Hepimiz Bir Gün Yaşlanacağız

Dünya Hali
Hüseyin Güneş’in haberi; İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş, İstanbul Ticaret Odası (İTO) ve Dünya Yaşlanma Konseyi (DÜNYAK) iş birliğinde düzenlenen sempozyumda, yaşlılarla ilgili sorunl...
EMOJİLE

Hüseyin Güneş’in haberi;

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş, İstanbul Ticaret Odası (İTO) ve Dünya Yaşlanma Konseyi (DÜNYAK) iş birliğinde düzenlenen sempozyumda, yaşlılarla ilgili sorunlara kalıcı çözümler arandı. Sempozyuma Darülaceze’de yaşlılar tarafından yapılan el sanatları ve çalışma tezgâhlarıyla açtığı standlarla katıldı.

Konunun uzmanı olan birçok yerli ve yabancı akademisyenin tebliğ sunduğu sempozyumun açılış konuşmasını İsveç Lund Üniversitesi’nden Prof. Dr. Torbjörn Svensson yaptı. İki oturum, sonuç ve değerlendirme konuşmasından oluşan program Fatih Ali Emiri Efendi Kültür Merkezi’nde gün boyunca sürdü.

Uluslararası alanda akademik çalışmaları olan akademisyenlerin katıldığı sempozyumda; Prof. Dr. Torbjörn Svensson, Dr. Hans Gloor, Dr. Iftekhar Amin, Prof. Dr. Ali Rıza Abay, Dr. Reza Amini, Lonzie Symonette, Şerif Esendemir, Dr. Kemal Aydın, Prof. Dr. Stanley R. Ingman, Kittiwan Junrith, Erika Symonette, Zeynep Erol Sultanoğlu, Inshirah Nabhan, Charles Ewing ve Prof. Dr. İsmail Tufan gibi isimler yer aldı.

Yaşlılığa Küresel ve Kültürel Bakış Uluslararası Sempozyumu’nun koordinatörü ve Kuzey Teksas Üniversitesi Uygulamalı Gerontoloji Bölümü’nde öğretim görevlisi olan Şerif Esendemir, yaşlılık kavramına küresel ve kültürel yeni bir bakış kazandırmak için düzenledikleri sempozyum hakkında şunları söyledi: "Ülkemizde kentleşme süreciyle birlikte, yaşlılık tartışmaların odağına oturan önemli bir konu oldu. Çünkü kentleşme yaşlılığa, geleneksel anlamda bir korunak sağlayan, geniş aile yapısında, büyük bir dönüşüme yol açtı. Yaşlılar, geniş aile yapısından çekirdek aile yapısına geçiş diye tanımlayacağımız bu dramatik dönüşümden en çok etkilenen yaş grubu oldu. Aile fertleri tarafından uzun yıllardır el üstünde tutulan ihtiyarlar şehirdeki zorlu yaşam koşulları nedeniyle bir yük gibi algılanmaya başlandı. Bu durum da, bu insanlar için yeni hizmet yollarının aranmasına sebebiyet verdi. Böylece, yaşlılara hizmet sunan kurumların varlığı büyük bir önem kazandı.

Çalışmamızı tarihsel bir bağlama oturtmak için, Osmanlı İmparatorluğu’nda yaşlanma olgusuna bakmak lazım. Osmanlı, yaşlıların sorunlarına çare üreten, geleneksel toplumların içinde müstesna bir örnek teşkil ediyordu. Tarihî verilere göre, yaşlılara “ev”de bakılıyordu ve aile içerisinde büyük bir role sahiptiler. 19. Yüzyıla geldiğimizde Osmanlı toplum yapısında da bir değişimin yaşandığını görüyoruz. Yaşanan gelişmeler sonucunda 1895’te Darülaceze, bir ihtiyaç olarak Sultan Abdülhamid Han’ın direktifleriyle kurulmuştur."

‘Yaşlılığa Küresel ve Kültürel Bakış’ Uluslararası Sempozyumu’nun açılış konuşmasını yapan İsveç Lund Üniversitesi’nden Prof. Dr. Torbjörn Svensson‘un ileri yaştaki yetişkinler için yaşlılık hizmetlerini konu alan konuşmasında; "İleri yaştaki yetişkinlere hizmet imkânları hazırlama ve onlarla ilgilenme adına birçok yol ve seçenek vardır. Yaşlı insanların sosyal ve sağlık durumlarına göre bir seri alternatif çözümler sunabilmemiz lazım. Sosyal aktivitelerden kastımız kendi evlerinde yerinde hizmetten tutun sağlık ve kurumsal hizmetlere ve darülacezelerdeki ölümcül hastalık safhasının son dönemlerini içermektedir. Özel ve toplumsal koşullar, resmi ve gayri resmi hizmetler, kar amacı olan ve olmayan, ücret mukabili ya da ücretsiz ve değişik gönüllü hizmetler alanında tüm opsiyonları değerlendirmemiz gerekiyor. Örnek hizmetler, tüm başarı ve fiyaskolar farklı ülkelerdeki tecrübelere dayanaraktan etüt edilecektir." ifadelerini kullandı. Svensson, İsveç ve Kuzey Ülkeleri’nde (İskandinav Ülkeleri’nde) alınan önlemler temel alınarak bunların yapılabileceğini söyledi.

