Abdullah Güner’in röportajı
İtibar dergisi bir yıl önce İbrahim Tenekeci yönetiminde çıkmış olduğu edebi yolculuğuna yeni isimleri de bünyesinde toplayarak devam ediyor. Edebiyatın yeni merkezi İtibar’ın 1. yılını yayın editörü Ali Görkem Userin’le konuştuk.
"DERDİMİZ, SANAT VE EDEBİYATTAN ÖNCE BİR AHLAK DURUŞU"
Öncelikle İtibar dergisi neye itibar ediyor? İtibar’ın edebiyat dünyasındaki yeri ve önemini açıklar mısınız?
İtibar, isminden başlayarak, gündeme getirdiği meseleleri ve kişileri de kapsayacak şekilde neye itibar ettiğine işin başından beri dikkat eden bir dergi. Bunu da özellikle yayın siyasetinde ve derginin sunuş yazılarında açık seçik ortaya koymaya çalıştık. Genel Yayın Yönetmenimiz İbrahim Tenekeci tarafından yazılan sunuş yazıları derginin değer ve hassasiyetlerini net bir şekilde ifade ediyor. Örnek vermek gerekirse, 2011’in Ekim ayında çıkan ve birkaç gün içinde ikinci baskı yapan birinci sayının sunuşunda altı çizilen ana hususlar; dostlukta ısrarcı olmak, İmam-ı Azam’ın işaret ettiği itibar ortaklığı, meziyet ve şahsiyeti bir bütün olarak görmekti. Bunlar da gösteriyor ki derdimiz sanat ve edebiyattan önce bir ahlak ve duruşu ortaya koyabilmektir. Biraz da bu yüzden, edebiyatı olduğu kadar fikriyatı, düşünceyi de önemsiyoruz. Yazılarımızda, söyleşilerimizde bu doğrultuda tercihlerde bulunuyoruz.
İtibar’ın edebiyat dünyasındaki yeri dergi daha çıkmadan az-çok belliydi. Hazırlık sürecinde gördük ki, Türk edebiyatının yeni, dinamik, kapsayıcı ve birleştirici bir merkeze ihtiyacı vardı. Merkez dergiler dediğimiz dergiler on yıllardır üstlerindeki ölü toprağını atmadan ve rutin bir içerikle yayınlarını sürdürmekte bir sakınca görmüyor. Bir yandan yeni imzalara yeteri kadar yer vermezken öbür yandan da kimi bağnazlıklardan dolayı kendi kadroları dışındaki ustaları ve önemli isimleri de görmezden duymazdan geliyorlar. Türk edebiyatında Nurettin Topçu’yu, Sezai Karakoç’u, Nuri Pakdil’i, Cahit Zarifoğlu’nu, Rasim Özdenören’i, Mustafa Kutlu’yu ve İsmet Özel’i aynı muhabbetle okuyup anlamaya çalışan tek dergi İtibar olmuştur bugüne kadar. İddialı gibi görünse de hakikat budur. Biraz da bundan olsa gerek, İtibar okuyucularda ve edebiyat ortamında ciddi bir ilgi görmüş, karşılık bulup yankı uyandırmıştır.
"DİĞER DERGİLERİN CILIZLIĞI İTİBAR’I MERKEZ KILDI"
Muhafazakâr camiada edebiyatın merkezi olduğunuzu, bir kanon oluşturduğunuzu görüyoruz. İtibar, edebiyatta köklü dergilerin yanında yeni bir yol yeni bir damar açtı. Bildiğimiz isimler bir araya geldi. İtibar dergisi şiiri, edebiyatı, hikayeyi, fikri nereye götürme taraftarı?
