Kuzey ve güney Anadolu dağlarının birbirinden uzaklaştığı İç Anadolu Bölgesinin Orta Kızılırmak kesiminde ve kuzey yarımkürede 38-39 kuzey paralelleri ile 33-35 doğu meridyenleri arasında yeralan Aksaray’ın, kuzeyinde Kırşehir ve Ankara, doğusunda Nevşehir, güneydoğusunda Niğde, güneyinde Konya, kuzeybatısında Tuz Gölü bulunmaktadır. Aksaray, 7.997 km2′ lik yüzölçümüyle Türkiye’nin ‰ 10’unu kaplamaktadır. Türkiye geneli iller sıralamasında 39. sıradadır. Aksaray’ın deniz seviyesinden yüksekliği 980 m. dir.
-Türkiye’nin İlleri Hakkında Genel Bilgiler Tam Liste-
İklim
Aksaray İli orta iklim kuşağında olup, soğuk, karasal iklim tipine sahiptir. Yazları sıcak ve kurak, kışları soğuk ve yağışlıktır. Yağışlar genellikle ilkbahar ve kış aylarında görülmektedir. Ortalama yağış miktarı (son 40 yıl) 340 mm (kg/m²)’ dir. Yaz-kış ve gece-gündüz sıcaklık farkları çok fazladır. Yaz aylarında nem az olup, sıcaklık ve rüzgar şiddetinin fazla olmamasından dolayı buharlaşma miktarı yüksektir. Kar erimeleri ilkbahar aylarında taşkınlar ve toprak kaymalarına neden olmaktadır. Günlük Toplam En Yüksek Yağış Miktarı: 65.8 kg/m² (29.10.1998) – Günlük En Hızlı Rüzgar: 165.6 km/sa (12.03.1968) – En Yüksek Kar: 45.0 cm (11.12.1974)
Bitki Örtüsü
Aksaray’ın İklimine bağlı olarak tabi bitki örtüsü, ilkbaharda yeşeren çayırlar, gelincik, papatya, keven ve diğer vs. otlarla, yaprakları dikensi bir görünüme sahip, yarı kurakçıl bitkilerdir. Yazları sıcak ve kurak iklim yapısı hakim olduğundan ilkbaharda yeşeren otlar, sonbaharda kurur ve arazi bozkır yapısını alır. Ağaç türleri olarak; meşe, sedir, karaçam, akasya, badem, aylantus gibi türler bulunmaktadır. Hasandağı ve Ekecik Dağları üzerinde meşe koruluklarına rastlanır.
Flora
Aksaray’ın İklimine bağlı olarak tabi bitki örtüsü, ilkbaharda yeşeren çayırlar, gelincik, papatya, keven ve diğer vs. otlarla, yaprakları dikensi bir görünüme sahip, yarı kurakçıl bitkilerdir. Yazları sıcak ve kurak iklim yapısı hakim olduğundan ilkbaharda yeşeren otlar, sonbaharda kurur ve arazi bozkır yapısını alır. Ağaç türleri olarak; meşe, sedir, karaçam, akasya, badem, aylantus gibi türler bulunmaktadır. Hasandağı ve Ekecik Dağları üzerinde meşe koruluklarına rastlanır.
Fauna
Bölgedeki insan popülasyonun hızla artması ve biyotik faktörlere açık olması gibi faktörler yaban hayatının fakir olmasına sebep olmaktadır.
Yeşilova, Yeşiltepe, Peçenek ve Gülağaç bölgelerinde Çil Keklik, Bıldırcın ve Bağırtlak, Hasandağı bölgesinde Keklik ve Tavşan, Çulluk, Kaz, Ördek, Tavşan ve Tilki bulunmaktadır.
Mamasun, Hirfanlı ve Kültepe Baraj göllerinde tatlısu levreği ile aynalı sazan, diğer göletlerde levrek, sazan, alabalık ve yayın balığı bulunmaktadır.
İlimizde nesli tehlike altında olan ve olması muhtemel evcil ve yaban hayvanı bulunmamaktadır. Ancak, yaşam alanlarının bozulması ve aşırı avlanma sebebiyle İlimizde, birçok av hayvanının sayısı oldukça azalmıştır.
