Ediz Hun ve Berhan Şimşek örneğinde olduğu gibi sinemacı vekiller Meclis’te sektörün beklentilerini gündeme taşıyamıyor. Şimdi gözler Meclis’in yeni sinemacı vekili Sırrı Süreyya Önder’de.
12 Haziran Genel Seçimlerinde meydanlara çıkan en ilgi çekici isimlerden biri İstanbul 2. bölgeden bağımsız aday olan senarist-sinemacı Sırrı Süreyya Önder’di. Sinema seyircisinin Beynelmilel, O.. Çocukları gibi filmlerde yönetmen ve senarist olarak tanıdığı Önder, seçim sürecinde aktivist ve siyasetçi kimliğiyle ön plana çıktı. Sanat ve sinema çevrelerinin de oylarıyla Meclis’te yerini alan Önder, siyasetçi olarak çok farklı bir kulvarda mücadele verecek gibi görünüyor. Anlaşılan bugüne kadar Meclis’e giren diğer sinemacı milletvekilleri gibi Sırrı Süreyya Önder de bağlı bulunduğu siyasi hareketin gündemini önceleyecek. Sinema, bizzat sinemacılar tarafından öncelikler sıralamasında en gerilere itilecek. Meclis’e giren sinemacıların mesleki konuları siyasetin gündemine ne ölçüde taşıdıkları üzerine bir soruşturma yapan aylık sinema dergisi Film Arası, Sinema Meclisi’nde yönetmen ve oyunculara vekillerinden beklentilerini sordu. Zeynep Merve Uygun’un sorularını cevaplayan Selda Alkor, “Uzun yıllar Meclis’te bir temsilcimizin olmasını istedik. Sanki bizi temsil eden birileri olursa sinemanın tüm problemleri sona erer, sosyal güvenceye kavuşuruz, telif haklarımızı alabiliriz, dünya pazarında yerimiz olur diye düşündük ama oraya gidenler memleket meselelerinden sinemanın sorunlarına fırsat bulup araştıramadılar. Daha önce Meclis’e giren Berhan Şimşek ve Ediz Hun bişeyler yapmak istediyse de sonuç çıkmadı.” diye konuşuyor.
Daha öncelikli sorunlar var
Devletin sinemaya sorun çözmek adına bile müdahil olmaması gerektiğini söyleyen Sinan Çetin ise Sırrı Süreyya Önder’in vekilliği konusunda “Şu an için sinemadan daha öncelikli sorunları var bu toplumun. Sırrı’nın da bu sorunların çözümü için elini taşın altına sokmaktan çekinmeyeceğine eminim’ yorumunu yapıyor. Yönetmen Nazif Tunç, Meclis’e giden sinemacıların sektörün beklentilerini karşılamadığı görüşünde.
Sinemacı Ediz Hun çevreci oldu
Tunç, “Önceki dönemlerde sinema sanatçıları Ediz Hun ve Berhan Şimşek Meclis’te sektör adına beklenilen bir parlaklık gösteremediler. Ediz Hun’un çevre sorunlarıyla ilgili bakanlığı da ilginçtir.” diyor. Sinemacıların Meclis’te kendi alanları ile ilgili çalışmalar yapmalarının çok da kolay olmadığına dikkat çeken yönetmen Gökhan Yorgancıgil de “Parti içi ya da dışı kimsenin sizin Türk sineması üzerine yapacağınız büyük hamleleri dinlemek isteyeceğini sanmıyorum.” diyor. “Türk sineması ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kültür politikaları maalesef öncelikli ve sıcak politika ile kesişmez.” diyerek asıl soruna işaret eden Yorgancıgil, ancak gerçek vizyon sahibi birilerinin kültür politikalarının reel politikaya kurban edilemeyecek kadar önemli olduğunu anladığı takdirde Meclis’e giden sinemacıların da beklentileri karşılayabileceğini söylüyor. Sender (Sinema ve Televizyon Yazarları Derneği) Genel Sekreteri Sinan Bilici’ye göre de sinemacıların Meclis’e parti temsilcisi olarak mı sanatçı kimliğiyle mi gittikleri çok önemli. “Sektörün sorunları çeşitli şekillerde Meclis’e taşınsa da onu sahiplenmek, savunmak ve gerekirse bundan doğacak bedelleri göze almak şart. Açıkçası bunu görebildiğimizi düşünmüyoruz.”diyen Bilici, yine de sinema adına Meclis’ten ve devletten beklentilerini şöyle özetliyor: “Gelişmiş ülkelerdeki gibi sendikalı, sosyal güvenceli ve insani çalışma koşulları, sanatsal üretimi destekleyecek şekilde teliften doğan haklarımızın elde edilmesi, sinemasal üretimden doğan vergi gelirlerinin sektöre kazandırılması gibi konularda devletin yapabileceği çok şey var.”
Star Gazetesi