Sempozyumun I. oturumunda giriş konuşmasını yapan Kuzey Teksas Üniversitesi’nden Dr. Iftekhar Amin, yurtdışındaki emekliler, cemiyet oluşumu sosyal güvenlik ve sağlık hizmetlerini konusunda şunları ifade etti: "Geçmişte emeklilerin göç etmesi kişinin asıl memleketine dönüşü anlamına gelse de, son çalışmalar tam tersine bir akım olduğunu göstermektedir. Son on yılda emeklilerin ülke sınırlarının ötesinde yerler seçebilmesini sağlayan uluslararası seyahat ve haberleşme imkânlarının gelişmesiyle, uluslararası emekli göçü ciddi oranda artmıştır. Avrupa’da uluslararası göçün yaygın bir akım olduğu bildirilmektedir ve Amerika Birleşik Devletleri’ndeki emekliler yoğun bir şekilde Latin Amerika ülkelerine akın etmektedirler. Göçmenler ev sahibi ülkelerin birçoğunda emeklilerin yoğun olarak yaşadığı toplumlarda yaşamaktadır. Bu çalışma uluslararası emekli göçü eğilimi ve göçmen toplumlarının sürdürülebilirliğini incelemektedir."

Yalova Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Rıza Abay, yaşlılara yönelik kamusal sosyal yardımlar ve sosyal hizmetleriyle ilgili şunları kaydetti: "Yaşlılık, yaşlanma halini ifade eden bir kavramdır. Yaşlanma ise kronolojik, biyolojik, ekonomik, patolojik, psikolojik ve sosyal boyutu olan süreçleri ifade eder. Yaşlılık konusunu gerek ilkel toplumlar ve gerekse de modern-çağdaş toplumlar açısından ele alalım, yaşlılığın bir insanlık sorunu olduğu açıktır. Yaşlılığın en zor zamanı da bakıma muhtaç oldukları zaman dilimidir. Genel olarak yaşlılık olgusuna ve yaşlı bakımına, bu arada kamusal sosyal yardım ve kamusal sosyal hizmetlere yönelik sosyal politikaları, toplumların kültür-medeniyet tasavvurları belirleyici olmaktadır."

Janbazan Savaş Mağdurları Araştırma Bölüm Başkanı ve Tıp ve Mühendislik Araştırma Merkezi’nde Dr. Reza Amin ise konuşmasında, orta yaşlılarda sağlık nedenli yaşam kalitesi ve görme engelli yaşlı savaş mağdurlarıyla ilgili şunları söyledi: "Körlük insanların başkaları ve çevreleri ile iletişimde olmak için görme kuvvetlerini kullanamama durumudur. Ölüm ve kanserin ardından gelen üçüncü korku ve engeldir. Kör insanlarda ölüm riski normal nüfustan kat kat yüksek iken ortalama yaşam ömürleri 15 yıla kadar daha azdır. Körlük, sağlık ile ilgili yaşam kalitesine etki eden bireysel ve toplumsal aktivitelere bazı sınırlandırmalar getirse de, görme kalitesi ve keskinliği yaşam kalitesinin mühim bir parçasıdır."

Yaşlıların keder ve kaybın üzerindeki suskunluğu kırmamayı tavsiye eden Amerikalı Rahibe Lonzie Symonette; "Keder ve kayıp, ölüm ve ölmek ile ilgili gerçek duygularımızı gizli tutmak bir sorun olabilir. Keder ve kaybın yaygınlaşması ile karşılaştığımızda gerçek duygularımızı gizli tutmak sadece yaşlıların değil birçok insanın sorunudur. Kaçınılmaz olan ölmek ve ölüm herkesin yaşayacağı bir yolculuktur. Ancak, gerçekleri konuşarak suskunluğu kırmak, özellikle yaşlılar için hiç de kolay değildir. Gerçek duyguları sevgi ile ifade etmek, sadece yaşlıların kişiliklerini sağlık ve sıhhate kavuşturmakla kalmayacak aynı zamanda aile sistemi içindeki genç nesillere de bir model oluşturacaktır. Yeni, çekici, özgün iletişim becerileri uzaklaşmış aile bireyleri arasındaki ilişkilerin iyileşmesine ve yenilenmesine yardımcı olabilir." dedi.