Ekonomik Yapı
Orta Anadolu’nun ortasında kuzey-güney,doğu-batı doğrultusundaki karayollarının kesişme noktasında yer alan ,1989 yılında yeniden il olan Aksaray yurt içi ve yurt dışına mal ve hizmet üreten ve üretmeye devam eden, Türkiye’ nin Anadolu’daki sanayi başkenti olma yönündeki hedefine doğru ilerlemektedir. 5084 sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki kanunun yürürlüğe girmesi bu hedefe olan koşumuzu daha da hızlanmıştır. Aksaray sanayisinin büyüme yönünde attığı adımlar ilimizdeki kalkınmayı en üst seviyeye, işsizliği de en alt seviyeye çekeceği gibi komşu illerden de göç alan bir il durumuna gelecektir.Organize Sanayi Bölgemiz E-90 Karayolu üzerinde yer almaktadır. Ulaşım imkanları çok rahat olup ilimizden geçen duble yollar tamamlanmıştır. Gümrük Müdürlüğümüz ve KOSGEB Sinerji Odağı Merkezi mevcuttur. Mersin Limanına ve Ankara’ ya 200 km, Konya ve Kayseri illerine 150km mesafededir. Yine en kısa zamanda İlimizde İhracatçılar Birliği açılacaktır.Aksaray‘ın 15-64 yaş arası 150 bin kişi olduğu tahmin edilen iktisaden faal nüfusunun %7’lik bir bölümü sanayi sektöründe istihdam edilmektedir. Bu nüfusun geriye kalan kısmı ise tarım ve hizmetler sektöründe çalışmaktadır.
Aksaray, 1998 yılı içerisinde Kalkınmada 1. Derece de Öncelikli İller arasında yer alarak bu önceliklerin vermiş olduğu avantajlardan teşvik tedbirleri gibi desteklerle daha da gelişip yıldızı parlayan, göç alan cazibe merkezi bir İl olarak sanayi ve ekonomisiyle birlikte ilerleyen yıllara hazırlanmaktadır. Organize Sanayi Bölgesinde bulunan 132 sanayi parseli adedi, yatırımcıların talebi doğrultusunda ifrazlar ve tevhidler yapılarak 141 olmuştur. 1997 yılında bölgeye katılan 4 Ha ile 290 Ha’a çıkarılan alan üzerinde 141 parselde kurulmakta olan 141 fabrikanın yanı sıra, özel sektör tarafından kendi arazileri üzerine yapılmakta olan fabrikaların tamamlanarak hizmete sunulması halinde 10 bin kişi istihdam edilecektir. Böylece iktisaden faal nüfusumuzun büyük bir kısmı sanayi sektöründe istihdam edilecektir. Bu çalışmaların hizmete sunulması ve üretime geçilmesi ile birlikte Aksaray, tüketici değil, kendi ürettiğini yurt içi ve yurt dışına satan bir il konumuna gelecektir. Sahip olduğumuz kaynaklar, mevcut imkanlar, yapım çalışmaları sürdürülen özel sektör tesis ve devlet yatırımları bazı sektörlerde olduğu gibi sanayide de Aksaray’ı üst sıralara taşıyacaktır. Nüfusu her geçen gün artan, çevre illere göç vermeyen aksine göç alan tek il Aksaray’dır.
Aksaray İlçeleri
Sarıyahşi : Sarıyahşi Aksaray İl’inin kuzeyinde ye alan ilçe yaklaşık 224 km²alana sahiptir. İlçenin rakımı 1.092 metre olup, nüfusu 5615, İl merkezine uzaklığı 110 km’dir. İlçe merkezinde 1 belde ve 5 köy bulunmaktadır.İlçe Hirfanlı Barajı kenarında yer alır.
Ağaçören : Ağaçören ilçesi İç Anadolu bölgesinin orta Kızılırmak bölümünün güney doğusunda yer alır. Yaklaşık 318 km² lik bir alana sahiptir. İlçenin toplam yüzölçümü 385.000 hektar olup, rakımı ortalama 1100 m’dir. Nüfusu 5.132’dir. 1 belde, 27 köy ve 8 mahalleden oluşmaktadır.
