Köse: Van’dan Kaçış Çözüm Değil

Dünya Hali
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Onur Köse, Van’dan kaçışın çözüm olmadığını belirterek, ”Depremle yaşamayı öğrenmeliyiz” de...
EMOJİLE

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Onur Köse, Van’dan kaçışın çözüm olmadığını belirterek, ”Depremle yaşamayı öğrenmeliyiz” dedi.

Depremin ardından Jeoloji Mühendisliği Bölümü binasının kısmen hasar görmesi nedeniyle, çalışmalarını kaldığı konteynerde sürdüren Köse, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Van’da 23 Ekim’den itibaren kaygı verici depremlerin yaşandığını söyledi.

"Kaçmak çözüm değil, depremle yaşamayı öğrenmeliyiz"

Türkiye’nin bütünüyle bir deprem bölgesi olduğunun unutulmaması gerektiğine işaret eden Köse, Van’dan kaçmanın çözüm olmadığını vurguladı.

Köse, insanların çocuklarını ve diğer aile bireylerini güvende olmaları için geçici olarak başka şehirlere göndermesinin doğal olduğunu belirterek, ”Ancak bununla birlikte bizler unutmamalıyız ki, Türkiye baştan başa, bir uçtan diğer uca, tamamiyle bir deprem ülkesidir. Hiç kimse, hiçbir bilim insanı size gittiğiniz yerlerde deprem olamayacağının garantisini veremez."dedi.

Türkiye’nin Alp Himalayalar aktif dağ kuşağında olduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Köse, ”Ülkemiz, bu dağ oluşum kuşaklarında bulunan tüm diğer ülkeler gibi, yoğun depremsellik olaylarına sahne olması son derece doğaldır. Herhangi bir bölgemizde, hiç deprem riski olmadığı öne sürülen Konya’da bile herhangi bir gün deprem meydana gelebilme olasılığı bulunmaktadır. Dolayısıyla, biz depremle yaşamak zorundayız” dedi.

Köse, Van’daki depremlerin insanlarda tedirginlik yarattığını belirterek, kendisinin de tedirgin olduğunu, ancak kentte kalarak çalışmalarına devam ettiğini söyledi. İlk depremden bu yana bölgeden hiç ayrılmadığını hatırlatan Köse, 5 binden fazla artçı depremin yaşandığını kaydederek şöyle konuştu:

”Sabırla tahammül etmek zorundayız. Evet zor kış ortamları var, kar yağacak, buz tutacak. Bu zor koşullara karşı mümkün olduğunca tedbirlerimizi alarak, bir süre konteynerlerde ve çadırlarda yaşamayı öğrenmek zorundayız. Bu sadece ülkemizin başına gelen bir olay değil. Bütün dünyada olaylar bu şekilde gelişiyor. Evet biraz daha iyi organize olabiliriz. Bu bizim aşmamız gereken bir diğer ulusal problemimiz. 15-20 yıldır birçok deprem bölgesinde çalıştık. Bu depremde, jeolojik incelemelere yönelik olarak gitmiş olduğumuz birçok köye, en geç depremin ikinci gününde çadır ve yardımların ulaşmış olduğunu gördük. Köylerde ve ilçelerde yerel bazı organizasyon eksiklikleri hala olmakla birlikte, bu kadar hızlı yardım götürüldüğü bir deprem olayına Türkiye’de ilk defa şahit oldum. Bu da Türkiye’nin artık deprem gerçeğini daha hızlı bir şekilde öğrenebildiğine açıklık getirmektedir. Bununla birlikte bölgedeki vatandaşlarımızın ağır kış şartları nedeniyle destek ve yardımlara ihtiyaçları devam edecektir.”

Depremin ters hat üzerinde oluşması şanstı

Van’ın depremselliği ile ilgili de bilgiler veren Köse, bu artçı depremlerin 2-3 ay süreceğini, 6-7’nci aya doğru artçıların azalacağını ifade ederek, şunları söyledi:

”Bölgede yorgun binaları yıkabilecek büyüklükte depremler yaşama olasılığı var. Bunu unutmamalıyız. Dolayısıyla çok rahat da davranmamalıyız. Tedbirli olmak zorundayız. Bu bölgeyi terk etmenin bir manası yok. Bu depremler, seyrek bir şekilde de olsa belki 1-2 yıla kadar uzayabilir. Bunun çeşitli sebepleri var. Bu bölgedeki depremler, bir tek Kuzey Anadolu fayı ya da bir tek Doğu Anadolu fayı gibi tek bir fay zonu üzerinde gelişmiyor.”

7,2’lik depremin, ters bir fay üzerinde gelişmiş olmasının, bölgenin karşılaşabileceğini zararlar açısından şanslı bir deprem olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Köse, ”Doğrultu atımlı bir fay üzerinde meydana gelmediği için şanslı bir depremdi. Eğer doğrultu atımlı bir fay üzerinde meydana gelmiş olsaydı, bugün bir çoğumuz hayatta olmayabilirdik. Bizler her şeyden önce bölgemizi jeolojik ve tektonik yapı olarak tanımak zorundayız” dedi.

"Hasarlı evlere zorunlu haller dışında 2-3 ay daha girilmemeli"

Bölgede enerjisini boşaltamamış fayların olduğunu, ancak bu fayların deprem açığa çıkarmak için kırılmaya yönelik belirli olgunlaşma süresinin olduğunu belinten Köse, zorunlu durumlar haricinde evlere en az 2-3 ay daha hiçbir şekilde kullanılmaması gerektiğini söyledi.

7,2 ana şokunun meydana geldiği fay hattının, ”hayalet fay”, ”gömülü fay” veya ”haritalanmamış bir fay” olarak yorumlanmasını doğru bulmadığını kaydeden Köse, hem ana şokun geliştiği fay hattının, hem de yakın çevresindeki diğer fay hatlarının, 2003 yılında dönemin yüksek lisans öğrencisi Çağlar Özkaymak’ın tez çalışması kapsamında haritalanmış olduğunu ve bunların ulusal ve uluslararası kongrelerde sunulduğu ifade etti.

Köse, ”Bu bölgede Erciş ve Çaldıran fayı, Özalp fayı, Erek Dağı fayı, Van fayı gibi birtakım fayların daha olduğunu ve bunların kendi üzerindeki enerjileri henüz boşaltmamış olduğunu bilmemiz gerekiyor. Tedbirli davranmamızda fayda var” ifadesini kullandı.

AA