İcma Sempozyumu Sonuç Bildirgesi açıklandı

Din Adamları
İstanbul’da düzenlediği "Ortak Yol Haritası: İcma ve Kolektif Şuur" sempozyumu sona erdi. Umman Müftüsü Bedreddin Ahmet El-Halidi’nin yaptığı dua salondakileri gözyaşlarına boğdu...
EMOJİLE

İstanbul’da düzenlediği "Ortak Yol Haritası: İcma ve Kolektif Şuur" sempozyumu sona erdi. Umman Müftüsü Bedreddin Ahmet El-Halidi’nin yaptığı dua salondakileri gözyaşlarına boğdu.

Yeni Ümit ve Hira dergilerinin İstanbul’da düzenlediği "Ortak Yol Haritası: İcma ve Kolektif Şuur" sempozyumu sona erdi. Programın kapanışında Umman Müftüsü Bedreddin Ahmet El-Halidi’nin gözyaşları içinde yaptığı dua salondakilere duygulu anlar yaşattı.

İCMA SEMPOZYUMUNUN SONUÇ BİLDİRGESİ: PARÇALANMIŞLIĞIN ÇARESİ KOLLEKTİF ŞUUR

Yeni Ümit ve Hira dergilerinin İstanbul’da düzenlediği "Ortak Yol Haritası: İcma ve Kolektif Şuur" sempozyumunda varılan sonuçlar bir bildirgeyle kamuoyuna duyuruldu.

5 maddelik açıklamada, icmaın, İslam ümmeti için hayati bir öneme sahip olduğu vurgulandı. İstanbul’da ‘Müslümanların karşılaştığı problemlerle ilgili araştırmaları destekleme, güçlü ve kuşatıcı öneriler sunma kabiliyetinde’ bir koordinatörlük kurulması teklif edildi. Sempozyumda 15 tebliğ sunuldu. Programa katılan âlimler, icma kavramının nazari ve ameli yönleri üzerinde derin tahliller yaparak görüş alışverişinde bulundu. İcmaın ve kolektif şuurun; kültürel, hukuki, sosyal ve siyasal hayatta fonksiyonel hale getirilmesiyle ilgili fikirleri ifade edildi. Bildirgede ilim, fıkıh, medeniyet, kültür alanında araştırma yapacak koordinatörlüğün her yıl yapılacak toplantıları takip etmesi gerektiği de belirtildi.

Mısır’dan Sudan’a, Fas’tan Nijer-ya’ya ve Umman’dan Afganistan ve Tunus’a kadar 80 ülkeden gelen İslam alimleri iki gün boyunca İstanbul Kongre Merkezi’nde icma ve kolektif şuuru konuştu. 600 ilim adamı ve akademisyenin katıldığı sempozyuma izleyicinin ilgisi de büyüktü. Televizyondan canlı yayın ve anlık (simultane) 5 dilde çevirinin yapıldığı programda yerli ve yabancı âlimler, birlik ve beraberliğe vurgu yaptı. Yaklaşık 4 bin kişinin izlediği sempozyum sonunda ‘İstanbul Çağrısı’ adıyla bir bildirge yayınlandı. Sempozyuma katılan ilim adamları, icmanın nazari ve ameli tezahürleri üzerinde derin tahliller yaparak, icma ve kolektif şuurun hayatın her alanında fonksiyonel olması için fikir teatisinde bulundu. Bildirgeyle İstanbul’da, ilim, fıkıh, medeniyet, kültür alanında araştırma yapacak bir koordinatörlük kurulması tavsiye edildi.

1. İcma, İslam ümmetinin hayatında merkezi bir role sahip olmuştur. Asırlar boyu İslam dininin iki aslı olan Kitap ve sünnetin anlaşılmasında ve hayata geçirilmesinde Müslümanların ortak yol haritasını temsil eden icma fikrine ve onun arkasında yer alan kolektif şuura, parçalanmışlığın arttığı bugünün İslam dünyasında Müslümanların daha büyük ihtiyacı vardır.

2. İstanbul’da İslam âlemindeki ilim, fıkıh, medeniyet, kültür araştırma merkezleri ve üniversiteler ile işbirliği imkânlarını sağlayacak bir koordinatörlük kurulmalıdır. Bu koordinatörlük, Müslümanların karşılaştığı değişik problemlerle ilgili araştırmaları destekleme, güçlü ve kuşatıcı öneriler sunma kabiliyetinde olmalıdır.

3. Bu koordinatörlük, iki gün boyunca gerçekleştirilen bereketli bu sempozyum boyunca temas edilen konuların derinlemesine araştırılabilmesi için her yıl birbirini tamamlayıcı toplantılar düzenlenmesini takip ve koordine etmelidir.

4. Bu koordinatörlüğün görevlerinden biri de, başta icma olmak üzere İslam ümmetinin ortak paydasını teşkil eden konularda temel yazma eserlerin tahkik edilmesini, bu alanda araştırmalar ve telifler yapılmasını, ayrıca daha önceden basılmış eserlerin yeni baskılarının yapılmasını sağlamak veya desteklemek olmalıdır.

5. Kur’an ve sünnetin sahih anlamının kavranması ve onun yaşanması, başta Hulefa-i Raşidin olmak üzere Sahabe dönemi tatbikatının iyi bilinmesi, bugün düşünce dünyamızda meydana gelen kopukluğu gidermede ve İslam ümmeti içinde ortak paydayı güçlendirmede hayatî bir role sahiptir. Bu sebeple koordinatörlük yapacağı çalışmalarla İslam ümmetinin bugünü ve geleceği ile alakalı problemlerinin çözümünde kültür mirasımızın temel kaynaklarının ve özellikle icmaın ne kadar zengin bir hazine olduğunu ortaya koymalıdır.