Eskil : Eskil Aksaray İl’inin batısında yer alan ilçe yaklaşık 1152 km2 alana sahiptir. Eskil Tuz gölünün güneyinde, Aksaray iline 67km mesafede genel olarak düz bir ova üzerine kurulmuştur. Aksaray-Konya devlet karayolunun 50.km.sinde ilçeye bağlı Eşmekaya kasabasından; kuzeye doğru Aksaray Cihanbeyli yolunun 67.km.sinde Eskil ilçe merkezi bulunmaktadır. İlçenin rakımı 939 m dir. İlçeye bağlı 11 mahalle ve 11 köy vardır.
Güzelyurt : Günümüzde “Yüksek Kilise” olarak bilinen “ANALİPSİS TEPESİ” ve civarında çok miktarda işlenmiş obsidiyenden işlenmiş taş baltaları ve seramik parçalara rastlanması, bölgede “Kalkolitik Çağı” insanının yaşadığını göstermektedir. M.Ö. 2000’den itibaren Hititlerin yaşadığını Güzelyurt içerisinde Sivrihisar yolu üzerinde bulunan Kulaklı Tepe’deki kale kalıntısı ve Analipsis Tepesi’ndeki kilisenin üzerinde oturduğu duvarlardan anlıyoruz.Güzelyurt’un da içinde bulunduğu bölge M.Ö. VI. yy. da Pers İmparatorluğuna katılmıştır.Büyük İskender’ in bölgeyi işgalinde, İskender’e boyun eğmeyerek Pers soylularından birini kral kabul ettiler. M.Ö. 332 yılında Kapadokya Krallığı’nı kurdular. M.Ö. 17. yy. da bölge Roma İmparatorluğu topraklarına katıldı. Fakat kral gücündeki dini liderlerin (rahipler) yönetimi M.S. 2. yy.’ a kadar azalarak da olsa devam etmiştir. Bu sıralarda köle durumunda bulunan halk arasında St. Paul’un bölgeye getirdiği Hıristiyanlık hızla yayılmaya başladı. Hıristiyanlık ilk yıllarda büyük tepki gördü. İmparatorluk tarafından resmi din olarak kabul edilinceye kadar bu dine inananlar, öncelikle Güzelyurt ve çevresi, Ihlara (Peristrema) Vadisi, Soğanlı gibi yerlerde saklanmışlardır.
Güzelyurt’lu Gregorius Teologos ve Kayserili Basilus, birlikte ortaya koydukları fikirlerle zaman içinde ortodoks mezhebinin kurucuları durumuna gelmişler, buna bağlı olarak da ilk manastır hayatı Güzelyurt’ta başlamıştır. İmparator Teodosius tarafından Güzelyurt’ta 385 yılında Gregorius Teologos adına bir de kilise yaptırılmıştır.Güzelyurt hakkında ilk kesin bilgileri, Gregorius’un toprak ağası olduğunu ve başlangıçta İpsistariyo mezhebine bağlı olduğunu bazı mektuplardan anlıyoruz. Baba Gregorius, Hıristiyanlığı kabul ettikten sonra, Nazianzos Piskoposu olmuştur. Romanın din üzerindeki baskısı, İkonoklast akımının başlamasına sebep olmuştur. Bu dönemde Aziz Gregorios’un ortaya koymuş olduğu dini sistem o kadar kuvvetlidir ki, bölge bu hareketten yara almadan kurtulmuş ve İkonoklast akım’a karşı olan Hıristiyan din adamlarına sığınak olmuştur.
XII. yy. da Anadolu’ya hakim olan Selçuklular, toprağı işlemeyi iyi bilen Rumların göçünü önlemek için bazı imtiyazlar tanıdılar. Böylece Hıristiyan ve Müslüman halk bir arada yaşamaya başladılar. Belisırma’da bulunan St. Georges (Kırk Damaltı) Kilisesi buna iyi bir örnektir. Burada bulunan freskde bölgenin o dönemdeki beylerbeyi olan Basil Güyakupos, Türk kıyafetleri içinde resmedilmiş ve freskin kitabesinde Sultan II. Mesut hakkında“çok yüksek ve çok asil bir sultan” olarak söz edilmektedir. 1470 yılında Osmanlı hakimiyetine giren Güzelyurt, bir müddet için Eratna ve Karaman beyliklerinin de toprağı olmuş, yine bu sıralarda Moğol akınlarına uğramıştır. Osmanlı döneminde Güzelyurt’taki hristiyan nüfus Lozan Antlaşması’na kadar daima Selçuklular döneminde buraya yerleştirilen müslüman nüfustan fazla olmuştur.Bu haliyle Güzelyurt, çok eskiden beri gelmekte olan ve kültürel geleneklerini sürdüren bir Rum köyüdür.1924 mübadelesi ile Yunanistan’a giden Rumlar, Kavala yakınlarında “Nea Kalvari” adıyla yeni bir köy kurmuşlar ve Güzelyurt’taki kilisenin aynısını oraya inşa ederek, buradan götürdükleri kutsal eşyaların teşhir edildiği bir müze kurmuşlardır.
