Eşi, heykeltraş Don Gummer ve iki kızıyla İstanbul’a gelen Meryl Streep üç gün boyunca önemli müzeleri, tarihi ve turistik yerleri gezdi. İlk iki gün tanınmamak için güneş gözlüğü ve şapka kullanan Streep son gün yüzü açık olarak sokağa çıktı. Buna karşın sadece iki kişi tarafından tanındı.
Hürriyet’in haberine göre Streep’in gizli ziyareti rehberi Serhan Güngör’ün İstanbul ODTÜ Mezunları Derneği’nin yayın organı Baraka’da yer alan yazısıyla gün ışığına çıktı. Derginin dün piyasaya çıkan sayısında Güngör, gazetecilere yakalanmadan turu tamamlamak için gösterdiği çabayı ve ilginç anekdotları anlattı. Güngör’ün verdiği bilgiye göre, Steep ilk kez Türkiye’ye 1999 Ağustos’unda yatla geldi. Marmaris’ten İstanbul’a geçmeyi planlarken 17 Ağustos depremi yaşanınca gezisini iptal etti. Geçen yıl 14 Ağustos’ta yine yatla Bodrum’a gelen Streep, ertesi gün uçakla İstanbul’a geçti.
Havaalanında rehberiyle ilk karşılaşmasında “Hayatım boyunca bu şehre gelmek istedim” diyen oyuncu, Beşiktaş’taki Four Seasons Oteli’nde kaldı. Tanınmadan, rahatça gezeceği güvencesini alınca Beylerbeyi Sarayı, Arkeoloji Müzesi, Türk İslam Eserleri Müzesi, Rüstem Paşa Camii ve Ayasofya’yı gezdi. Soğukçeşme Sokağı’nda yürüyüş yaparken “Bu şehir büyülü” dedi. “Çok sıradan restoranlarda yemek yemek istiyoruz” talebi üzerine, Sultanahmet Köftecisi ve Kuzguncuk’taki İsmet Baba’ya götürüldü. Sultanahmet Köftecisi’nde yanlarındaki masada oturan ailenin çevirmeni kanalıyla takdirlerini ve hayranlıklarını aktarması üzerine, masalarına gidip Türkçe “çok sağolun” dedi.
Streep, minibüsle Bebek, Sarıyer, Emirgan, Kadıköy Bağdat Caddesi’ni gezdi. Ailesiyle birlikte, rehberinin evini ziyaret etti. İstanbul ziyaretine beş gün ayırdığı halde, kızının okul sorunu nedeniyle programını değiştirmek zorunda kaldı. Şehirdeki son gününde gözlüğünü, şapkasını çıkarıp, Mısır Çarşısı’nı gezdi. Geleneksel Türk tekstili örneklerinin satıldığı Özer adlı mağazadan alışveriş yaptı ve personeliyle fotoğraf çektirdi.