CHP’li Akif Hamzaçebi hakkında twitterda yazdığı ve tepki toplayan o sözlerini anlatan Ufuk Uras, " Mağduriyet yaşayan bir insan, mağduriyet yaşan başka birine, Seyit Rıza’ya itibarsız diyor. Ama 140 karaktere sığdıramayınca böyle oldu. Böyle ifade etmeyebilirdim. Kendisinden özür dilerim." dedi. Bir sosyal medya lincine maruz kaldığını belirten Uras, geçmişte de namaz kıldığı için böyle bir mahalle baskısına maruz kaldığını anlattı. Ufuk Uras, Hamzaçebi’nin Seyit Rıza’yla ilgili sözleri konusunda da geri adım atmayarak, "Siz kimsiniz Seyit Rıza için ‘itibarsız’" diyeceksiniz?" diye konuştu.
"SİZ KİMSİNİZ SEYİT RIZA’YA ‘İTİBARSIZ’ DİYECEKSİNİZ!"
Sorun geçmişle yüzleşmek değil, geçmişle olan hesaplaşmayala geleceğimizi inşa etmek. Geçmişte olan "teknik"lerin Türkiye demokrasisinde devredışı bırakılmasını savunmak. Zaten bizde geçmişle yüzleşilmiyor, yüz göz olunuyor. Böyle bir yüzleşme var mı? İşte bunu Dersim meselesinde gördük. Siz kimsiniz Seyit Rıza için "itibarsız" diyeceksiniz. Böyle bir şey olabilir mi? Siz kimsiniz, "Dersim’den özür diliyoruz diyip, Dersim operasyonlarını Türkiye’nin her tarafında yapacaksınız? Bu insanlar bu kadar ensesinde boza pişirilecek insanlar mı?
"NAMAZ KILDIĞIM İÇİN ALAY KONUSU OLDUM"
1959 yılında Üsküdar’da ahşap bir evde doğmuş. Evin yanında Nasuhi tekkesi vardı. Büyükdedem orada imamdı. Ağırlıklı olarak halvetiydi bizimkiler. Kadıöy maarifte yatılı okudum. Babam Çorlu’da askerdi. Annem babam da Hacca gidip gelmiş insanlardır. Biz de dini bütün insanlar olarak yetiştik. Yatılı okulda namaz kıldığım zaman insanlar bunu komiklik olarak değerlendirmişti. Alay konusu olmuştum. Ama dini bütün olmakla sosyalsit olmanın çeliştiğini varsayanlar aydınlanmacı, ittihat terakki çizgisinde. Burada hiç çelişik bir yer yok…
NASIL SOLCU OLDU?
Babam benim İlahiyat okumamı, dini bütün bir insan olarak eğitim görmemi istedi. Benim solculaşma sürecim edebiyat üzerinden oldu. Lise 2, lise 3’e kadar tereddütlerim sürdü. Modern biyoloji dersi beni çok etkiledi. 1968 yılında laborotuvar ortamında aminoasitlerden proteinler yapıldığını öğrenince o bende bazı ampuller yaktı. Daha sert bir çizgiden bugün, pekala dini yaşayan insanlarla sosyalist insanların hemham olduğu, İdris Küçüköemer’den tutun da Hikmet Kıvılcımlı’ya, böyle bir damarı yakalamamız gerektiğini anlatırken, sol tarih dersleri verirken, Osmanlı Sosyalist fıkrasıyla ilgili makaleleri de görünce şaşırdım. Bu ülkenin mazlum ve mağdurlarının ortak davranmasının ne kadar önemli olduğunu farkettim ve bunu başarırsak ancak solun Tükiye’de alternatif olabileceğini düşünüyorum.
"DEDEM İMAM, BABAM EMEKLİ ASKERDİ"
Dedem imamdı. Babam da emekli askerdi. Küçük yaşta askeri liseye yollamışlar. Tabi siyaseten bizi destekledi. 12 Eylül öncesi emekli oldu. Fotoğrafhane açtı. Bize "haram lokma yeme" demişti. Biz de bunun ancak solculukla ve demokrasiyi savunmakla olabileceğini düşündük. Ve bir çelişki olduğunu düşünmüyorum.