İstanbul Finans Merkezi Konferansı’nda konuşan Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Türkiye’de sermaye piyasalarını genişleteceklerini belirterek, “Bizde bankacılık sistemi var, gerisi maalesef hepinizin malumu. Yüzde 90’ından fazlası bankacılık sektörüyse hangi finansal sistemden bahsediyoruz? Atılacak adımlarla ilgili yakın dönemde güzel bir haberimiz olacak. Yeni bir fon oluşturacağız” dedi.
Bütçe gereği Kamu kesiminin yaptığı tüm harcamalar ve bu harcamaların finansmanı için topladığı tüm gelirler hakkında halkın söz sahibi olmasına halkın bütçe hakkı deniyor. Bu hak gereği bütçeler halkın seçtiği vekillerin meclisinde onaya sunuluyor ve onay almayan bir bütçe yürütme organı harcama yapamıyor ve vergi toplayamıyor.
Öte yandan harcamalar ve vergiler Meclis onayına sunularak kanun hükmüne bağlandığında Meclis’in bütçe üzerindeki denetim yetkisi de kuvvetlenmiş oluyor. Ancak Türkiye’de özellikle son yıllarda birçok harcama ve gelir halkın bütçe hakkına aykırı biçimde gerçekleşiyor. Bu uygulamaların başında da kamu fonları geliyor.
2001 KRİZİ SONRASINDA AZALTILDI
Kamu fonları akademisyenler tarafından doğrudan yürütme erkinin kontrolünde olan ve meclis denetiminin zayıf olduğu bu sebeple mali saydamlık ilkesine aykırı uygulamalar olarak değerlendiriliyor. Bu sebeple yürütme organının yetkisini arttırmakla beraber denetimi zayıf olduğundan israfın da temel sebebi oluyor. Bu uygulamalar özellikle Turgut Özal döneminde yaygınlaştı. Özal döneminin en popüler fonlarından biri olan Fakir Fukaraya Destek Fonu yoksullar dışındaki bir çok şey için çarçur edilince halk bu fona ‘fak fuk fon’ adını verdi. Fon uygulamaları mali disiplini zayıflatıp israfa neden olduğundan 90’lı yıllardaki enflasyonun da temel sebebi olarak gösteriliyordu. 2001 krizinden sonra uygulanan Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı ile birlikte fon uygulamalarının çoğuna son verildi. Ancak siyasi krizin derinleştiği 2013 sonrası, fon uygulamaları yine çoğalmaya başladı.
VARLIK FONU’NUN BÜYÜKLÜĞÜ BİLİNMİYOR
Cumhuriyet dönemi boyunca kurulan işletmeler AKP döneminde sadece 60 milyar dolara özelleştirildi. Öte yandan özelleştirilmeyen kamu varlıklarının da büyük kısmı Varlık Fonu’na devredildi. Ziraat, Halk ve Vakıf Bankaları, THY, BOTAŞ, Türkiye Petrolleri gibi dev kamu şirketlerini elinde bulunduran Varlık Fonunu Sayıştay denetleyemiyor. Türkiye Varlık Fonu’nun başında ise Cumhurbaşkanı ve AKP lideri Tayyip Erdoğan bulunuyor. Varlık fonunun toplam değeri ise bilinmemekle birlikte varlık değerinin 100 milyarlarca lira ettiği tahmin ediliyor.
Kaynak: Birgün