Gümüşlük’deki atölyesinde su kabaklarını lambaya dönüştüren Hüseyin Özgül, yaptığı açıklamada, bu işi 19 yıldır yaptığını belirterek,
”Bu proje aslında ağabeyim Erkin Özgül’ün fikriydi. Pek çok şeyde olduğu gibi yokluktan çıkma bir fikir. Hani aslında ‘bir şey yapayım ama kimse yapmamış olsun’ temelinde ortaya çıkan bir şey. Daha sonra su kabağı serüvenimiz başladı” dedi.
Yaklaşık 19 yılda 25 farklı ”su kabağı lambası”ve 30 dekoratif malzeme tasarımı yaptıklarını belirten Özgül, su kabağının lambaya serüvenini şöyle anlattı:
”Su kabaklarını Ege bölgesinde 3 farklı tarlada çiftçi arkadaşlarımızın aracılığıyla yetiştiriyoruz. Hani bir tarlada sorun yaşanırsa diğer tarladan ürün alabilelim diye. Şubat ve Mart ayı gibi fide dikimi, Ekim, Kasım aylarında ise hasat yapılıyor. Daha sonra 2 ay gibi bir kuruma dönemi var. Yani bir su kabağının hazır hale gelmesi 1 yıllık bir süreci gerektiriyor. Su kabakları bizim elimize geldiğinde ise önce temizliği yapılıyor. Su kabağını, zarlarından ve çamurundan temizliyoruz. Sonra desenini çizip, boncuklamasını, boyası varsa boyasını yapıyoruz. Boyası yoksa üzerine koruyucu madde sürüyoruz. Son olarak elektrikleme işlemini yaptıktan sonra tüketicinin beğenisine sunuyoruz.”
Özgül, yaptıkları su kabağı lambalarını bir süre Yunanistan ve Kanada gibi ülkelere ihraç ettiklerini, ancak fazla masraflı olduğu için bundan vazgeçtiklerini söyledi. Satışlarını anlaştıkları firmalar aracılığıyla yaptıklarını ifade eden Özgül, lambaların İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya ve Adana, Bodrum, Kuşadası ve Denizli’de satışa sunulduğunu kaydetti.
Hüseyin Özgül’ün yanında yaklaşık 4 yıldır çalışan 19 yaşındaki Mustafa Kemal Eliküçük ise küçük yaştan beri atölyede su kabağı lambası yaptığını anlattı. En çok keyif aldığı şeylerden birinin atölyede çalışmak olduğunu belirten Eliküçük, ”Su kabağından şekilli ve ışıklı yeni bir şey ortaya çıkıyor. Ben ileride bu işi sürdürmeyi istiyorum. Askerden geldikten sonra yeni bir atölye açıp Hüseyin ağabeyim ile çalışmak istiyorum” dedi.
AA