Bugün göç edenler ve hala hayatta kalanlarla onların çocuk ve torunları Güzelyurt’u ziyarete gelmekte ve bir bayram havasıyla karşılanmaktadır. Rumların göç etmesiyle birlikte Yunanistan’dan gelen Türk göçmenler de Rumlardan kalan evlere yerleştirilmiştir. Güzelyurt ve civarı günümüzde çok iyi tanınan Kapadokya bölgesinin tüm özelliklerini üzerinde toplar. Manastır Vadisi, iki taraflı yüksek kayaların arasında olan su ve söğüt ağaçları, ayrıca pek çok kiliseler Ihlara Vadisi Analipsis tepesi civarındaki “Peri bacaları, Göreme, Zelve gibi Kapadokya bölgesi yüzey şekillerine iyi bir örnektir. Jeolojik açıdan volkanik bir yapıya sahip olan Güzelyurt’da pek çok mesire yeri olabilecek olan ve güzel görüntülü yerler mevcuttur.
Ortaköy : İlçe, Aksaray iline 55 km. uzaklıkta olup Doğusunda; Nevşehir İline bağlı Gülşehir, Batısında; Aksaray İline bağlı Ağaçören ilçesi, Güneyinde; Aksaray İli ve Kuzeyinde; Kırşehir İli ile çevrilidir. Nüfusu; ilçe merkezi; 18.506, belde ve köy; 21.193 olup, toplam 39.699’dur. Yüzölçümü 750 km² olup denizden yüksekliği; 1140 m.’ dir
Gülağaç : Gülağaç Aksaray İl’inin doğusunda yer alan ilçe yaklaşık 5291 km² alana sahiptir. Doğusunda Nevşehir iline bağlı Derinkuyu ilçesi; batısında Aksaray merkez ilçe; kuzeyinde Ortaköy ilçesi ve güneyinde Güzelyurt ilçesi bulunmaktadır. İlçenin rakımı 1.170 metre olup, nüfusu 20.594, İl merkezine uzaklığı 32 km’dir. Halen, ilçemize bağlı 5 kasaba ve 8 köy mevcuttur. İlçe sınırlarındaki tek yükselti Nenezi tepesidir.
Aksaray Ulaşımı
Havayolu : İlimizde hava alanı bulunmamaktadır. İlimize en yakın hava alanı 74 km uzaklıkta bulunan Nevşehir Kapadokya hava alanıdır.
Karayolu : Aksaray, İpek Yolu tur güzergahı ve doğu-batı, güney-kuzey ana bağlantı yollarının kavşak noktasında, E-90 karayolu üzerindedir. İlimizin karayolu ile komşu illere ve bazı büyük il merkezlerine uzaklığı: Aksaray – Ankara 225 Km. Aksaray – Adana 265 Km. Aksaray – Mersin 258 Km. Aksaray – Konya 148 Km. Aksaray – İstanbul 674 Km. Aksaray – İzmir 692 Km. Aksaray – Niğde 123 Km. Aksaray – Nevşehir 75 Km. Aksaray Terminali Tel: 0382 215 85 85
Denizyolu : İlimizin denize kıyısı bulunmamaktadır.
Demiryolu : İlimizde demir yolu bulunmamaktadır.
Aksaray Yeryüzü Şekilleri ve Bilgileri
Tuz : [Göl] , Aksaray’da Türkiye’nin 2.büyük gölü olan Tuz gölünden (2400 km²) başka göl yoktur.
