Türkiye İşgale mi Gidiyor?

Dünya Hali
Libya konusunda biraz kafalar karşık gibi. Siz Arap sokağının Erdoğan’a kızgın olduğunu yazdınız. Bugün Hakan Albayrak da Yeni Şafak’ta aynı konuya değindi ve hükümete muhalifleri tanıma ç...
EMOJİLE

Libya konusunda biraz kafalar karşık gibi. Siz Arap sokağının Erdoğan’a kızgın olduğunu yazdınız. Bugün Hakan Albayrak da Yeni Şafak’ta aynı konuya değindi ve hükümete muhalifleri tanıma çağrısında bulundu. Biraz bilgi verir misiniz, neler oluyor Libya’da?

Öncelikle birkaç noktayı altını çizerek vurgulamak gerekir. Birincisi bir İslam ülkesinin sebebi ne olursa olsun Amerika’nın, İngiltere’nin ve Fransa’nın müdahalesine maruz kalması acı veriyor insana. Batı’nın niyeti konusunda haklı olarak endişeler var. Gönül böyle bir krizi İslam ülkelerinin kendi aralarında çözmesini arzu ediyor. Fakat bir de realite var. Şu an için böyle bir şeye imkan yok. Kaddafi güçleri gelip Bingazi kapılarına dayanmış. Kenti yerle bir edecekler. Büyük bir katliam işlenecek. Böyle bir durumda acil müdahale gerekiyordu ve o yapıldı. İHH’nın Bingazi’deki görevlilerinden gelen haberler de oldukça zor durumda kalan kent halkının koalisyon güçlerinin saldırılarıyla rahat bir nefes aldığını söylüyor.

İkincisi, orada bombalanan Libya halkı değil halkına savaş açan psikopat ve ne yapacağı belli olmayan bir liderin sivil halka karşı kullanabileceği askeri gücü. Saldırılar Kaddafi güçlerine yönelik. Kaddafi paralı askerleriyle katliamlar işliyordu. Hastane ve cami bombalıyordu. Afrika’dan paralı asker getirmeye devam ediyor ve bu askerlere doğrudan göstericilerin kafalarına ateş etmeleri emri veriliyordu. Siz Kaddafi’nin sivil halka katliam hazırlığındaki güçlerinin ve özellikle hava saldırısı yapabilecek gücünün bombalanmasını "Libya halkı bombalanıyor" şeklinde sunarsanız olay bambaşka bir mahiyete bürünür.

Evet; Türk kamuoyunda olay biraz bu şekilde algılandı…

Bunun Batı’ya güvensizlik ve daha düne kadar diktatör Kaddafi’yi destekleyenlerin bugün Libya halkını kurtarıcı rolüne bürünmelerindeki ikiyüzlülüğe karşı tepki gibi nedenleri var. Ayrıca bazı yazarlar Libya’ya sanki haçlı seferi düzenleniyormuş ve ülke kesin işgal edilecekmiş gibi bir hava yarattılar. Gazete ve site yazarları kafir Batı ülkeleri ve işbirlikçileri bir İslam ülkesine karşı birlik olmuş halkın üzerine bomba yağdırıyor gibi bir hava oluşturmak için adeta birbiriyle yarıştı. Malesef Başbakan Erdoğan da birtakım açıklamalarıyla bu havanın oluşmasına katkıda bulundu. Bundan da en başta hükümet ve Ak Parti zarar görecek. Çünkü kamuoyu o kadar dolduruldu ki keskin açıklamaların ardından tezkerenin Meclis’ten geçmesiyle ve Türkiye’nin koalisyon güçlerine katılmasıyla Ak Parti’yi destekleyen birçok insan şaşkınlık ve şok yaşıyor.

Hükümet "Fransa’nın oyununu bozduk" diyor…

Fakat başta bu böyle anlatılmadı. En iyimser ifadeyle hükümet derdini tam olarak ifade edemedi ve kafaların karışmasına yol açtı. Yaratılan bu hava sadece içeride değil, dış kamuoyunda da Erdoğan’ın imajına zarar verdi. Bunu sadece ben söylemiyorum. Arap dünyasının en ünlü yazarlarından Filistin asıllı Yasir Ez-Zeatira’nın Radikal’de yayınlanan yazısına bakarsanız orada da aynı şikayeti görürsünüz. Orada mesela Ez-Zeatira, Erdoğan’ın "Libya’nın doğal zenginlikleri Libyalıların kalmalıdır" sözünü eleştirerek bugüne kadar ülkenin kaynaklarının hiçbir zaman Libyalıların olmadığı ve Kaddafi ailesi tarafından savrulduğu gerçeğine dikkat çekiyor. Erdoğan’ın müdahalenin petrol için yapıldığını söylemesi de tepki çekti. Bingazi imamı Cuma hutbesinde "Katar’ın petrole ihtiyacı mı var?" diye sitem etti. Aslında Türkiye’nin bu tür kaygıları olsa da oradaki devrimi önemsiz gösteren bir söylemin içine girilmemeliydi.

