En Çok Ünlü Hangi Partide?

Dünya Hali
 Mecidiyeköy’den bindiğim metrobüsün şoförü yanına dikilen ve kıyafetinden kendisi de belediye otobüsü şoförü olduğu anlaşılan arkadaşı ile sohbet ederken, “topçuyu, popçuyu doldurdul...
EMOJİLE

 Mecidiyeköy’den bindiğim metrobüsün şoförü yanına dikilen ve kıyafetinden kendisi de belediye otobüsü şoförü olduğu anlaşılan arkadaşı ile sohbet ederken, “topçuyu, popçuyu doldurdular” partilere dedi.

Yanına dikilen arkadaşı ise, “bunların vekil olarak ülkeye ne faydası olacak, doğrusu anlamakta güçlük çekiyorum” diye sürdürdü muhabbeti.

Sizler de denk geldiniz mi bilmiyorum. Hemen her yerde seçime dair muhabbetlerde bu tür ayrıntılar öne çıkıyor. Velhasıl kelam, vatandaş olan biteni yakından takip ediyor.

Bu arada birkaç noktanın altını çizelim.

12 Haziran 2011’de yapılacak milletvekili genel seçimleri için partilere aday adaylığı için başvuranların sayısal göstergesi bile, konu farklı bir açıdan değerlendirildiğinde olası sandık sonuçları konusunda ilginç bir tablo ortaya koyuyor.

Yüksek Seçim Kurulu seçimlere 27 partinin katılacağını açıklamakla birlikte, şu ana kadar hangi partiye kaç aday adayının başvurduğu konusunda medyaya bilgi yansıyan 3 parti oldu. Bunlar sırasıyla AK Parti, CHP ve MHP.

Aday adaylarının toplam sayısına göre partileri sıralarsak AK Parti yaklaşık 6 Bin aday adayı ile birinci, CHP yaklaşık 4 Bin aday adayı ile ikinci, MHP yaklaşık 2 Bin 500 aday adayı ile üçüncü sırada.

İlginçtir, seçimden birinci çıkacağı tahmin edilen AK Parti, aday adayı olarak partiye başvuranların toplamı itibari ile ilk sırada iken, seçimde ikinci olması beklenen CHP aday adayı sayısı toplamında ikinci, seçimde 3. Parti olması beklenen MHP aday adayı sayısı toplamında üçüncü sırada.

Biraz Devlet Bahçeli’vari bir hesapla konuya yaklaşırsak, partilerin aday adayları sayılarını 3’lü karşılaştırma halinde kendi aralarında yaklaşık bir veri ile oranladığımızda, AK Parti yüzde 50, CHP yüzde 30, MHP yüzde 15 civarı bir aday adayı göstergesine sahip olmuş olur.

Haklı olarak, bu çok zorlama bir yorum, buradan nereye varmak istiyorsunuz ki diyebilirsiniz?

Anketlere yansıyan ve “bugün seçim olsa hangi partiye oy verirsiniz” sorusunda çıkan partilerin oy sıralaması ile, partilere aday adayı olarak başvuranların toplamının sıralaması, aday adaylarının vekil seçilebilme umuduyla başvurdukları partiye sandıkta ne oranda şans verdikleri konusunda da ipucu vermektedir.

Tablo herkese aşikar…

Yani, hepimiz aynı toplumda yaşıyoruz. Biraz topluma kulak veren ve toplumsal refleksleri yakından izleyen herkes, bir kahin olma gereği duymadan, üç aşağı beş yukarı olan biteni değişik göstergelerle kestirebilir. Siyasetin toplumdaki izdüşümü doğal olarak aday adaylarını da etkiliyor olmalı ki, partilerin sandığa yansıyacak genel sıralaması ile, aday adaylarının vekil seçilebilme umuduyla partilere ilgisi de birbirine paralel seyrediyor.

