Kurtlar Vadisi ABD Raporuna Girdi

Olaylar
ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Uluslararası Dini Özgürlükler Raporu’nda, "Türkiye’de Anayasa’nın dini özgürlükleri koruduğu ve devletin genel anlamda bu korumaları uyguladığı...
EMOJİLE

ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Uluslararası Dini Özgürlükler Raporu’nda, "Türkiye’de Anayasa’nın dini özgürlükleri koruduğu ve devletin genel anlamda bu korumaları uyguladığı, ancak laik devletin bütünlüğü ve varlığıyla alakalı bazı anayasal hükümlerin bu hakları kısıtladığı" belirtildi.

Bakanlığın 2010 yılının ikinci yarısını kapsayan raporunun Türkiye bölümünde, "devletin pratikte genel olarak dini özgürlüklere saygı gösterdiği, raporun hazırlanma aşamasında, hükümetin dini özgürlükleri geliştirici adımlar attığı" kaydedildi.

Raporda, "Dini Özgürlüklere Saygıda Olumlu Gelişmeler" başlığı altında, "hükümetin, on yıllardır terk edilmiş halde durduktan sonra devlet müzelerine çevrilen tarihi dini mekanlarda yıllık bazda dini faaliyet gösterilmesine izin vermesinin göze çarpan bir örnek" olarak sunularak, "geçen yıl 15 Ağustos’ta Sümela Manastırı’nda ilk kez ayin yapılmasına izin verilmesi, buna benzer olarak, 19 Eylül’de Akdamar Adası’ndaki tarihi Ermeni kilisesinde ayin düzenlenmesi ve 2011 yılında da bu ayinlere müsaade edilmesi, ayrıca Diyarbakır belediyesinin, kentteki terk edilmiş bir Ermeni kilisesinin onarımına para ve destek sağlaması, Şişli Belediye Başkanının da komşu bir belediyedeki ünlü bir Ermeni kilisesinin onarımına para katkısı yapmasından" bahsedildi.

"Anayasa dini özgürlükleri koruyor ve pratikte devlet genel anlamda bu korumaları uyguluyor. Ancak, laik devletin bütünlüğü ve varlığıyla alakalı anayasal hükümler bu hakları kısıtlıyor" ifadesinin kullanıldığı raporda, "Cumhurbaşkanlığı, silahlı kuvvetler, yargı ve bürokrasi dahil olmak üzere devletin çekirdek kurumlarının, ülkenin tarihi boyunca laikliği savunma rolü oynadığı, bazı durumlarda devletin unsurlarının, seçilmiş hükümetin faaliyetlerine, laik devleti tehdit ettikleri gerekçesiyle karşı çıktığı" belirtildi.

Raporda, "devletin, ‘laik devleti’ koruma gerekçesiyle, üniversiteleri de içine alacak şekilde devlet kurumları ve devlet dairelerinde İslami ifadeye getirilen kısıtlamalar da dahil, Müslüman ve diğer dini gruplara sınırlamalar koymaya devam ettiği" ifade edildi. Raporda, bununla birlikte, üniversiteler de dahil olmak üzere devlet binalarında Müslümanların ibadetlerini yerine getirebilmeleri için mescitlerin bulunduğu kaydedildi.

BAŞÖRTÜSÜ YASAĞI

"Müslümanların devlet daireleri ve devlet okullarında başörtüsü takmalarına getirilen geniş çaplı yasağın devam ettiği" belirtilen raporda, "bununla birlikte, bu yasağın üniversitelerde gevşetildiği ve bazı iş yerlerinde görmezden gelindiği" kaydedildi.

Raporda, "Yükseköğretim Kurulunun (YÖK), üniversitelerde öğrencilerin başörtüsü takmasına getirilen yasağın artık uygulanmayacağını açıkladığı, ancak bu kararın ilk ve ortaöğretim ile liseleri kapsamadığı" ifade edildi.