Kayı : [Göl] , Kayı Gölü, Karasu Irmağı’nın önünün bir bentle kesilmesiyle oluşturulmuş, derinliği 4 metreyi biraz geçen, küçük ama oldukça şirin bir tatlısu göletidir.
Ihlara : [Vadi] , Uzunluğu 11 km. olup Yer Yer 100-200 metre derinliği vardır.
Mamasın : [Baraj Gölü] , Mamasun köyünde olup, şehrin şebeke suyunu gidermektedir.
Kılıçarslan : [Vadi] , Kılıçarslan parkından başlayıp Mamasun barajına kadar olup uzunluğu 20 km. dir.
Narlı : [Göl] , Göl çevresinde kayadan oyma mekanlar, peribacaları ve termal kaynaklar vardır. Yaz aylarında balıkçıların ve bisiklet severlerin uğrak mekanı olan Narlıgöl, ziyaretçilerini bekliyor.
Melendiz : [Nehir] , Melendiz Irmağı, Ihlara Kasabası içinden iki tarafı kavak ağaçları ile kaplı dik yamaçlar arasından vadiye girip, güney – kuzey yönünde menderesler çizerek Mamasın Barajı’na ulaşır.
Küçük Hasan : [Dağ] , Küçük Hasandağı 3040m. olup Hasandağı’nın yanında bulunmaktadır.
Manastır : [Vadi] , Manastır Vadisi, iki taraflı yüksek kayaların arasında olan su ve söğüt ağaçları, ayrıca pek çok kiliseler Ihlara Vadisi Analipsis tepesi civarındaki “Peri bacaları, vardır.
Sofular : [Vadi] , Sofular Vadisi genel karakter itibariyle, Kapadokya Bölgesinin bir uzantısı olup, Aksaray-Ihlara-Derinkuyu Vadisinin devamı görünümündedir.
Hasandağı : [Dağ] , 3268m. yüksekliği ile Orta Anadolu’nun en yüksek ikinci dağı olan Hasandağı bir volkan dağıdır. 1750 m.ye kadar meşe ormanı ile kaplıdır.
Ekecik : [Dağ] , Ekecik Dağı 2033m. olup, üzerinde meşe koruluklarına rastlanır.
Aksaray tarihçesi
Aksaray tarihi, günümüzden 11 bin yıl önce Orta Anadolu’nun ilk köy yerleşmesinin Aşıklı Höyük’te kurulmasıyla başlar. Aşıklı’da başlayan 11 bin yıllık serüvende farklı medeniyetlere ev sahipliği yapan Aksaray, İpek Yolu üzerinde Kapadokya’nın batıya açılan kapısı olarak tarihteki yerini almıştır.
Buzul çağının ardından günümüzden yaklaşık 11 bin yıl önce (M.Ö. 9000), Orta Anadolu’da yaşayan insanlar yerleşik hayata geçmeye başlarken, bilinen ilk köy yerleşmesi Aşıklı Höyük’te kuruldu.
Aşıklı Höyük’te sürekli bir yerleşim kurulurken, bu köyü kuranlar ilk kez tarıma başladılar, hayvanları evcilleştirdiler ve ulaştıkları obsidyen teknolojisiyle birlikte Orta Anadolu’daki insanlık tarihini yazmaya başladılar. Dünyada bilinen en eski beyin ameliyatının 20-25 yaşlarında bir kadına Aşıklı Höyük’te uygulanması, Aşıklı halkının ulaştığı teknolojinin de göstergesidir.
Neolitik dönemde Aksaray ve çevresi iskan görürken, Böget köyü çevresinde bu döneme ait seramiklere rastlanır. Kalkolitik çağda ise yaşamın kesintisiz olarak Aksaray’da devam ettiğini görmekteyiz. Güvercinkayası höyüğü ve Yüksek Kilise eteğindeki yerleşim bu dönemin izlerini taşımaktadır.
M.Ö. 3000-2000 yıllarında Anadolu’da Hatti kavmi yaşarken, bu dönemde Asurlu tacirler bölgede ticaret yapmışlardır. Aksaray’daki Acemhöyük yerleşmesi, önemli bir ticaret merkezi konumuna gelmiştir.
