İstanbul’dan sonra bünyesinde en fazla yazma eseri bulunduran Konya Bölge Yazma Eserler Kütüphanesi Müdürlüğü’nün, 60 bin civarında yazma eser ve 100 bin civarındaki matbu eserle ”Anadolu’nun Hafızası” konumunda olduğu bildirildi.
Kütüphane Müdürü Bekir Şahin, yaptığı açıklamada, Konya Bölge Yazma Eserler Kütüphanesi’nin, Türkiye’nin farklı bölgelerindeki korumasız yazma eserlerin toplanması amacıyla 1984 yılında kurulduğunu söyledi.
O günden itibaren Türkiye’deki 72 kütüphaneden getirilen korumasız ve bakımsız durumdaki kitapların burada toplandığını anlatan Şahin, ”Ayrıca vatandaşlarımızın bağış yoluyla getirdiği kitaplar da burada mevcut. Kütüphanemiz satın alma yoluyla da birçok kitabı bünyesinde barındırıyor” dedi.
-İstanbul’dan sonra Türkiye’de en çok yazma eser Konya’da-
Konya Bölge Yazma Eserler Kütüphanesi’nin, 2010 yılında çıkan Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı Kanunu ile bölge müdürlüğü haline getirildiğini anımsatan Şahin, şunları kaydetti:
”Diyarbakır, Kayseri, Manisa ve Konya’da bulunan Yusuf Ağa Kütüphanesi ile 4 kütüphane bölge müdürlüğümüze bağlandı.
Müdürlüğümüz, yazma eser ve matbu eser konusunda İstanbul’dan sonra Türkiye’nin en çok yazma eser olan kütüphanelerinin bulunduğu merkez durumunda. Konya Bölge Yazma Eserler Kütüphanesi’nde, Yusuf Ağa Kütüphanesi’nde, ayrıca Mevlana Müzesi’ndeki kütüphanede, Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı olarak çalışan Koyunoğlu Müze ve Kütüphanesi’nde ve Selçuk Üniversitesi Dokümantasyon Merkezi’nde de bolca yazma eser ve nadir matbu eser bulunmakta. Konya’da 60 bin civarında yazma eser, 100 bin civarında da nadir matbu eser mevcut.”
-Anadolu ve Selçuklu’nun hafızası-
Konya’nın, Selçuklu’nun hafızası konumunda olduğunu ifade eden Şahin, o dönemin eserlerinin Yusuf Ağa Kütüphanesi, Sadreddin Konevi Kütüphanesi ve Kutlu Melek Hatun Kütüphanesi’nde yer aldığını ifade etti.
”Konya Bölge Yazma Eserler Kütüphanesi Müdürlüğü, Anadolu’nun ve Selçuklu’nun hafızası durumunda” diyen Şahin, şöyle devam etti:
”Kütüphanemizde bir kitap şifahanesi mevcut. Her yıl Azerbaycan’dan ve değişik ülkelerden gelen kütüphane çalışanları burada yazma eser terminolojisi, kataloglama, dijitalleştirme ve kitap tamiratı noktasında eğitim almaktadır. Burası aynı zamanda sosyal bilimler enstitüsü mantığıyla çalışmaktadır. Zaman zaman kendi iç bünyemizde de eğitimler verilmekte, değişik kurum ve kuruluşlarla da işbirliği yapılmaktadır. Bu yıl Selçuk Üniversitesi Fars Dili Bölümü’nden bir arkadaşla başlattığımız Farsça kursumuz devam ediyor. 3 yıldır Osmanlı Türkçesi kursları, 20 yıldır hat kursu, 5 yıldır tezhip ve 15 yıldır da ebru dersleri devam etmektedir.”
Şahin, eserlerin saklandığı bölümlerde bağıl nem oranının 50, ısının ise 18-24 santigrat derece olduğunu, kitapların toz ve güneş ışığı almamasına özen gösterildiğini sözlerine ekledi.
AA