Doğrudur, edebiyatın yeni merkezi olduğumuz bizim dışımızda sıkça ifade ediliyor. Açıkçası bizim böyle bir iddiamız olmadı. Fakat diğer dergilerin cılızlığı ve edebiyat ortamının ihtiyaç ve beklentileri İtibar’ı merkez kıldı. Her dergi yayınladığı ürünlerin kalitesince güçlüdür. Yıllardır dergilerin çoğu mail kutularına gelen ürünleri okuma zahmeti bile göstermeden baskıya gönderiyor. Dergiyi hazırlayanların dahi okumadığı ürünleri okur niçin okusun? İtibar’da yapmaya çalıştığımız aslında yapılması gerekenden başka bir şey değil. Önemsediğimiz imzaların iyi ürünlerine yer vermeye çalışıyoruz. Zaten belli bir dergicilik terbiyesinden gelen herkesin yaklaşımı budur, bu olmalıdır. Böyle olunca hem okurun ilgisi azalmıyor hem de yazar ve şairler ürünlerinin hakkının verildiğini, okurda ve edebiyat ortamında karşılık bulduğunu görüyorlar. Elbette bunları yapabilmek için de çeşitli teknik ve lojistik imkânlar, fedakârlıklar gerekiyor. Bu imkânları bize sunan isimlerin başında ise dergimizin imtiyaz sahibi Tuncay Kara ağabeyimizi anmalıyız.
Dergimizin kadrosunda farklı kuşakların ve ekollerin önemli temsilcilerini bir araya getirmeye çalıştık. Örneğin şiirde Süleyman Çobanoğlu ile Osman Konuk İtibar’da yan yana geldi. Kuşaklar açısından bakarsak, Rasim Özdenören gibi öyküde ellinci yılını geride bırakmış usta bir ismin öyküsünün yanına henüz yirmili, otuzlu yaşlarındaki Görkem Evci, Aykut Ertuğrul gibi arkadaşların öykülerini koyduk. Yine edebiyat türlerinin yanına fikriyat yazılarını koymaya çalıştık. Lütfi Bergen, Murat Erol ve Yusuf Genç’in düşünce yazılarını burada anabiliriz. Önümüzdeki dönemde de bu şekilde devam edeceğiz. Bizler İtibar’da edebiyatla fikriyatı farklı disiplinler olarak görmüyoruz. Düşünceden beslenmeyen edebiyat laf-ı güzaf, edebiyata ve estetiğe yaslanmayan düşünce ise biçimsiz ve etkisiz kalacaktır.
"ATASOY MÜFTÜOĞLU EKİM’DEN İTİBAREN iTİBAR’DA YAZACAK"
Son bir yıllık süreçte İtibar’ın gündemini en çok ne meşgul etti? Tartışmalar, şiirler, hikayeler öne çıkan konu başlıkları ve içerik üretimleri daha çok ne üzerine olmuştur?
Aslında bu sorunun en doğru ve ayrıntılı cevabı derginin 12 sayısının yan yana gelmesiyle oluşan büyük resimdedir. Fakat bugünden baktığımızda derginin kendine ait gündemdışı bir gündemi olduğunu görüyoruz. Bu gündemde, edebiyat ortamının ıskaladığı isimler, eserler ve meseleler merkezdeydi. Süleyman Çobanoğlu, Osman Konuk, Berat Demirci, Ahmet Murat, Turan Koç gibi isimlerin kendi ürünlerine ilaveten bunlarla yapılan söyleşiler ve onlara dair yazılan inceleme ve eleştirilerle alternatif bir gündemi vardı derginin. İslamcılık bahsi dışında ülke gündemiyle paralel bir gündemimiz olmadı. Eylül’den itibaren üç-dört sayı boyunca Cahit Zarifoğlu’nun bugüne kadar yayınlanmamış radyo oyunlarına yer vermeye başladık. Yine eylül sayısıyla ilk yılımızı tamamladık ve ikinci dönemimize girdik. Bu yeni dönemde İtibar sırtındaki gereksiz yüklerden kurtulmuş bir dergi olarak çok daha rahat hareket edecektir. Yine bu yeni dönemde dergide ilk kez ürünü yayınlanan kıymetli isimler olacaktır. Örneğin, bugüne kadar Büyük Doğu, Diriliş, Edebiyat ve Mavera gibi çok önemli mecralarda yazılar yazan Atasoy Müftüoğlu da Ekim’den itibaren dergimizde yer alacaktır.
"1 YILDA 123 İSMİN ÜRÜNÜ YAYINLANDI"
Bu bir yılda sizinle beraber kalem tutan isimler kimlerdir? İtibar’la adını duyduğumuz veya duymaya devam edeceğimiz isimler kimlerdir?
