Ramazanın özünü güzelce anlatarak onu idrak etmemizi vesile olan Üstad Sezai Karakoç‘un oruç ile ilgili yazdıkları insanın ufkunu açıyor, ruhunu hafifletiyor.
Dünya Bizim sitesinden Taner Sabancı, Sezai Karakoç’un Ramazan’ı nasıl anlattığını yazdı. Şaban ayının sonlarına doğru yaklaşırken, acaba mübarek Ramazan ayını karşılamaya ne kadar hazırız? Bizler ruhsal bir hareketlilik içerisinde günlerimizi geçirirken bu hareketin istikametinin aşağıya doğru olması sahip olduğumuz her şeyin bereketini kaçırmakta. Kimimiz bu hareketin aşağılığının idrakindeyken yükselmenin, gönül ferahlığına sahip olmanın yollarını arayadursun; kimisi ise yaşadığı dünyanın, özellikle kendisinin varlığından bihaber nefes alıp vermeye devam etsin.
İnsan ister idrak hali içerisinde kendisine ışık arayadursun isterse anlam çabasından uzak bir şekilde kabul ettiği doğrulara sahip olsun. Ramazan yaklaşmaktadır ve onun ağırlığı üzerimizdedir. Evet, üzerimizdedir çünkü bizler aklımız ve henüz olgunlaşamamış ruhumuz ile kelimelerin arkasındaki hakikatin ne olduğunu bilmemekteyiz!
Ramazan ne demektir? Varlığın hakikatini henüz bilememek veya onun hakikati yolunda bir adım dahi atmamak! Bunlar benliğimizde tam olarak neyi oluşturuyor tanımlamak güç. Huzursuzluk ise genel niteleme!
“Hayvandan meleğe doğru yolculuk; içteki karanlıkların eriyişi, yerini metafizik ışıkların alması Oruçla…” Sezai Karakoç
İdrak noktası önünde bulunup varlığa dâhil olma isteğinde bulunanların Ramazanı anlamaları ve anlamlandırmalarında bir çıkış yolunu da Sezai Karakoç önümüze sunuyor. Karakoç’un Ramazan ile ilgili yaptığı benzetmelerle, basit dediğimiz bir kelimeye yüklediği anlam ile Ramazanın ne demek olduğuna dair düşüncelere sahip oluyoruz. Asıl yaptığı ise ruhumuzdaki ağırlığı kaldırmakta bizlere yardım etmesi, idrak noktasından bir adım atıp sevgiliye yaklaşmakta önümüzü aydınlatması!
Rasim Özdenören arşivinden Sezai Karakoç
Sorular, sorunlar, sorular
Yaşadığımız zamanda her şeyin anlamını yitirirken mübarek Ramazan ayı da bundan nasibini almış durumda değil midir? İnsanların gaflet halinde bulunması, Ramazanı da meta olarak önümüze sermiyor mu? Şenlik adı altında tüketime sürüklenmiyor muyuz? Birbirinden öz itibariyle o kadar farklı Ramazan yaşayışına ne demeliyiz? Karakoç, bu karışıklık içerisinde insana Ramazanın özünü anlatır. İşte karşımızda durmaktadır olanca gücüyle Ramazan. Bize düşen ise karışıklıkta kaybolmadan ceht içerisinde onu yaşamak.
“Günlük Yazılar II ve İslam” eserlerinde bulunan, sonradan Samanyolunda Ziyafet ismiyle kitaplaşan Samanyolunda ziyafet, Her yıl bir mucize gibi gelen, Oruç ta acıkır, Diriliş saati, Silahımız, Oruç ve çocuk, Orucun ömrü, Orucun 24 saati, Betonları yıkan oruç gibi yazıların, bilinçli olarak dolu dolu bir Ramazan geçirmemizde bizlere yardımcı olacağına inanıyorum.