Terzic, bu kez ‘Mavi Kelebekler’ dizisi için Türkiye’de. Angelina Jolie’nin yönettiği, Bosna Savaşı’nı konu alan ‘In The Land Of Blood And Honey’ (Kan ve Bal Ülkesinde) filmi ile Hollywood’a ilk adımı atan Terzic, Türk insanının Bosna dramına gösterdiği duyarlılıktan çok etkilenmiş. Gerek TRT 1’de ekrana gelen Mavi Kelebekler’in gerekse Kan ve Bal Ülkesinde’nin Bosna’da yaşanan dramı yeniden gündeme getirdiğini söyleyen Terzic, bu ‘hatırlama’dan memnun. Boşnak oyuncu ile Angelina Jolie’nin samimiyetini, Sırpların filme gösterdiği tepkiyi, Türk sinemasını ve Bosna Savaşı’nı yaşayan biri olarak oynarken neler hissettiğini konuştuk.
‘Mavi Kelebekler’i izleme imkânınız oldu mu?
İnternet üzerinden izledim. Diziye dâhil olacağım için bilgi de aldım. Kostümler ve oyuncular çok iyi. Bosna’yı ve yaşadıklarımızı anlattığı için önemli. Mavi Kelebekler ismini nereden aldığını da biliyorum.
Bosna dramının Türkiye’de bir diziye konu olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye savaş zamanında da bize çok destek vermişti. Benim insanlarıma güven veriyor. Her zaman sırtımızı dayayabileceğimiz bir dostumuz. Benim de birçok arkadaşım var burada. Benzer halklarız. Dizide önemli olan gerçeklerin yansıtılması. Bazı insanlar, gerçekleri yalanlarla değiştirmeye çalıştılar.
Türkiye’de başka projeler olur mu?
Türkiye’yi, özellikle İstanbul’u çok seviyorum. Burada, ‘Unutma Beni İstanbul’ projesi için kısa film çektim. Saraybosna ile İstanbul birbirine çok benziyor. Amacım, şu an çalıştığım projeye odaklanıp, insanlar üzerinde iyi bir etki bırakmak. Angelina Jolie’nin yaptığı film ve Mavi Kelebekler gibi yapımlar sevindirici. Bizi unutmadılar. Savaştaki gerçekler artık çekilip ortaya çıkıyor.
‘Kan ve Bal Ülkesinde’ filmi Sırbistan’da tepkilere neden oldu. Filmin Bosna dramını hakkıyla anlattığını düşünüyor musunuz?
Eksik de olsa bazı şeyleri aktarabildi. Bosna’da birçok insanın birbirine anlatmadığı sırları bile ortaya çıkardı. Ve bu yüzden kimse bu gerçekleri kabullenmek istemediğinden tepki olması normal. Her şey çok gerçek ve çok acı olduğu için bazı sahneler vardı filmin içinde; benim oynamakta tereddüt ettiğim sahnelerdi. Ağır ve zor sahnelerdi.
O dönemi yaşamış biri olarak gerek çekimlerde gerekse de senaryoda Angelina Jolie ile fikir alışverişinde bulundunuz mu?
Filmde oynayan herkes savaş mağduru ve savaş görmüş insanlar. Bosna dramını daha iyi anlatmak, acıyı göstermek için bizden katkıda bulunmamızı istedi.
Senaryoyu ilk okuduğunuzda Jolie’nin samimiyeti konusunda bir endişeniz oldu mu?
Senaryoyu gördüğümde Angelina Jolie’ye ait olduğunu bile bilmiyordum. Bosna’dan birinin çıkıp yazdığını düşündüm. Projeden önce üzerinde çalışmalar ve sorgulamalar yaptık. Onun bu kadar titiz ve iyi bir iş çıkaracağını düşünmemiştik. Bana Bosna dramını ve katliamı anlatan iki belgesel izletti. Çok iyi araştırma yapmış ve emek vermiş.
Türk sinemasını takip edebiliyor musunuz?
İyi bir tarihinin olduğunu biliyorum. Zaten buraya gelme sebeplerimden biri de bu. Bir de sinemayla uğraşan insanlar çok entelektüel. Çok gelişmiş ama 5-6 yıl içinde daha da gelişecek diye düşünüyorum. Türk dizileri Londra, Berlin ve Saraybosna’ya kadar geldi. Hatta dünyanın her yerinde izlendiğini biliyorum.
Hollywood’dan başka teklifler var mı?
Teklifler zaten sürekli geliyor. 20-30 tane vardı, ben buraya gelmeden önce. Ama benim için önemli olan, ben hangi tarafta kendimi eğiteceğim. Oyunculuğumun hangi tarafını geliştireceğim benim için önemli. O yönde karar vermem gerekiyor. Madem şu an için Angelina Jolie filmiyle başladım, yine aynı benzer hikâyeler olmalı.
Benzer hikâyeler oyunculuk açısından tehlikeli olmaz mı?
Benim için şu an önemli olan, insani olarak kendimi göstermek. Bugün Bosna olur, yarın diğer ülkelerdeki soykırımlar olur. Oyunculuk sadece bir şey yapmak değil, insanlığa olan borcu da ödemektir. İnsani yardım gibi hissediyorum bunu. 7 yaşından beri tiyatro ve kamera önündeyim. Hatta bir yerlerde bazen ben bu işi niye yapıyorum diye düşünmeye bile başladığım olmuştu.
Zaman