Bu soruya Hilmi Yavuz cevap verdi. İşte Yavuz’un o yazısı;
"Türkiye Cumhuriyeti’nin 3. Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın söylediği rivayet edilen bir söz vardır: ‘Bu kış Türkiye’ye komünizm gelecek!’
Söylediği rivayet edilen, dedim, çünkü İstiklâl Harbi’nin ‘Yeşil Ordu Cemiyeti’ âzâsı Mahmut Celâl Bey’in, komünizmin mevsimi konusunda bir tahminde bulunmaya kalkışacağını hiç sanmıyorum; -buna rağmen, bu sözün şimdilerde Türkiye için değil, fakat Dünya için konuşulduğuna tanık olunuyor. Yunanistan’ın yaşadığı malî bunalımın kışkırttığı büyük sokak eylemleriyle başlayan, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Wall Street başkaldırısı ile devam etmekte olan krizin, Dünya ölçeğinde bir dönüşüme yol açacağını söyleyenler var. 1929 krizinin de, Kapitalizmin çöküşünü başlatan bir süreç olduğu söylenmişti. Ama bilinen şu, Kapitalizmin yaşadığı krizler, Kapitalizmin çöküşü anlamına gelmiyor!
Büyük kitle eylemleri, her zaman, mesela 1968 Paris’inde, Prag ‘ilkbahar’ında, hatta Polonya’daki işçi ayaklanmalarında görüldüğü gibi, sosyalizm bağlamında birer devrimci eylem değildirler;-birtakım somut, sınırlı ve kısa vâdeli talepler ağır basmaktadır da ondan! Belirli bir gayeye odaklanmış ve bir partinin öncülüğü ile örgütlü ve bilinçli bir praksisin yokluğunda, kendiliğinden oluşan kitle eylemlerinin sosyalist devrimle hiçbir ilgisi yoktur!
Fransa’da 1968’i yaşayanlar bileceklerdir: Gençlik eylemlerinin bir devrime yol açacağını düşünen Goşistler (aşırı solcular, Gauchiste’ler), ‘burjuva toplumunun çelişkilerinin her türlü siyasal ve sendikal yapıdan bağımsızlaşmış kitleleri, tek başlarına kendilerinin büyük dönüşüm ânına sürükleyebilmelerine olanak verecek derecede bilinçleri harekete geçirdiğini ileri sürerlerken’ [Chevenement ve Motchane: Sosyalizm için Anahtar] fevkalâde yanılmaktaydılar. Ama yine de, kitle eylemlerinin, ‘kendinde sınıf’ı, ‘kendisi-için- sınıf’a dönüştürecek kertede bilinçlendirmeyi doğrudan gerçekleştirmese bile, bazı sorunların, Kapitalist sistem içinde aşılabilmesinin mümkün olmadığını göstermek bakımından bir anlamı olduğu da söylenebilir elbette …
Şimdi soru şu: Facebook’la ya da Twitter’le sosyalist ‘devrim’ olur mu, yoksa, olsa olsa insanlar ‘Arap Baharı’nda olduğu gibi sadece sokaklara dökülüp ‘darbe’ mi yaparlar?’ Devrim’le ‘darbe’yi karıştırmamak gerek;- geçmişte ve hiç şüphesiz şimdi, karıştıranları gördük ve görmeye devam ediyoruz çünkü…
Sonuç? Sonuç şu: Kapitalizm, kendi sisteminin ürettiği krizleri, yine kendi sisteminin içinde kalarak aşmak imkânına sahip göründükçe, kitleler somut taleplerine ilişkin umutlarını, her zaman olduğu gibi, sadece siyasal anlamda gerçekleşecek bir iktidar değişikliğine (darbeyle veya demokratik yoldan) bağlamak durumunda kalmışlardır. Bu kadarı, onlara yetmiştir."
Timeturk