"Başörtüsü yasağının, kamu binalarındaki memurlarda da yürürlükte olduğuna" dikkati çekilen raporda, "ancak bazı devlet dairelerinin, gayriresmi olarak, çalışanlarının aleni şekilde başörtüsü takmasına izin verdiği" kaydedildi. Raporda, "kamu sektöründe hemşire ya da öğretmen olarak çalışan ve başörtüsü takanların zaman zaman disiplin cezasına çarptırıldıkları ya da işten çıkarıldıkları" belirtildi.

Raporda, "meslek liseleri öğrencilerinin, eğitim gördükleri alan dışında bir üniversite programına başvurmaları halinde üniversite giriş sınavında katsayılarının düşürüldüğüne" değinilerek, "bunun, İmam Hatip Liseleri öğrencilerinin ilahiyat dışındaki üniversite programlarına yazılabilmelerini zorlaştırdığı" kaydedildi.

Raporda, "bazı dini grupların üyelerinin, inançları yüzünden devlet kurumlarında kariyer yapmalarının engellendiğini söylediklerinin" ifade edildiği raporda, "bazı dini grupların da ibadet özgürlüğü, devlete kayıt yaptırma, mülk edinme ve dindaşlarını eğitme konularında zorluklarla karşılaştıkları, ayrıca dinlerini yaymaya çalıştıkları ya da çocuklara dini eğitim verdikleri gerekçesiyle bazı Müslümanlar, Hıristiyanlar ve Bahailerin kısıtlamalara ve yer yer tacizlere uğradıkları" belirtildi.

"KURTLAR VADİSİ FİLİSTİN" FİLMİ DE RAPORA GİRDİ

Bazı gayrimüslim topluluklarının özgürlüklerini azalttığı, birçok Hıristiyan, Bahai, Musevi ve Alevi’nin toplumsal şüphe ve güvensizlikle karşı karşıya kaldıkları ve toplumun bazı ögelerinin Yahudi karşıtlığı hissiyatlar dile getirmeye devam ettiği" kaydedilen raporda, "ülkedeki bazı Yahudi liderlerin, Yahudi karşıtlığı potansiyeli konusunda kaygılar dile getirdiği ve Yahudi karşıtlığı vakalarının doğrudan Ortadoğu’daki olaylarla alakalı olduğuna inandığı" ifade edildi.

"Bazı gazeteler ve televizyon programlarının Hıristiyan ve Yahudi karşıtı mesajlara yer vermeye devam ettiği, kitapçılarda Yahudi karşıtı edebi eserlerin yaygın olduğu" öne sürülen raporda, "Kurtlar Vadisi Filistin" filminden bahsedildi.

FENER RUM PATRİĞİ

"Yetkililerin, kiliselerin faaliyetlerini izlemeye devam ettiği, ancak genel anlamda onların dini faaliyetlerine müdahale etmediğinin" kaydedildiği raporda, "bununla birlikte, kiliselerin yönetimine önemli çapta kısıtlamalar getirildiği" iddia edildi.

Raporda, "40 yıldır kapalı durumda olan Heybeliada Ruhban Okulu’nun hala açılmadığına" da değinildi.

Raporda, bazı gayrimüslim toplulukların özgürlüklerinin azaltıldığına ilişkin eleştirilere de yer verildi.

Alevilerin bazı şikayetlerine de yer verilen raporda, ABD hükümetinin, ABD’nin, insan haklarının desteklenmesi politikasının bir parçası olarak, Türk hükümeti ve devlet kuruluşlarıyla dini özgürlükler konusunu konuştuğu, Türkiye’deki ABD misyonu temsilcilerinin devlet yetkilileri ve dini grupların temsilcileriyle sık sık bir araya gelerek, dini gruplar üzerindeki kısıtlamaların kaldırılmasını içeren adli reform da dahil olmak üzere, dini özgürlüklerle alakalı konuları ele aldığı" belirtildi.

AA
 

  • Universitas terbaik Tapanuli
  • tutorial dan tips zeverix.com
  • https://insidesumatera.com/
  • https://prediksi-gopay178.com/
  • https://margasari.desa.id/
  • https://sendangkulon.desa.id/