İsrail’in Gazze’ye uyguladığı ölümcül abluka zulmü yeni bir boyuta geçti. Artık Gazze’de yaşayan Filistin halkına yönelik yardım yapan kuruluşlar ve yardım görevlileri de akıl almaz suçlamalarla ve kurgularla engelleniyor. Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) Gazze Ofisi personeli Mohammed Mortaja, her türlü resmi prosedürü ve resmi izinler alınarak (İsrail tutuklamak için bu resmi onayı vermiş desek yeri var) Türkiye’ye eğitim semineri için gelecekken 12.2.2017 tarihinde İsrail Erez sınırı kapısında tutuldu. Mortaja İsrail istihbarat birimleri tarafından avukat görüşme yasağı, medya sansürü uygulanarak hiçbir bilgi ve açıklama yapılmadan bugüne kadar tutuldu ve günlerce sorgulandı. Evli ve 4 çocuk babası olan Mortaja 2012 yılından bu yana TİKA için yardım görevlisi olarak çalışıyordu.
İsrail, açıklanan iddianame ile bugün (21.3.2017 tarihinde) Mohammed Mortaja hakkında “teröre destek” verdiği gerekçesiyle tutuklama kararı verdi. İddiaya göre TİKA görevlisi Mortaja’nın Gazze’de hazırladığı listedeki muhtaçların aile fertleri Hamas’ın askeri kanadına üyeler. Ancak iddianamede muhtaçlara verilen bu yardımların askeri güçler tarafından nasıl kullanıldığına dair bir veri yok. Aynı iddianamede İHH İnsani Yardım Vakfı da Gazze’deki yardımlarından dolayı suçlanıyor. İHH Gazze temsilcisi Mehmet Kaya, Hamas lideri İsmail Haniye ile kontak kurmak ve nakdi yardım yapmak şeklinde Hamas’a destek verdiği yani teröre destek verdiği gerekçesiyle suçlanıyor. Mortaja’nın tutulduğu günlerde Mehmet Kaya’yı tutmak üzere bir oyun oynayan İsrail istihbaratı kendisini Erez sınır kapısına çağırmıştı. Ancak Mehmet Kaya gitmediği için tutulmaktan kurtuldu. Gelişmeler böyleyken Mortaja’nın tutuklama kararı verilmesi ile aynı sıralarda İsrail Dış İşleri Bakanlığı Sözcüsü “Türkiye, Gazze’ye yapılan uluslararası yardım paralarının terör grubu İHH’nın yardımıyla Hamas tarafından çalınmasının son mağdurudur” şeklinde bir beyan yayınladı.
Öncelikle TİKA personeli ve yardım görevlisi Mohammed Mortaja’nın haksız ve hukuksuz şekilde yakalanmasında ve şimdi de süresiz bir şekilde tutuklanmasından dolayı büyük bir üzüntü ve endişe içerisindeyiz. İddialara ise şaşkın değiliz. Zira İsrail’e göre “Gazze’de yaşayan tüm halk teröristtir ve Gazze’ye yardım eden herkes teröre destek vermektedir”. Gazze’de yaşayan sivil halkın defalarca bombardımanlarla ve en nihayetinde ölümcül abluka ile cezalandırılmasının sebebi İsrail’in Hamas’ı terörist kabul etmesi değil midir? Öte yandan şunu da biliyoruz ki sadece TİKA veya İHH değil UNRWA gibi Birleşmiş Milletler kurumları ve birçok uluslararası yardım teşkilatına bu suçlamalar yapılmıştır.
Ancak tuhaf olan şudur ki; bu olay, İsrail’den izin ve onay alarak geçerken bir Türkiye personelinin tutulması ve hem de bu olayın Türkiye-İsrail anlaşmasından sonraki normalleşmiş (!) süreçte gerçekleşmiş olmasıdır
İHH ile ilgili suçlama ve iddialar ise tam da beklendiği gibi “Mavi Marmara’nın intikamını alacağız” diyen İsrail’in tuzak ve oyunlarından ibarettir. İsrail Kabine kararı ile terör listesine alınmışlığın üstüne elbette ki Türkiye-İsrail anlaşmasından sonra eline geçen tüm fırsatları değerlendirecektir ve tuzak üstüne tuzaklar kuracaktır. Ancak İHH olarak İsrail’in tüm tuzak, engel ve suçlamalarına rağmen ne Gazze ablukasının kaldırılması çabası ne de Filistin halkına yardımlarımız kesilmeyecektir. Bu yardımların devamı İsrail’e bağlı değil Türkiye halkının Gazze’ye yardım gönderme iradesine bağlıdır. İsrail çok iyi bilmektedir ki; İHH hakkında yaptığı tüm takiplere rağmen bir hukuksuzluk bulamamış ve İHH’yı taşeronları eliyle engelleyememiştir. İHH’nın sadece Gazze faaliyetleri değil tüm yardım faaliyetleri uluslararası hukuk standartlarına uygundur. Bu alanda dünyadaki en iyi sistemi kurmuş, kurumsallaşmasını gerçekleştirmiş sivil kurumlardan biridir. Sadece İHH’nın Filistin, Kudüs konusunda durduğu yer ve cesareti İsrail için terör suçlamasına yetmektedir. 25. Kuruluş yıl dönümünde olan İHH bu duruşunu daha ilk kurulduğu gün Filistin’e yardım gönderen gönüllü ve bağışçılarının iradesi ile eşgüdümlü yürüyüşünü ilkesel duruşunu koruduğu için İHH eliyle Filistin’e ulaşan yardımlar katlanarak devam etmektedir.
İHH Gazze ablukasını zulüm olarak görmekte ve kaldırılması için herkesi göreve davet etmektedir. Gazze’ye yardımların da tüm tehditlere rağmen artarak devam etmesi için çağrıda bulunmaktadır.
İsrail her ne kadar uluslararası hukuka dahil hiçbir hukuka uymasa da uluslararası hukuk savaş zamanında bile insani yardımları ve onların yardım görevlisini koruma altında tutar. Bırakın engellenmesini tam tersine devletler yardımları ve yardım gönüllülerini korumaya almak ve kolaylık sağlamak durumundadır. İsrail, Gazze’ye yapılan yardımlarda sadece zorunlu geçiş noktasında bir fiili güç olarak kabul edilebilir. Gazze’ye gidecek yardımların onay mercii olamaz.
Mohammed Mortaja’nın tüm bu sebeplerle tutulması, yargılanması kabul edilemez. Biz vesileyle tüm insani yardım kuruluşlarını, insan hakları örgütlerini, insani yardım görevlilerini Mohammed Mortaja ile dayanışmaya çağırıyoruz. Bir Türkiye personeli olan ve mazlum Filistin halkına yardım eden Mortaja’nın derhal serbest bırakılması için tüm ilgili, etkili ve yetkilileri çaba göstermeye davet ediyoruz. Ayrıca Türkiyeli avukatları da adil yargılanma ile ilgili vahim bir karnesi olan İsrail Mahkemelerinde Mortaja’nın hukukunun korunması için duruşmasına gözlemci olarak katılmasının önemini hatırlatmak istiyoruz.
Gazze’nin de Gazze’ye yardım etmek isteyen Türkiye dahil tüm devletlerin de İsrail’e mahkum olmadan özgürce Gazze’ye ulaşabileceği günün yakın olmasını ümit ediyoruz.