Kuzey Teksas Üniversitesi’nde Uygulamalı Gerontoloji öğrencisi olan Kittiwan Junrith, Tayland’daki yaşlanan toplumun eğilimler ve zorluklarıyla ilgili şunları söyledi; "Yaşlanan nüfustaki artış ve orandan dolayı Tayland hızlı bir demografik geçiş ile baş etmeye çalışan gelişmekte olan bir ülke. Sağlık hizmetleri sistemindeki gelişme ve son on yıldaki teknolojik ilerleme yaşlanan toplumlarda demografik dönüşümlere sebep oluyor. Yaşlanan toplumlardaki bu dönüşüm Tayland’daki devlet ve sivil toplum örgütleri ile ilgili sosyal, ekonomik ve politik sorunlarda daha yaygın bir şekilde görünmeye başladı."

Doğal Afetler’in yaşlanan ve kırılgan halklar üzerindeki etkisini anlatan Kuzey Teksas Üniversitesi’nde Uygulamalı Gerontoloji öğrencisi Erika Symonette, Katrina Fırtınası’nı örnek vererek; "Katrina Fırtınası Birleşik Devletlerde doğal afetlere karşı şaşırtıcı bir dikkat uyandırmıştır. Çetin hava şartlarının yaklaşık 1.330 kişinin ölümüne neden olduğu belirtilmektedir. Sosyal bilimciler ve sağlık hizmetleri uzmanları Katrina Fırtınası’nın hayatta kalan New Orleanslı zayıf ve yaşlı sakinlerini ciddi olarak etkilediğini saptamışlardır. Bunun yanı sıra, büyük halk kitlesinin barınaklara yerleştirilmesi ile ilgili travma fazladan strese neden olmuştur. Geçici olarak toplu barınaklarda misafir edilen zayıf ve yaşlı insanlar, Katrina Fırtınası’ndan dolayı yerlerinden olan barınaklara yerleştirilen 23.000 yetişkin ve çocuğun gölgesinde kalmışlardır. Tıbbı hizmetler, yönlendirme bilgisi ve sürekli barınma gibi sosyal hizmet hakları vatandaşlara çabucak sağlanmasına rağmen, zayıf yaşlılar bu hizmetlere aşağıdaki sebeplerden dolayı ulaşamamışlardır: Sınırlı hareket imkânı, bilinçsel ve duyu bozukluğu ve sağlıklarının iyi olmamasın sebep olmuştur." dedi

İBB Sağlık ve Sosyal İşler Daire Bşk. İstanbul Darülaceze Müdürlüğü’nde Yüksek Mimar olan Zeynep Erol Sultanoğlu, Türkiye’de yaşlılar için ev tasarımıyla ilgili; "Yaşlılar için yaşam mekânları “normal” mekânlardan farklı olmalı ve bu yaşam alanları inşa edilirken belirli düzenlemelere dikkat edilmeli. Yaşlandıkça hareket alanı daralır, fiziksel güç azalır, buna paralel olarak da hareket edilen alanda tehlikeler çoğalır. Bundan dolayı yaşlıların daha rahat ve güvenli bir şekilde hareket edebilmeleri için daha geniş alanlara ihtiyaç duyulur. Güvenlik önlemleri dışında yaşlıların günlük hayat akışını kolaylaştıracak uygun düzenlemelerin de oluşturulması gerekir. Zira uygun olmayan düzenlemeler yaşlının yaşam kalitesini bariz bir şekilde kısıtlar. Örnek olarak yaşlılıkta ışığa daha fazla ihtiyaç duyulur, ama aynı zamanda ışığa karşı hassasiyet de artar. Doğru ışığı doğru yerde kullanmak gerekir" dedi.

Kuzey Teksas Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde öğretim görevlisi olan Inshirah Nabhan, Kudüs’teki yaşlıların konut ihtiyacını konu alan konuşmasında şunları ifade etti; Dünya çapındaki yaşlanma ve yaş geçişleri, makro ve mikro toplumsal düzeylerde sosyo-demografik, ekonomik, politik alanları yönlendiren büyük bir nüfus mekanizması haline geliyor. İşgal altındaki Filistin topraklarında yaşlı nüfusun artışı devam ettiği sürece yaşlı nüfus analizlerine olan ihtiyaç da artmaktadır. Kudüs’te son derece önemli bir konu olan konut ihtiyacı değerlendirildiğinde, genelde yeni evli çiftlere yönelik bir mesele olarak üzerinde durulduğunu görürüz. Yaşlılar ise genellikle marjinal bir bölüm olarak muamele görüp, onların konut ihtiyaçları çoğu zaman göz ardı edilir. Bu önemli sorun, her yaş için sağlıklı ve üretken bir toplum inşa etmek gibi önemli bir meseleyi gündeme getiriyor."

on5yirmi5.com