80 albümü, dört Grammy’si bulunan efsane McCoy Tyner.
İstanbul’un birkaç kez konuğu olmuştu. Tatil ve hava şartları bir araya gelince bazı konserlerin çok zayıf geçtiği bir festival hatırlıyorum, örneğin. McCoy Tyner Açıkhava’ya gelmişti.
Piyano tarafına kümelenmiş, taş çatlasın 500 kişiydik. Bir dahaki gelişinin hemen öncesinde ise taze bir Grammy almıştı sanırım. AKM’de kuyruklar oluşmuş, halk konsere girmek için mücadele etmişti.
Kendisine daha sonra bu durumu nasıl karşıladığını sorduğumuzda, örnek alınacak bir kalenderlikle, "Olur böyle şeyler," demişti.
McCoy Tyner, bazı kişiler için sadece ‘Coltrane’in piyanisti’ olabilir. Aslında bu bile kendi başına bir şeref payesi, ama Tyner’ın meslek hayatı Coltrane Dörtlüsü ile noktalanmadı.
Tam tersine, piyanist yıllarla birlikte daha da güçlenerek yoluna devam etti ve müziği biçimlendirenlerden biri oldu. Zaten daha 60’lı yıllarda sadece Coltrane’le değil, Wayne Shorter, Bobby Hutcherson ve Joe Henderson gibi isimlerle de çalmıştı. McCoy Tyner, dönemin piyano üslubunu aşan üslubu ve müzik diline yaptığı katkıyla caz tarihinde yerini aldı. Dörtlüde beş yıl çaldıktan sonra besteci ve grup lideri olarak yoluna devam etti.
Ufkunu hep açık tuttu
80 albümü, dört Grammy’si olan, ‘Jazz Master’ ödüllü bir caz efsanesinden söz ediyoruz. John Coltrane ile birlikte yeni bir çığır açarken, kendine özgü bir piyano dağarcığı geliştirdi, ufkunu hep geniş tuttu.
Sonra 1966 Ocak’ında 1965’te, besteci ve grup lideri olarak kendi kaderini çizmek üzere beş yıldır birlikte çaldığı dörtlüden ayrıldı, yerini Coltrane’in taze eşi Alice aldı. Piyanist Alice’in hep grupla birlikte olmasının, hep kuliste bulunmasının bu kararın alınmasında payı olmuş mudur, bilmiyoruz. Ama çok da güzel yıllardı, hani. Miles Davis grubunun üyelerinden saksçı John Coltrane ile meslek hayatının akışını değiştirecek bir işbirliğine giriştiğinde 17 yaşındaydı. Coltrane’in klasik albümü ‘My Favorite Things’de (1960) çaldı. Sonra da caz tarihinin en etkileyici gruplarından birinin bir parçası oldu. Davulda Elvin Jones, basta Jimmy Garrison ile Coltrane ve Tyner’dan oluşan grubun olağanüstü kimyasında, Tyner ile Coltrane’in yakın dostluklarının da rolü vardı. Beş yıl içinde, ‘Live at the Village Vanguard’, ‘Impressions’ ve unutulmaz ‘A Love Supreme’de çaldı, uluslararası bir isim edindi. Daha ‘Coltrane’in piyanisti’yken bile özgün fikirleri vardı.
Konser 22 Ağustos’ta
80 albümü var dedik, 1960’dan beri albüm yapan bir müzisyen için çok sayılmaz. Bu yıllar Impulse, Blue Note ve Milestone dönemlerine ayrılır. Bu kayıtlar da onun cazdaki yerini büsbütün kuvvetlendirdi. Ne de olsa, aradaki yıllarda Bill Evans’la birlikte başkaları üzerinde en fazla etkisi olan, izi kalan piyanistten söz ediyoruz. Getirdiği yenilikler ondan genç piyanistlerin neredeyse tamamı tarafından benimsenip kullanıldı. McCoy Tyner da, bir başka büyük piyanist gibi, Thelonious Monk gibi ilk yıllarının üslubunu çok fazla değiştirmeden gelişmesini bilmiştir.
Konserde McCoy Tyner üçlüsüne eşlik edecek saksofoncu Gary Bartz, Tyner ile 1968’den beri çalışıyor. İlk kez o zaman bir araya gelmişlerdi. Bartz, Tyner’ın klasik albümleri ‘Expansions’ ile ‘Extensions!’da çaldı. Zaten John Coltrane’den çok etkilenmiş biriydi, bu beraberlik de onun için özel bir anlam taşıyordu. 1970’li yıllarda Miles Davis ile de çalışan alto saksçının lider olarak 30 albümü var ve hâlâ McCoy Tyner ile çalmaktan mutluluk duyuyor. İkisini 22 Ağustos akşamı Yıldız Sarayı, Has Bahçe’de dinleyeceğiz, ne mutlu…
Bugün Anouar Brahem, 23’ünde Ahmad Jamal
Hakan Erdoğan Productions’ın düzenlediği Ramazanda Caz etkinliği bu akşam Tunuslu ud üstadı Anouar Brahem, Türkçeleştirilmiş adıyla Enver İbrahim konseriyle başlıyor. Topkapı Sarayı 1. Avlu’daki konser öncesi Armada Catering tarafından ücretli iftar servisi de yapılacak.
1957 Tunus doğumlu Anouar Brahem, 10 yaşında konservatuvarda ut çalışmaya, üstat Ali Sriti’den ders almaya başladı. Ali Sriti ona 14 yıl boyunca her gün evinde Arap müziğinin sırlarını usta/çırak ilişkisi içinde öğretti. 1980’lerden itibaren hızla yükselen kariyeri boyunca, Arap müziğini, Akdeniz, İran ve Tunus halk müziklerini cazla harmanlamasıyla tanınıyor. Tunus’un dünyaya tanıttığı en büyük müzisyenlerden.
22 Ağustos’taki McCoy Tyner Trio&Gary Bartz konserinin ardından Ramazanda Caz’ın son konserini 23 Ağustos’ta Topkapı Sarayı’nda Ahmad Jamal verecek. Miles Davis’in “Tüm ilhamım ondan geliyor” dediği Ahmad Jamal, tabii ki dünyadaki sayılı caz piyanistlerinden biri. Piyano çalmaya üç yaşında başladı. İlk kaydı 1951 yılındaki ‘Ahmad’s Blue’. Günümüze kadar birçok önemli caz müzisyenine ilham veren Ahmad Jamal, son albümü ‘Quiet Time’da ustalığını bir kez daha kanıtlıyor.
Ramazan’da Caz konserlerinin biletleri 125 ile 65 lira arasında değişiyor.
Radikal