Aksaray, Hatti’lerin ardından Hitit, Pers, Hellenistik Dönem (Büyük İskender), Roma ve Bizans egemenliklerinde kalmıştır. M.S. 1. yüzyılda Aziz Paul ve müritleri tarafından Anadolu’da yayılmaya başlayan Hıristiyanlık, çok tanrılı Roma taraftarlarının büyük tepkisine neden olduğundan, ilk Hıristiyanlar korunmak için elverişli mekanlara yerleşmişlerdir. Ayrıca inzivaya çekilmek isteyen birçok din adamı Aksaray ve çevresini tercih etmiştir. Bu dönemde Güzelyurt ve Gülağaç sınırları içinde çok sayıda yeraltı şehri inşa edilirken, vadiler içinde bulunan dik yamaçlar oyularak kaya içi kiliseler ve meskenler açıldı.
7.yy. sonlarından itibaren Müslüman Arapların Anadolu üzerinden İstanbul’a yaptıkları seferler nedeni ile bölgeye sığınan Hıristiyanların sayısı artarken, Ihlara ve Manastır Vadisi çevresinde önemli yerleşim birimleri oluşmuştur.
1142’de Selçuklu hakimiyetine giren Aksaray’dan tarihi İpek Yolu geçerken, bu dönemde çok sayıda Türk İslam eseri inşa edilmiştir. II. Kılıçarslan zamanında Aksaray’a saray, medrese, zaviye ve kervansaraylar yapılırken, bu dönemde yapılan Sultanhanı, İpek yolu üzerindeki en büyük kervansaraydır.
Selçukluların ardından İlhanlı, Danişmentli ve Karamanoğulları hakimiyetinde kalan Aksaray’ı 1470 yılında alan İshak Paşa, Fatih Sultan Mehmet’in emriyle halkın bir bölümünü İstanbul’a nakletmiştir. İstanbul’un Türkleşip İslamlaşma sürecinde iskanda değerlendirilmiş olan Aksaray halkı, bugün pek çoğu İstanbul’un Fatih ilçesi sınırları içinde kalan Aksaray, Cağaloğlu (Coğlaki), Laleli, Kurtuluş, Ortaköy, Sofular, Ereğlikapı’ya yerleştirilmişler ve iskanla gidenler yeni yerleştikleri yerlere Aksaray’daki mahalle isimlerini vermişlerdir. İskan sırasında Aksaray’da kalanların yaşadığı semt, Kalanlar Mahallesi (Kalınlar) ismiyle günümüze kadar ulaşmıştır. Yine Aksaray halkının bir kısmı, 1571 yılında Kıbrıs’ın fethiyle buraya yerleştirilmiştir.
Cumhuriyet dönemine kadar Konya’ya bağlı bir sancak olan Aksaray, 1920 yılında vilayet olmuş, 1933 yılında vilayetliği lağvedilerek Niğde’ye ilçe olarak bağlanmıştır. Aksaray, 15 Haziran 1989 yılında yeniden vilayet olarak hızlı bir gelişim sürecine girmiştir.
Aksaray’ın adının ilk olarak eski Hitit metinlerinde geçen “Nenessa (Nenossos) olduğu sanılmaktadır. M.Ö. 1. bin yılda Kral Kiakki döneminde Şinakhatum – Şinukhtu olarak anılan Aksaray, Hellenistik dönemde Kapadokya Krallığına bağlanmış ve Garsaura olan ismi Arkhelais olmuştur. Arkhelais, Selçuklular döneminde II. Kılıçarslan tarafından Aksaray olarak değiştirilirken, ikinci başkent gibi bir işlev görmüştür. Aksaray, şehre kötü insanların alınmamasından dolayı, iyi insanların yaşadığı yer anlamına gelen “Şehr-i Süleha” olarak anılmıştır.
Şehirde güçlü bir tasavvuf hayatı yaşanırken, Evliya Çelebi’nin seyahatnamesinde belirttiği üzere, 7 binden fazla evliyanın yaşadığı şehir evliyalar şehri olarak anılmaktadır. Taptuk Emre, Yunus Emre, Cemaleddini Aksarayi, Şeyh Hamideddini Aksarayi (Somuncu Baba), Yusuf Hakiki Baba gibi öne çıkmış tasavvuf alimleri, Aksaray’da yaşamışlardır.