On ikinci sayımız olan Eylül sayısında ilk yılında İtibar’da ürünleri yer alan isimleri listelemiştik. 123 ismin ürünleri yer almış on iki sayı boyunca İtibar’da. Bunların arasında Hüsrev Hatemi, İbrahim Tenekeci, Cevdet Karal, Lütfi Bergen, Abdullah Harmancı, İbrahim Paşalı, İsmail Kılıçarslan, Osman Toprak, Furkan Çalışkan, Mustafa Akar, Ahmet Edip Başaran, Said Yavuz, Yusuf Genç gibi derginin çekirdek kadrosundan isimler yer aldığı gibi 90’larda doğan ve ilk kez ürün yayınlayan isimler de mevcuttu. Bu yeni isimler arasında Muzaffer Serkan Aydın, Murat Saldıray ve Fatih Muhammet Atasever anılabilir.
Şiire, edebiyata İtibar’ın katkısı ne olmuştur?
İtibar’ın günümüz edebiyatına ve edebiyat ortamına iki temel katkısı oldu. Bunlardan ilki, yıllardır edebiyat dergilerinde ürün yayınlamayan kimi imzaları yeniden edebiyat ortamına dahil etmesidir. Rasim Özdenören, Fatma Barbarosoğlu, Ahmet Kekeç, İsmail Kılıçarslan, Levent Dalar gibi isimler İtibar’la birlikte yeniden bir dergide ürün yayınlamaya başladılar. Derginin ikinci önemli katkısı ise bu tecrübeli isimlerin yanına sonraki kuşakların kaydadeğer imzalarının nitelikli ürünlerini eklemesiydi. Özellikle her sayıda yeni bir imzanın dergiye dahil olmasıyla, İtibar’ın, dar ve kemikleşmiş bir kadroyla, çeteci bir yaklaşım sergilemeyeceği ve iyi ürüne sayfalarının açık olduğu görülmüş oldu.
Bir edebiyat dergisinin okuyucusu olmak yaşayan insan açısından özellikle gençler açısından niye önemlidir?
Dergiler bahsine girmeden önce edebiyatın ne işe yaradığına, insana ne kattığına bakmak lazım. Bu konuda çok çeşitli tanımlara başvurulabilir. Fakat, özetle edebiyatı insanın yeryüzü tecrübesinin kaydı olarak tarif edebiliriz. Bu kayıt, insanın kendi dışındakilere ve kendinden sonrakilere bir bilgi veya duygu aktarmasını sağlar. Kültürel birikim, gelenekler vb… bunların hepsi insanın kendine, hayata ve dünyaya dair tecrübelerini diğer insanlara ve gelecek nesillere aktarmasına imkân tanıyan araçlardır. Edebiyat da aynı işlevi üstlenir.
Edebiyat dergilerine gelirsek; kültürle, gelenekle oluşan birikimin aylık periyodlarla ve henüz dumanı üstündeyken insanlara aktarılmasını sağlar dergiler. Bu çağda yaşananların, tanıklıkların yine bu çağın insanına edebiyatın penceresinden aktarılmasında lokomotif rolü üstlenir dergiler. Gençler için dergilerin özel bir işlevinden daha söz edebiliriz. Gençlerin ihtiyaç duyduğu eleştirel bakışla geleneksel birikim daha çok dergilerde bir araya gelir. Özellikle farklı kuşakların edebî verimlerini yan yana getiren dergiler gençler için bulunmaz vahalardır. İyi bir edebiyat dergisi yeni nesiller için adeta bir kütüphane işlevi görebilir. Kitaplardan ve okumaktan uzaklaşan arkadaşlar dergilerde okuyup beğendikleri şiirler, öyküler, yazılar vesilesiyle kitaplarla bir bağ kurabilirler.
Ülkemizde şu anda edebiyatın en gereksinim duyduğu şeyi ne olarak görüyorsunuz? Edebiyatın neye ihtiyacı var?
Titizlik ve ahlak diyebiliriz. Kaldı ki İsmet Özel’in “Titizlik ahlakın ta kendisidir” sözünü hatırlarsak ihtiyacımızın tek başına titizlik olduğunu da söyleyebiliriz. Zaten titizlik ve ahlak sadece edebiyatın değil günümüz insanının her alanda muhtaç olduğu hassasiyetlerdir. Nuri Pakdil’in de ifade ettiği gibi “Titiz olma sınavını kazanmalıyız önce.”
Ayrıntılı bilgi için www.itibardergi.com adresine bakabilirsiniz.
On5yirmi5.com