bilgiler içerdiği ifade edildi.

Raporda, soruşturmaların hukuka aykırı sonlandırılması ve bazı sahtecilik eylemleri tespit edildiği de belirtilerek, iki eski yönetici hakkında soruşturma açılması istendi.
Bilgilerin gizliliği ve bu kişilerin haklarının ihlal edilmemesi amacıyla, haklarında soruşturma istenen kişilerin isimlerine rapor özetinde yer verilmedi.

BAŞKA BİR MEKANİZMAYI ÇALIŞTIRMAYA ÇALIŞACAĞIZ

YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan, ”rektörle ilgili şikayette bulunan kişilerin isminin ifşa edilmesi” uygulamasının yanlış olduğunu belirterek, ”Onu değiştirmemiz lazım. Başka bir mekanizmayı çalıştırmaya çalışacağız” dedi.

Özcan, YÖK Genel Kurulu toplantısının sona ermesinin ardından çıkışta gazetecilerin, sorularını yanıtladı. Devlet Denetleme Kurulu’nun (DDK) yükseköğretimle ilgili raporunun hatırlatılması ve YÖK Denetleme Kurulu ile ilgili eleştiriler hakkında değerlendirmesinin sorulması üzerine Özcan, raporu henüz incelemediğini söyledi.

Bir gazetecinin ”Rektörlerle ilgili şikayette bulunan kişilerin muhbirlerin isimlerinin ifşa edilmesi de eleştiriliyor bununla ilgili bir değerlendirmeniz olacak mı?” sorusunu Özcan, ”Zaten rektörden şikayeti olan adamı, biz tekrar rektöre yolluyorduk. O yanlış bir şey. Ben size bunu birkaç kere söyledim. Onu değiştirmemiz lazım. Siz rektörü şikayet ediyorsunuz, biz de alıyoruz diyoruz ki; ‘Bu şahıs şikayet ediyor, şuna bir bakın’. O yanlış bir şey. Başka bir mekanizmayı çalıştırmaya çalışacağız. Onu değiştirmek istiyoruz” diye yanıtladı.

”Bununla ilgili bir plan var mı?” sorusuna Özcan, ”Hayır, şimdi yok. Bu hukukçuların işi. Onlar bir yol bulacak, biz de uygulayacağız” yanıtını verdi.