İsrail’in İnsafına Kalmış Gazzeli!

Olaylar
1 ŞEHİR 5 HİKAYE ÖLÜMÜN KIYISINDA: MURAT SABUNCU Her şehrin bir hikâyesi vardır hani. Acı tatlı. Şehir yapan. Ne yazık ki bu şehirde iyiye rastlamak çok zor. Yıllardır bitmeyen savaşın insanları...
EMOJİLE

1 ŞEHİR 5 HİKAYE ÖLÜMÜN KIYISINDA: MURAT SABUNCU

Her şehrin bir hikâyesi vardır hani. Acı tatlı. Şehir yapan. Ne yazık ki bu şehirde iyiye rastlamak çok zor. Yıllardır bitmeyen savaşın insanları çünkü buradakiler. Ama hayatın bitmediği yerde umut da bitmiyor. O yüzden hikâyelerin bir kısmında umut var.

Küçücük bir beden. Eli ayağı her yeri küçük… Kısa bir süre önce doğmuş. Saçları var ama… Bebek işte bildiğin. Ama bilmediğin… Belki de dünyanın en talihsiz yerlerinden birinde dünyaya gelmiş olduğu… Üstelik daha da kötüsü “hasta” olarak. Mavi bebek o. Kalp kapakçıklarıyla ilgili bir problemin sonucu ortaya çıkıyor bu durum. Hemen ameliyat edilmesi gerekiyor. Ama mümkün değil.

Çünkü o bebek Gazze’de doğdu. Pek çok ameliyatın imkansız olduğu yerde. Ameliyatı beklerken her gün bir ilaç kullanması gerekiyor. Doktorlar Birlemiş Milletler’den 5 tane temin etmiş. Yeni ilaç bulunmazsa ya da İsrail ülkesine kabul edip ameliyat ettirmezse yaşayamayacak. Küvezin içinde. Eğilip yakından bakıyorum. Gözleri sıkı sıkıya kapalı. Doktor muayene ederken biraz hareketleniyor.

Adı Retaj. Gazze’deki çocuk hastanesinde görüyorum onu. Üzerlerinde UNICEF yazan 4 kuvezden birinde bekliyor. Doktorlardan biri anlatıyor: “Bebeğin durumu İsrail’e bildirildi. Ailesi araştırılıyor. Hamas üyesi mi değil mi diye. İlaç için her yere başvurduk. En azından birkaç tane daha bulunsa, birkaç gün daha yaşatabilsek. Belki o sırada geçiş olur öbür tarafa.”

Söyleyecek tek bir kelime var mı? Hani diyor insan… Tüm inanç, milliyet, politik görüş bir yana konsa. Bir yana da bu bebek. O kurtulsa. Yaşama, hayata, yeni bir şans tanınsa…

ÇARESİZLİĞİN ÇARESİ

Yoklar diyarının ‘siyah tenli’ prensi… El Şifa Hastanesi. Sanırım sadece adı ‘gerçek’. Onun dışında her şey yalan. İlaç yok. Kan tahlili yok. MR yok. Ameliyat çoğu hastalık için yok. Ne var?

Direnmeye çalışan doktorlar. Adı Alaaddin Kedrah. Marmara Üniversitesi’nden mezun. Gastroloji uzmanı. 700 yataklı hastanede ‘uzmanlığını’ kullanamıyor. Mesela diyor: “Kan tahlili yapacaksın ya. Mümkün değil. Hasta geliyor şeker komasında. Takip lazım. Bilmiyorum ki kaça çıkmış şekeri. Bir diğeri hepatit hastası. Zar zor bulup başlatıyoruz ilaca. 6 ay sürekli kullanması lazım. Bir ay kullanıyor. Sonra ilacı temin edemiyoruz. Hasta en başa dönüyor hatta daha kötüye gidiyor. Umut; Mavi Marmara’da idi. Çünkü içinde 2 endoskopi aleti ile sipariş ettiğimiz ilaçlar vardı. Gelemedi. İsrail bunları yollamadı.”

Yine de hastaları hep peşinde. Bizimle kısa oturmasında bile. Ama o hiç yılmıyor. “Bu topraklara borcum” diyor. Yanımdaki foto muhabiri arkadaşım, “O yoklar diyarının siyah tenli prensi” diyor. Sadece gülümsüyor. Hepsi bu…