Şu anda gelinen durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Libya’daki işçilerimizin ülkeden tasfiye edilmesinden sonra Türkiye’nin Kaddafi rejimine karşı daha aktif bir polika izlemesi bekleniyordu. Fransa’nın değil Türkiye’nin öncü olması arzu ediliyordu. Bu olmadı. Fakat gelinen noktada yapılan yol kazaları telafi edilebilir. Tezkerenin Meclis’ten geçmesi ve Türkiye’nin koalisyona katılması iyi oldu. Tabii bunu ucuz bir popülizm ile seçim sürecinde Ak Parti’ye karşı kullananlar olacaktır. Kaddafi’ye yapılan operasyonu Afganistan’ın ve Irak’ın işgaline benzetenler olacaktır. Bunlara çok fazla aldırmamak gerekir. Başta kamuoyunu yanlış yönlendiren hatalı açıklamalar yapılmış olsa da ardından atılan adımlar doğru. Türkiye orada olmalı.

Libya’ya asker gönderilmesiyle ilgili Meclis’ten çıkarılan tezkere Irak’ın işgali öncesi gündeme gelen tezkereye benzetiliyor. Siz bu konudaki görüşünüz nedir?

Aşırı bir yüzeysellik ve genelleme yapılıyor. Elmalarla armutlar birbirine karıştırılıyor. Afganistan ayrı, Irak ayrı, şu anda gündemimizde olan Libya ise tamamen ayrı bir konu. Libya’da bir işgal sözkonusu değil. Olmayacağının da kesin bir dille ifade ediliyor.

Ya olursa…

Arapça’da "Li kulli hadesin hadis" diye bir ifade vardır. Her bir olay için söylenecek ayrı şeyler vardır. İşgal olursa o zaman Kaddafi’ye karşı oluşturulan koalisyona verilen destek tersine döner. İşgale en başta koalisyon güçlerinin Kaddafi’nin paralı askerlerine düzenlediği saldırılara sevinen Libya halkı ve devrimciler karşı çıkar. Ayrıca Amerika Afganistan’da ve Irak’ta batağa saplandı. Libya’da işgale kalkışacaklarını düşünmüyorum. Bu arada şunu ekleyeyim: Bu dakikadan itibaren İslam ülkelerinin veya en azından belirli bazı İslam ülkelerinin bu tür durumlara müdahale için bir güç oluşturması meselesini daha yoğun tartışmalıyız.

Türkiye ne yapabilir Libya için?

Türkiye şu andan itibaren adımlarını hızlandırmalı. Hakan Albayrak’ın yaptığı çağrıya katılıyorum. Libya’da da Kaddafi sonrası dönem için Türkiye’ye çok büyük ihtiyaç var. Demokrasinin yerleşmesi ve gelişmesi, sivil toplum örgütleri oluşması ve sivil toplumun inşası gibi birçok konuda Türkiye katkıda bulunmalıdır. Yatırımlar ve ekonomik işbirliği yine olacaktır. Nihayetinde biz Libya halkına Fransa’dan ve Amerika’dan daha yakınız. Başbakan Erdoğan da Libyada zulme başkaldıran halkın yanında olduğunu ifade eden açıklamalar yapmalı. Bu şekilde talihsiz bir şekilde ortaya çıkan yanlışlar veya yanlış anlamalar düzeltilebilir.

Suriye’de karıştı bugünlerde… Suriye ile ilgili neler söylemek istersiniz?

Suriye konusuna çok fazla girmeyelim şimdi. Çünkü söylenecek çok şey var. Fakat kısaca bir temennimi dile getireyim. Dilerim Başbakan Libya konusunda düştüğü hataya Suriye konusunda düşmez ve Baas rejimine destek anlamına gelecek söylemlerden kaçınır. Bugün hükümete yakın bir gazetede "Yeni hedef Suriye mi" şeklinde bir başlık gördüm. Bu bize bazı kesimlerin Libya konusunda yaptıkları hatayı ve kamuoyunu kasıtlı şekilde yanlış yönlendirmeyi Suriye konusunda da tekrarlanma eğiliminde olduklarını gösteriyor. Dilerim Erdoğan kendisine yakın kalemlerin ve medyanın bu tür yayınlarından etkilenmez. Suriye’de yılların zulmüne başkaldıran ve özgürlük talep eden Suriye halkının ta kendisi. Bu talebi dış müdahale varmış gibi yorumlarsanız bir kez daha diktatörün yanında görünürsünüz ki artık inandırıcılığınız ve ahlakiliğiniz kalmaz.

on5yirmi5.com