Yeni Steve Jobs’ları Bulacağız

Dünya Hali
Çağlayan: "Bir sonraki Steve Jobs’un Türkiye’de kendi kendine ortaya çıkmasını beklemek yerine onları bulacak ve tespit edecek mekanizmaların ülkemizde de var olmasının önünü açmalıyı...
EMOJİLE

Çağlayan: "Bir sonraki Steve Jobs’un Türkiye’de kendi kendine ortaya çıkmasını beklemek yerine onları bulacak ve tespit edecek mekanizmaların ülkemizde de var olmasının önünü açmalıyız" dedi.

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Türkiye’deki girişim sermayesi destekli firmaların, girişim sermayesi fonu kullandıktan sonra ihracatlarındaki artış oranının yüzde 220 olduğunu belirterek, ”Bu veri bize girişim ve risk sermayesi uygulamalarının, Türkiye’nin ihracatı açısından ne derece önemli olduğunu net şekilde göstermektedir” dedi.
 
Çağlayan, Conrad Otel’de ”Kamu-Özel Sektör Ortaklığıyla Girişim Sermayesi Modelleri” başlıklı toplantıda yaptığı konuşmada, Türkiye’nin 2012 yılını küresel arenada kilit ülke konumunu koruyarak geçireceğini, bu bağlamda yerli şirketlerin verimli iş ortaklıkları kurmasının, ”yelkenlerini rüzgarla dolduracağını” söyledi.
 
Amaçlarının, toplam ihracat içinde 2006 yılından itibaren yüzde 44 bandına oturan orta ve ileri teknoloji ürün ihracatı payını, erken ve büyüme aşamasındaki firmalar kanalıyla çok daha yukarılara çıkartmak olduğunu dile getiren Çağlayan, ”Bunun için Google, Apple gibi girişimlerin ülkemizde de ortaya çıkmasına imkan tanıyacak bir yapıyı tesis etmek zorundayız. Bir sonraki Steve Jobs’un Türkiye’de kendi kendine ortaya çıkmasını beklemek yerine onları bulacak ve tespit edecek mekanizmaların ülkemizde de var olmasının önünü açmalıyız” dedi.
 
Çağlayan, ”geleceğin Steve Jobs’ları”nı aramak ve bulmanın yalnızca kamunun görevi olmadığını belirterek, ”Bizler, piyasa aksaklıkları var ise sistemin eksikliklerini gidereceğiz, kamu varlığı olması gereken yerleri doğru yönetişim stratejileri ile besleyeceğiz ki, girişimcilerimiz hayalleri uğruna savaşırlarken karanlık tünelde ışığı takip ederek hedeflerine ulaşabilsinler” diye konuştu.
 
Zafer Çağlayan, Girişim Etki Çalışması’nda, 2010 verileri itibariyle risk sermayedarları tarafından fonlanan firmaların ABD’de 11,87 milyon kişiye (özel sektör istihdamının yüzde 11’i) yeni istihdam ve 3,1 trilyon dolar gelir (GSMH’nın yüzde 21’i) yarattığının hesaplandığını, Kanada Girişim ve Risk Sermayesi Derneğinin 2009 yılı raporuna göre, risk sermayesi fonlarının, özellikle ihracat odaklı firmaları desteklediğini, bu firmaların cirolarının yüzde 70’inin ihracattan geldiğini, İrlanda’da bu oranın yüzde 80’i olduğunu anlattı.
 
İrlanda’da risk sermayesi fonundan yararlanan firmaların ihracatlarının, fondan yararlandıktan sonra ortalama yüzde 50 artığına işaret eden Çağlayan, şöyle devam etti:
 
”ABD’de ise bu oran yüzde 200’dür. Şimdi sıkı durun size Türkiye’deki girişim sermayesi destekli firmaların, girişim sermayesi fonu kullandıktan sonra ihracatlarındaki artış oranını söylüyorum: yüzde 220. Bu veri bize girişim ve risk sermayesi uygulamalarının, Türkiye’nin ihracatı açısından ne derece önemli olduğunu net bir şekilde göstermektedir.”
 
-”Hiç olmadığınız kadar milliyetçi ve hiç olmadığınız kadar dünya vatandaşı…”
 
Zafer Çağlayan, diğer ülkelerde uygulanan fon yapılarının incelenmesinin, Türkiye’de oluşturulacak ekosistemin tasarlanmasında önemli bir yol gösterici olacağını, ancak diğer ülkelerde yaşanan tecrübelerin, bulunduğu ülkenin kendi kısıt ve fırsatlarının yanı sıra kendine özgü iş kültürlerinin de bir sonucu olduğunu unutmamak gerektiğini söyledi.
 
Yabancı sermayenin Türkiye’de yatırım yapmasını, istihdam sağlamasını, üretim gerçekleştirmesini desteklediğini ifade eden Çağlayan, katılımcılara şöyle seslendi:
 
”Ancak, finansmana erişim ve yönetim altyapısını geliştirme olanaklarını sunamadığımız girişimcilerimizin, fikirleri ile birlikte başka bir ülkeye gitmesi de üzerinde durup, düşünmemiz gereken bir nokta olarak karşımıza çıkıyor. Belki de Türkiye’nin en önemli teknolojik ürün ihracatını yapan firmasını kurabilecek bir insanımızın, sırf finansmana erişememesi nedeniyle oyun dışında kalmasını eminim ki hiçbirimiz içimize sindiremiyoruzdur.
 
Bu nedenle, sizden bugün hiç olmadığınız kadar milliyetçi ve hiç olmadığınız kadar bir dünya vatandaşı olmanızı rica ediyorum. Bu süreçte, eğer sektörü yakından tanıyan sizlerin değerlendirmeleri ile anlamlı sonuçlar üretebilirsek, bugünkü birlikteliğimizin ana teması olan ‘Kamu/özel sektör ortaklığında kurulacak Yatırım Fonu’ modeline dair önemli bir başlangıcı, sağlam bir temeli atmış olacağız. Pazarın gerçeklerine ve ihtiyaçlarına uygun yeterli teşvik unsurlarını barındıran, doğru bir program tasarımı yapabilirsek, kamu ve özel sektörün birlikte yer aldığı bir fonla dış dünyaya ülkemizin farkını daha güçlü bir sesle duyurma imkanı bulabiliriz.”
 
Çağlayan, son dönemde ”Girdi Tedarik” ve ”İhracata Dönük Üretim Stratejileri” altında dikey bütünleşmeyi özendirici üretim ve ihracat modelleri üzerine politika tasarımları gerçekleştirdiklerine değinirken, hayalinin, ”Türkiye’nin önce yurt içinde sonra bölgesinde, dikey entegrasyonu planlanmış ‘özel ekonomik bölgelerde’ üretimini tasarlayabilir hale gelmesi olduğunu söyledi.

ahaber.com