İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi Koordinatörü avukat Aydeniz Alisbah Tuskan, ”Son 7 yılda kadın cinayetleri, yüzde 1400 artmış durumda, bu korkunç bir boyut” dedi.
Tuskon, son dönemlerde, kadına yönelik şiddet olaylarının artması ve kadınların adli mercilere yaptıkları korunma başvurularına ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye’de kadına yönelik şiddet konusunda yasal mevzuat olarak durumun iyi olduğunu, ancak altyapısı eksik olmayan bu yasada birtakım değişiklikler yapmak gerektiğini söyledi.
Bir kadın, korunma talebinde bulunduğu zaman, onunla ilgili acil tedbirlerin alınması ve bir sığınma evine yerleştirilmesinin şart olduğunu ifade eden Tuskan, sığınma evlerine yerleştirecek kadınlara, burada hayatlarını devam ettirebilmelerinin sağlanması ve çocuklarından ayrılmamalarının yanı sıra maddi olanaklarının geliştirilmesi gerektiğini kaydetti.
4320 sayılı ”Ailenin Korunmasına Dair Kanun”da bazı eksikliklerin olduğunu anlatarak, kadının boşandıktan sonrada da korunması ve birlikte yaşayanların da bu korunmaya dahil edilmesi gerektiğini bildirdi.
”KADINLAR ARTIK ŞİDDETE KATLANMAYI REDDEDİYOR”
Son zamanlarda artan kadına yönelik şiddet olaylarına karşı yapılan korunma talepli başvurularının, kadınların suskunluğunu bozması anlamına geldiğini dile getiren Aydeniz Alisbah Tuskan, ”Kadınların, itiraz etmesi ve artık şiddete katlanmayı reddetmesi de bu konudaki başvuruları arttırıyor diye düşünüyorum. Kadınlar, eskiden bunu kabulleniyordu ve sonuna kadar katlanıyordu, ama şimdi kadınlarda, bu konuda devletin kendilerine sahip çıktığı konusunda düşünceler var” dedi.
Avukat Tuskan, kadınların, şiddete katlanmanın, insan haklarına aykırı bir durum olduğunun farkına vardığını ve bu konuda bilinçlediğini ifade ederek, koruma tedbirlerinin bütün kurumlar tarafından alınabilmesi gerektiğini ifade etti.
Yasadaki koruma kararlarından haberi olmayan hukukçuların da olduğunu dile getiren Tuskan, bu nedenle, Koruma Kanunu’nun, savcılar ve jandarmalar tarafından bilinmesi ve acil koruma kararının bir gün içinde alınarak, uygulanmasının sağlanması gerektiğini vurgulayarak, ”Tehlikeli bir durum varsa şiddet uygulamaya yönelen kişinin hemen gözaltına alınması gerekiyor. Çünkü, son 7 yılda kadın cinayetleri yüzde 1400 oranında artmış durumda, bu korkunç bir boyuttur” şeklinde konuştu.
İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi Koordinatörü Tuskan, bu konuda tam olarak sorumlu olan kurumun belirlenmesi gerektiğini anlatarak, kadının korunması, sığınma evlerine alınması gibi önlemlerin, birçok kurumun yapması gereken şeyler olduğunu, ancak bu konuda tam olarak sorumlu olan kurumun belli olmadığını kaydetti.
İstanbul Barosu olarak, kadının korunmasıyla ilgili avukat tahsisi ve bu avukatların acil olarak görevlendirilmesini sağlamaya çalıştıklarını belirten Tuskan, ”Koruma olayları, tam olarak şiddeti çözmez. Şiddete yönelen kişinin tedavisinin sağlanması, bir psikolojik durumun incelenmesi gerekir. Sağlık durumunun incelenmesi gerekirse tedavi altına alınması gerekir” dedi.
BOŞANMALARIN YÜZDE 85’İNİN NEDENİ ŞİDDET
Kadına şiddet uyguladıkları tespit edilenlerin, sulh ceza mahkemelerince, Ceza İnfaz Kanunu’na göre cezalandırıldığını vurgulayan Tuskan, verilen hapis cezalarının paraya çevrildiğini ya da iyi halden ertelendiğini söyledi. Tuskan, oysa, hapis cezasının paraya çevrilip ertelenmesi yerine uygulanmasının şart olduğunu kaydetti.
Avukat Tuskan, İstanbul’da yılda yaklaşık 2000 civarında boşanma başvurusunun olduğunu ifade ederek, bu başvuruların yüzde 85’inin nedeninin şiddet olduğunu bildirdi.
Son bir yılda İstanbul Barosuna 300 civarında koruma talepli başvuru olduğunu dile getiren Tuskan, diğer başvuruların nafaka, velayet, çocuk teslimi ve aile konutu şerhi gibi konular olduğunu söyledi.
AA