 Nitekim, kamuoyunun yakından tanıdığı isimlerin vekil olma umuduyla partilere yönelimi de, partilerin toplumdaki genel algı ve sezgi itibariyle toplam oy oranına karşılık gelen durumla örtüşüyor. Metrobüs şoförünün tabiriyle, topçusu & popçusu bu nedenle siyasete yöneliyor. Belli partilerden aday olmayı garanti bir durum gibi algılıyorlar.

Siyasetçi, sanatçı, bilim insanı ve benzeri, kamuoyu önündeki hiç bir isim, garantili seçilme umudu yoksa bir partiye angaje bir görüntü vermek istemez. Siyasete soyundu mu sonuç almak isterler. Bu nedenle AKP ve CHP’nin öncelikli tercih edilme nedeni bu… Siyasetin yapıldığı alan daralınca, belli partiler çok öne çıktı. Bu da vekil olmak isteyenleri umutlandırdı. Şöhretli olmalarının işlerini kolaylaştıracağı düşüncesine girdiler.

Örnek vermek gerekirse…

Aday gösterilme ihtimali sıfıra yakın olmasına rağmen eski futbolcu Tanju Çolak’ın AK Parti’den İzmir aday adayı olduğunu açıklamasının bir nedeni bu… Yani vekil seçilebilme umudu…

Antrenör mü olacak, futbola mı dönecek tartışmaları sürerken Hakan Şükür’ün AK Parti’den vekil olmak istemesinin nedeni de bu…

Sanatçı Sabahat Akkiraz’ı, kendi çevresinde bile görmezden gelinmişliği sürerken, Başbakan Erdoğan kendisinin ismini telaffuz ederek kamuoyu önüne çıkarmasına rağmen, son dönemde elde ettiği popülerlikle CHP’den aday adayı olmasının nedeni de bu…

"Milletvekili olmayı istememin nedenlerinden biri de, eşcinsellere karşı önyargıların yıkılmasını sağlamak” diyen, Türkiye’nin ilk Travestileri Transseksüelleri Gayleri Lezbiyenleri Koruma Yardımlaşma ve Kültürel Etkinlikleri Geliştirme Derneği Başkanı Öykü Özen’in CHP’ye başvuru yapmasının nedeni de bu…

Seçime girecek 27 parti görünmesine rağmen, Ergenekon ve Balyoz Davası sanıklarının özellikle CHP ve MHP’ye ilgi göstermesinin nedeni de bu…

Bu hengamede nedense kamuoyu gündemine gelmeyen isim Bedrettin Dalan oldu. Siyasete yabancı olmayan Bedrettin Dalan’ın CHP’den neden aday aday olmadığı merak konusu. Adaylık başvurusu söz konusu olsa, CHP yönetiminin kendisine hayır demesi pek kolay olmazdı. Başta Sayın Demirel olmak üzere belli çevreler aday yapılması için aracı da olurlardı.

Yazıyı şu şekilde bağlayalım: Silivri sanıklarının Meclis’e girmesi dava sürecini şöyle etkiler:

Bir; Mahkeme heyeti, demek ki haklarındaki iddiaların doğruluğu nedeni ile cezadan kaçmak için vekil olmayı seçtiler düşüncesine girerse, vekil olma şansı elde edemeyen diğer sanıklara isnad edilen suçlar üzerlerine yapışır ve hakimlerin onlar hakkında iddianameye uygun ceza vermesi kolaylaşır.

İki; Davaların önde gelen isimleri vekil seçilmeleri durumunda, davalarının neticelenmesi vekillik dönemlerinin sonrasına sarkacağı için, Silivri’deki diğer sanıkların davaları da çabuk neticelenmez ve dava süreci iyice uzar.

Üç; Seçmen nezdinde TBMM iyice yıpranır ve sanık sığınma evine döner.

Netice-i kelam, metrobüs şoförünün tabiriyle, vekil olarak ülkeye nasıl bir hizmet verecekleri konusunda zihinlerde tereddüt oluşan topçunun, popçunun, dizi oyuncusunun bu kadar öne çıkması, sanıkların aklanmadan vekile sığınması Meclis’in saygınlığını kamuoyu nezdinde aşındırır.

Haber7-Osman Özsoy