Yazıda birçok fikir bulunabilir. Ama asıl anlatılmak istenen fikir tektir. Ana fikir, kısaca, parçanın bir cümlelik özetidir. Ana fikir bazen parçanın içinde bir cümle halinde verilmiş olabilir. Bu durumda o cümleye ana fikir cümlesi diyebiliriz. Ana fikir parçada cümle halinde verilmemişse parçanın bütününden ana fikri kendimiz çıkarmamız gerekir. Bazı parçalarda birden çok ana fikir var gibi görünebilir. İyi hazırlanmış bir parçada kesinlikle tek ana fikir vardır. İkinci ana fikir dediğiniz ikinci görüş, esas ana fikri desteklemek için vardır.
Ana Düşünce Nasıl Belirlenir?
Ana düşünceyi belirlemek, bir sözcüğün cümlede kazandığı anlamı, yaptığı görevi, cümlelerin ilettikleri yargıyı kavramaya bağlıdır. Ana düşünceyi belirlemede yanılgıya düşmemek için parçayı bütünüyle kavramayı amaçlayarak okumak gerekir. Parça okunduktan sonra, “Bu parçada yazarın asıl anlatılmak istediği nedir?” sorusuna doğru bir cevap alınırsa, ana düşünce belirlenmiş olur.
Ana Düşünce Cümlesinin Yeri
Ana düşünce cümlesi, yazarın amacını belirleyen cümledir. Paragrafta anlatılan her şeye bu cümle yön verir. Ana düşünce cümlesi yazarın tutumuna bağlı olarak paragrafın başında, ortasında ya da sonunda bulunabilir. Kimi paragraflarda ise ana düşünce somut olarak paragrafın herhangi bir yerinde görülmez; paragrafın tümüne sindirilmiş olur.
* Paragraf tümdengelim yöntemiyle oluşturulmuşsa ana düşünce cümlesi başta yer alır; ilk cümle hem konuyu hem ana düşünceyi yansıtır.
Örnek: Tiyatro, sınırları o kadar geniş bir bilgi ve çalışma alanı ki insanın bir ömrü değil, yüz ömrü bile olsa, onu bütünüyle öğrenmeye yetmez. Öyle ki insan, bütün bir yaşamını tiyatroya ayırmış olsa da ömrünün sonunda tıpkı başlangıçtaki gibi boş ve bilgisiz görür kendini. Çünkü yaşam, nasıl yeni günler getiriyorsa, yeni günler de tiyatroya yeni yeni üsluplar, yeni yeni düşünceler, yeni yeni deneyimler getiriyor.
Bu parçanın ana düşüncesi ilk cümlede belirtilmiştir. Yazara göre, “Tiyatro öyle geniş bir çalışma alanıdır ki onu bütün yönleriyle öğrenmeye bir insanın ömrü yetmez.”
* Paragraf tümevarım yöntemiyle kurulmuşsa ana düşünce cümlesi sonda olur. Bu durumda sonuç cümlesi, parçada anlatılanların tümünü özetler.
Örnek: Dil, bir toplumu başka bir toplumdan ayıran en önemli öğedir. Şair ise dildeki sözcüklere yeni anlamlar, çağdaş yorumlar katan kişidir. Bir toplum, yeni şairlerini anladığı ölçüde daha çağdaş bir toplum olma çizgisine ulaşır. Kısacası şair, toplumun dilini, dolaylı olarak da duyarlığını zenginleştirir ve canlı tutar.
Verilen parçanın son cümlesi “Kısacası……” biçiminde başlıyor. Buradan anlıyoruz ki yazar, parçada anlattığı her şeyi burada kısaca belirtecek. Parçanın son cümlesi, ana düşüncedir.
* Ana düşünce kimi zaman da paragrafın orta bölümünde yer alabilir.
Örnek: (I) Sanatın insanoğluyla yaşıt olduğu söylenebilir. (II) İnsanoğlu, geçirdiği evrimlere uygun olarak sanatı da değiştirmiş, geliştirmiştir. (III) İlk sanat örneklerini incelediğimizde sanatın ilkel bir nitelik taşıdığını görürüz. (IV) İnsanın, yerleşik yaşama geçmesiyle birlikte kültür düzeyi de yükselmiştir. (V) Bu da ister istemez sanata yeni nitelikler, yeni boyutlar kazandırmıştır.
