Nasıl mı? Bir yandan Esed rejimine karşı olduğunu söylerken, öte yandan Esed rejimine karşı savaşan mücahit grupların liderlerini ardı ardına katlederek, sahayı rejim güçleri için elverişli hale getiriyor. Yakın zamanda Halep kuşatmasını kırma operasyonunu yöneten isim olan Ceyşu’l Fetih’in askeri emiri Ebu Ömer Seraqibi’nin vurulması, daha önce Ahraru’ş Şam’ın karargahının hedef alınması ve Şam’ın Fethi Cephesi’nin önde gelen isimlerine karşı insansız hava araçlarıyla kesintisiz bir şekilde icra edilen suikastlerin Esed rejimine paha biçilmez bir destek sağladığı tartışmasızdır.
Bu meyanda bugün de ABD’nin Türkiye’nin Suriye’ye açılan Cilvegözü (karşısı Babu’l Hava) sınır kapısının hemen bitişiğindeki Sermede yakınlarında gerçekleştirilen iki drone saldırısında önde gelen mücahit grupların lider kadrosunu hedef aldığı ortaya çıktı. 1 Ocak’ta düzenlenen iki ayrı saldırıda Türkistan İslam Cemaati’nin lideri Şeyh Ebu Ömer Türkistani ile Hattap el-Kahtani ve Ebu Mutasım ed-Deyrani isimli önde gelen liderler şehid edildi. Bu kişilerin direniş gruplarının birleşmesi için yoğun çaba yürüten isimler olması ise vurulan darbenin derinliğini ortaya koyan ayrı bir husus.
Koalisyon adı altında İncirlik üssünü kıllandığı bilinen ABD genelde bu saldırıları üstlenmiyor. Nasıl gerçekleştirdiğini açıklamadığı gibi, insansız hava araçlarının nereden kalkıp nereye döndüğüne dair bir bilgi de vermiyor. Bununla birlikte bu saldırıların en azından bir kısmının koalisyon güçleri payandası altında yürütülen çeşitli faaliyetlere evsahipliği yapan İncirlik’ten organize edilmesi en güçlü ihtimal olarak gözükmekte.
ABD’nin Suriye halkının direniş iradesini ve gücünü kırmaya yönelik bu eylemlerinin Türkiye’de bulunan üslerden ya da Türkiye hava sahasını kullanarak gerçekleştirmiş olma ihtimali özünde çok çirkin ve korkunç bir durum oluşturmakta. Suriye halkına karşı işlenmiş açık birer suç olan tüm bu eylemler hakkında Türkiye devletinin hiçbir açıklama yapmaması da dikkat çekiyor.
Eğer Türkiye, ABD’nin insansız hava araçlarıyla gerçekleştirdiği bu suikastlere, cinayetlere iradesi dışında ve bilgisi olmadan ev sahipliği yapmışsa derhal bu zulme son vermeli ve Amerikalı katilleri topraklarından def etmelidir! Yok, eğer bu saldırılar Türkiye’yle, Türkiye’deki üsler ve hava sahası ile ilgisi bulunmayan eylemler ise bu takdirde yapılanları görmezden gelmemeli, Suriye direnişine vurulan bu darbeleri lanetlemelidir!
Hiç kuşkusuz, Suriye’de direnişi şu veya bu yolla vurmak, zayıflatmak son kertede Türkiye’yi vurmaktır, zayıflatmaktır! Bunca yaşananlar diplomasiye gömülmüş monşerlerin bu gerçeği idrak etmelerine yetmemiş olabilir ama kendi geleceklerini Ümmetin maslahatından, kurtuluşundan ayrı görmeyenlere, ayrı görmediklerini söyleyenlere çoktan öğretmiş olsa gerektir! Rıdvan Kaya
Özgür-Der Genel Başkanı