Yahudiler İçin Söylenen İddialar!

Dünya Hali
Yahudi yazar Arthur Koesler “Yahudi diye bilinen ırk, Rusya’dan gelen bir göçebe halktı.” “Dünyada 1,5 milyon gerçek Yahudi vardır. Geri kalanların, İsrail ile hiç bir alakalar...
EMOJİLE

Yahudi yazar Arthur Koesler
“Yahudi diye bilinen ırk, Rusya’dan gelen bir göçebe halktı.”
“Dünyada 1,5 milyon gerçek Yahudi vardır. Geri kalanların, İsrail ile hiç bir alakaları yoktur.”
“Eski Ahit’i de, İncil’i de Levi’ler yazdı.” demiştir.

Yunan tarihçi Heredot
Mısır tarihinde, kitle göçü diye bir olay olmadığını ve Yahudilerin Mısır’da yaşamadıklarını söylemişti.
Plato Heredot’un görüşlerine sahipti.

Mısırlı tarihçi Minetto
Mısır tarihinde kesinlikle Yahudi diye bir ırkın olmadığını, bu ırka mensup bir tane dahi mezar veya yazıt olmadığını, Mısır arşivlerinde, Yahudiler ile ilgili bir bilginin olmadığını belirtmektedir. Mısır Krallığı arşivciliğe ve tarihi bilgilere çok önem verirdi. Mısır tarihinde hiç Yahudilerden bahsedilmemiş olması, Yahudilerin tarihi yanılttıklarının kanıtıdır demiştir.Üstelik Tarihçi, “İbrani dini ve yasaları yoktur, çünkü İbrani diye bir ırk yoktur” demiştir.

Alman yazar Dr. Erich Bromme
Babil’e esir düşen Yahudilerin hiç geri dönmediklerini belirtmiştir. Yahudilerin düzgün bir tarihleri olmadığı için, Babil’deki esaretlerini Mısır tarihine uyarlayarak değiştirmişlerdir. Babil’de bulunan ünlü kişilerin isimlerini, Mısır’daki isimler ile değiştirip kendilerine yapay bir tarih yarattıklarını belirtmiştir.

Mısırlı Ejiptolog Mustafa Gadalla
Tevrat’ta ve Eski Ahit’te adı geçen şahısların ve tarihlerin, gerçekler ile alakası olmadığını ve uydurulmuş düzmece bir senaryo olduğunu belirtmiştir.
Davut’un Sion Yıldızı, aslında Mısırlıların devlet mühürü olduğunu belirtmiştir. Yahudilerin sembollere önem verme geleneği, Babil esaretinde oluştuğunu, fakat Babil’de yaşarlarken, hiç alakaları olmayan Mısır tarihini ve sembollerini kendilerine mal ettiklerini söylemiştir.

Tel Aviv Üniv. Yahudi asıllı Prof. Ze’ev Herzog
İsraillilerin hiç Mısır’da bulunmadıklarını ve buna dair hiç bir iz bulunamadığını belirtmiştir. Yahudilerin, M.Ö. 3000 den beri Musevi olduğu ise, tarihi bir saptırma olduğunu, aslında Yahudilerin ancak M.Ö.700 yıllarında Museviliği benimsediklerini, o tarihe kadar putperest olduklarını ve canlı canlı çocuk yakarak kurban ettiklerini belirtmiştir.
Üstelik ”Yahudilerin Mısır’dan kaçtıklarını ileri sürdükleri tarihte, Filistin bölgesi zaten Mısırlıların toprakları idi.” demişti.

Yahudi araştırmacı İsrail Finkelstenin
Yahudilerin Mısır’da hiç bulunmadığını ve Yahudilerin sadece Kenanlı göçebeler olduğunu tespit etmiştir.

Prof. Hook
Süleyman Mabedinde, M.Ö. 700 yılına kadar çocukların yakılarak kurban edildiğini söylemişti.

Yahudi Tarihçi Josephus
İsrailliler, Mısır’da bulunmadı. Mısır’da bulunanlar Yahudi değil, Hiksoslardı diye yazmıştı.

Heilderberg Ünv. Ejiptolog Jan Assmann
Hz. Musa, kesinlikler yahudi değil, Mısırlı soylu bir aileden olduğunu yazmıştı.
“Sion Yıldızı simgesi, Mısır Firavunlarının mühürüdür” demişti.

Toronto Ünv. Donald P. Redford
Tora ve Eski Ahit te yazılan göç hikayesi (exsodus), aslında Mısır devlet düzenine uymayan ve Mısır’dan kovulan Hiskosların tarihidir. Hiksoslar, Yahudi değildi. Yahudiler, hiç Mısır’da bulunmamışlardır. Hiksosların Tarihini ve hikâyelerini, kendilerine mal etmişlerdir. Yahudiler, Babil Kralı Nabukadnezar tarafından esir alınıp Babil’e sürülmüşlerdi. Uzun yıllar sonra, Babil’den sürülen Yahudilerin sürgün hikayesi, Mısır’dan kaçış hikayesine dönmüştür. Sonra, düşmanları olan Firavun Ahmose nin adını “Musa” olarak değiştirmişlerdir.
Tarihçi Dawn Breaster; Mısır’da Mermose diye bir isyancının peşine insanları katarak Habeşistan’a sürdüğünü söyler.

