Peygamber Efendimiz kimlere beddua ederdi?
Allah Resûlü (sav) lanet edici, beddua edici değildi.
Müminlerin birbirlerine lanet okumalarını da yasaklamıştı. “Birbirinize, Allah’ın laneti, Allah’ın gazabı ve cehennem temennisiyle bedduada bulunmayın.” (Ebu Davud, Tirmizi, Müslim)
Resûlullah (sav), kişinin kendisine, çocuklarına, mahiyetinde çalışanlara, Allah’ın kendisine verdiği mal-mülk gibi nimetlere beddua etmeyi de yasaklamıştı. “Bu beddualarınız, Allah tarafından kabul edilecek bir zamana rastlar da kabul edilir (ve siz üzülürsünüz.)” (Ebu Davud)
Efendimiz (sav) genel anlamda kâfirlere, kendisine işkence ve eziyet edenlere bile kolay kolay beddua etmemiştir.
“Ya Resûlullah (sav), müşriklere beddua et, onları lanetle” diyen birine şu cevabı vermiştir:
“Ben rahmet olarak gönderildim, lanet edici olarak değil!” (Müslim) Yine Taiflilerin kendisine ağır hakaretler etmesi ve saldırması üzerine dağlar meleğinin azap için gelmesi üzerine şöyle buyurmuştur: “Ben (onların yerle bir edilmesini değil) sülbünden, Allah’a ihlâsla ibadet edip hiçbir şeyi ortak koşmayacak kimseler çıkarmasını isterim.” (Buhari, Müslim)
Ancak savaşta düşman ordularının yenilgisi için dua ederdi. “Ey Kitab’ı indiren, hesabı süratli olan Allah’ım! Şu (kâfir) Arap kabilelerini yenilgiye uğrat! Allah’ım onları hezimete uğrat ve iradelerini sars!” (Buhari, Müslim, Tirmizi)
***
Efendimiz (as); mazlumla Allah arasında hiçbir perdenin olmadığını belirterek, beddualarından sakınılması gerektiğini buyururdu. (Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesei, İbn-i Mâce)
Hayvanlara lanet edilmesini, sövmeği de yasaklardı. (Müslim, Ebu Davud)
Allah Resûlü (sav), zamana lanet okumayı, kızmayı, sövmeyi uygun görmezdi. (Buhari, Müslim, Ebu Davud, Muvatta)
Rüzgâra lanet etmeyi, sövmeyi de yasaklamıştır. “Rüzgâra lanet etme. O bununla emrolunmuştur.” (Ebu Davud, Nesei)
***
Allah Resûlü (sav); İslam’a çok büyük zararları olmuş kimselere beddua etmiştir. Ayrıca laneti gerektiren kötü amelleri belirtirdi.
Müslümanlara işkence eden, İslam’a düşmanlıkta aşırı giden Ebu Cehil, Ümeyye b. Halef, Velid b. Utba gibileri isim zikrederek Allah’a havale etmişti. Adını andığı bu şahısların hepsi de Bedir’de öldürüldüler. (Buhari, Müslim, Nesei)
Resûlullah (sav), Bi’r Maune denilen yerde yetmiş kurra sahabinin şehid edilmesi üzerine tam bir ay süreyle sabah namazlarında (Buhari, Müslim, Ebu Davud, Nesei), diğer bir rivayette, kırk gün (Buhârî), hiç ara vermeksizin kunut okuyarak, suikastçılara beddua etti. (Ebu Davud)
Resûlullah (sav), kendi kızını boşadığı gibi hakaretler yapan, Ona saldıran, gömleğini yırtan Uteybe b. Ebi Lehep için, “Allah’tan, kendi köpeklerinden (veya hayvanlarından) birini sana musallat etmesini diliyorum.” Demiş ve kısa bir müddet sonra Şam yolculuğunda Uteybe bir köpek tarafından parçalanmıştır. (Taberânî)
Allah Resûlü (sav), Hendek Savaşı’nda, savaşın şiddetinden dolayı ikindi namazını vaktinde kılamamış ve bunun üzerine müşriklere beddua etmişti: “Güneş batıncaya kadar bizi (ikindi) orta namazından menettikleri için, Allah, onların kabirlerini ve evlerini ateşle doldursun!” (Buhari, Müslim, Ebu Davut, Nesei, Tirmizi, İbn-i Mâce)
Efendimiz (as) kendisine beddua ederek selam veren Yahudilere aynı karşılığı vermiştir. Onların söylediğinin üzerinde ilave beddualar yapmayı uygun görmemiştir.
Bir gurup Yahudi gelerek “Essâmu aleyke: Ölüm üzerine olsun” dediler. Bunu anlayan Hz. Aişe; “Aleykümü’ssâmü vella’netü: Ölüm ve lanet sizin üzerinize olsun” demişti. Ancak Hz. Muhammed bunu hoş görmemişti. (Buhari, Müslim, Tirmizi)
Allah Resûlü (sav); Kur’anı tahrif edene, Allah’ın kaderini yalanlayana, Allah’ın haram kıldığını helal sayana, gücüyle halka musallat olana, Allah’ın aziz kıldığını zelil, zelil kıldığını aziz kılana, Ehl-i Beyt’in kanını helal sayana, sünnetini terk edene (Rezin), kendisini istemeyen bir kavme imamlık-önderlik yapana, kocasını öfkelendirip geceleyen kadına, ‘Hayye ale’l-felah’ı duyup da namaza icabet etmeyen kişiye (Tirmizi), mezar soyguncusu (nebbaş) erkek ve kadınlara (Muvatta), bu hareketlerinin rahmetten uzaklaştırıcı olduğunu, lanetlik işler olduğunu belirtmiştir.
Ahirette lanetlenen (ilahi rahmetten uzak kalan) insanlar arasında şunları saymıştır: Bilerek faiz yiyenler, yedirenler ve sözleşmesini hazırlayıp yazanlar, zaruret olmadığı halde (fıtratı bozarak) dövme yapan ve yaptıranlar, zekâta mani olanlar, hulle yapan ve yaptıranlar. (Nesei)
***
Görüldüğü gibi Peygamber Efendimiz lanet etmeyi genel anlamda hoş görmemiş, en azılı insanları bile lanetlememiştir. Lanet ettiğine dair gelen bilgiler de sınırlı olup, azgın kâfirlere yönelik olmuştur.
Müslüman müslümana beddua değil, dua eder.
YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN!..