Bu parçayı dikkatlice okursak (II) numaralı cümlenin ana düşünceyi yansıttığını görebiliriz.
Ana düşünce Cümlesinin İşlevi ve Nitelikleri
Ana düşünce cümlesi, anlatacaklarımızı bulma işini kolaylaştırır. Yazıya birlik, bütünlük kazandırır. Çünkü yazının örgüsü, ana düşünce cümlesi üzerine kurulur. İyi bir ana düşünce cümlesinde şu nitelikler bulunur:
* Ana düşünce cümlesi konu değil, düşünce belirtmelidir.
Örnek: “Yaban romanı” ==>Konu ama ana düşünce cümlesi değil.
“Yaban, köy ve köylü sorununa parmak basan gerçekçi bir romanımızdır.” ==> Ana düşünce cümlesi.
* Ana düşünce cümlesi, açık ve özlü olmalıdır.
Örnek: “Yaban romanı Anadolu halkının yaşayışı üzerine yazarın türlü görüşlerini kapsar ki her biri okuyanı ve halkı acı acı düşündürür.” ==> Ne açık ne de özlü.
Türk köylüsüyle Türk aydını arasındaki derin uçurum ortaya konmuştur.” ==> Ana düşünce cümlesi.
düşünce cümlesi açık ve anlaşılır olmalı, değişik yorumlara yol açmamalıdır.
: “Bu yaz, Anadolu’da yaptığım bir geziden türlü izlenimler edindim ki, her biri bölgesel bir değer ve renk taşımaktadır.” ==> Açık ve anlaşılır değil.
“Anadolu’daki gezimden Doğu Anadolu köylerindeki ev tipleriyle Batı Anadolu’dakiler arasında büyük farklılıklar olduğunu öğrendim.” ==> Ana düşünce cümlesi.
* Ana düşünce cümlesi açıklama yapmamıza, örnek vermemize, karşılaştırmalara, nedenleri belirtmemize, etki ve sonuçları göstermemize, kısacası geliştirilmeye uygun olmalıdır.
Örnek: “İstanbul Boğazı, Asya ile Avrupa’yı birbirine bağlar.” ==> Geliştirilmeye uygun değil.
“İstanbul Boğazı’nın Asya ile Avrupa’yı birbirine bağlamasının askeri yönden değeri büyüktür.”==> Geliştirilmeye uygun, ana düşünce cümlesi olabilir.
Örnek: Tutunamayanlar, Türk romanının zamansız doğmuş çocuğudur. 1961’de ölen çok değerli Ahmet Hamdi Tanpınar’ı bile ölümünden nice zaman sonra tanımaya ve anlamaya başlayan Türkiye, Oğuz Atay’a ve hacimli romanı Tutunamayanlar’a zaman ayıramazdı. Yediden yetmişe kendilerini memleketi kurtarmakla görevli bilmiş insanların bireysel sorunlara ayıracak zamanları yoktu.
Parçanın konusu Tutunamayanlar ve ana fikri de Tutunamayanlar romanının değerinin anlaşılamamış olması olmalıdır.
Örnek: Goethe, “Faust’ta ne demek istiyorsunuz?” diye soran bir okuruna, “Ben de bilmiyorum” demiş. Faust’ta ne demek istediğini bilmediğinden değil, hiçbir sanat yapıtının bütünüyleaçıklanamayacağını bildiğinden… Evet, evet gerçekten de hiç önemi yok, birçok kimsenin Hamlet’i öve öve bitirememesinin ya da Eliot’ın onu yerin dibine batırmasının. Hiç ama hiç önemi yok, Nihavent Saz Semaisi’ni dinler ya da Guernica’ya bakarken sizin ne duyup anladığınızla, Mesut Cemil ya da Picasso’nun ne anlatmak istediğinin. Çünkü “sanatçının söylemek istediği” ile “bizim anladığımız” başka başka şeyler çoğu zaman.
Konu: Sanat yapıtının anlattıkları.
Ana fikir: Sanat yapıtının bütünüyle açıklanamayacağıdır.
Daha fazlası için : Paragrafta anlatım biçimleri ve geliştirme yolları