Paulusyen Tarikatı (Anadolu Hıristiyan Gnostizmi)
Eski Ahit’in, Yahova’ya tapan hırsız ve hilekâr bir ırk tarafından yazıldığını ve tamamen aldatmaca olduğuna inanıyorlardı. Paulusyenlere göre Yahudiler, hırsız ve serseri bir ırk tı. Onları Orta Doğu’da dolaşan, evsiz barksız Çingene sürüsü olarak nitelendiriyorlardı.
Paulusyenlere göre dünyaya gelen tüm peygamberlerin, Yahudiler tarafından katledildiği bir gerçekti.
Paulusyenlere göre Esseniler, Sümerden gelen rahiplerdi, kesinlikle Yahudi değildi.
Paulusyenlere göre Yahudi soyundan, hiçbir peygamber çıkmamıştır. Yahudiler, Hz İbrahim ve Hz. Musa’yı kendi soylarından olduklarını söylemelerine rağmen, inanmazlardı. Paulusyenler bu konu ile ilgili olarak, Kur’an ayetlerini araştırmış ve Müslüman alimler ile fikir birliği yapmışlardı.

İngiliz Yazar David Icke
Babil esareti sırasında Babil’deki sürgünler, İbrani değil Levilerdi. Eski Ahit Levilerin uydurmasıdır. Exsodus hikayesi, Mısır gizem okullarından çalınma bir kılıftır. Yahudiler tarihi yanılmak ile, Tevrat’ta bahsedilen “vaat edilmiş topraklar” ın yerini değiştirme çabası içindedirler. Çünkü Tevrat’ta bahsedilen vaat edilmiş topraklar Arabistan çölleridir.

Tarihçi Turgut Gürsan
İbraniler, İsrailli veya Yahudi değildi. İbraniler, Mısır gizem okullarını kuran Hiksoslardı.

Araştırmacı Smyrnian Bartunyus (cazy Smyrne)
“Orta Doğu’da Yahudi diye bir ırk yoktur. Yahudiler, Yemen’den göç eden Kenanlılardır. Kenan diyarından da Filistin’e göç eden bir grup Yahudiler, savaşmak zorunda kaldıkları Babillilere esir düşmüş ve Babil’e sürülmüşlerdi. Yani Yahudiler, Filistin’de yaşama fırsatını bulamadılar bile. Babil’e götürülen Yahudiler, hiç geri dönmediler. Mısır’dan kaçan Hiskoslar, Filistin diyarına yerleştiler. Babil Krallığının güç kaybetmesi ve bölgede iktidar boşluğuna sebep olması nedeni ile Hiksosların Filistin’e girmesi ve yaşamasına sebep olmuştur. Mısır’dan kaçan halk, Hiksoslar (isyancı Mısırlılar) olup, kesinlikle Yahudi değildir.
İlerleyen zaman içinde; Mısır’dan kaçıp Filistin de yaşamayı sürdüren Hiksos halkının içine, Kenan diyarından gelmeye devam eden Yahudiler karışmıştır. Filistin topraklarında Hiksoslar ile yaşamlarını sürdüren Yahudiler, uzun yıllar sonra Hiksosların tarihini kendilerine mal ettiler. Tevrat inancına sahip olan Yahudiler, Mısır soyundan olan Hz. İsa’yı hiç kabul etmediler. Yahudilerin düşüncesi, kendi soylarından gelecek olan bir peygamberin kral olması idi. Kral olabilmesi ihtimali nedeni ile, Hz. İsa’yı katlettiler. Ve bu hayal ile Filistin topraklarında birçok ayaklanma gerçekleştiren Yahudiler, Roma İmp. tarafından dünyanın birçok yerine sürülmüştür. Roma imp., Kudüs ve Filistin’de bir tane bile Yahudi bırakmamıştır. Tarih bunu doğrulamaktadır. Filistin topraklarında yine Hiksoslar yaşamaya devam etmiştir. Fakat, Yahudiler Filistin topraklarından sürüldüklerinde Hiksosların tarihini kendilerine çoktan mal etmişlerdi bile.

Uydurulan Eski Ahit, Kabala, Tora ve yalan tarihleri ile Avrupa’da ve dünyanın birçok yerine dağılan Yahudiler, tekrar Filistin’e geri dönme hayalleri ile yüzlerce yıl yaşamışlardır. Yahudi bilginleri, bu gizli ve sahte tarihi yeni gelen nesile öğrettiler. Çünkü Filistin topraklarına tekrar geri dönmenin tek açıklanabilir sebebi, sahte Ahit’teki “vaad edilmiş topraklar” hikâyesine sıkı sıkı sarılmaktı. Yahudilerin gerçek toprakları, Arab Yarım adasının çölleridir, yani “Kenan bölgesi”. Kenan bölgesine de, Yemen’den göç etmişlerdir. Yahudilerin, Filistin’de ve Orta Doğu topraklarında hiçbir hakkı yoktur. Şuan Filistin toprakları Filistinlilerindir, kendi topraklarıdır ve haklarıdır. Hiksoslar diye bilinen Mısır kaçaklarının torunları ise, bugün Filistin, Suriye, Ürdün ve Lübnan bölgelerinde yaşamaktadır.
Evet, şimdi örtünün kalktığını ve birçok bilginin su yüzüne çıktığını görebiliyoruz.

Haber365