Elçilere Arap Baharı’nın Faturasını Anlattı

Dünya Hali
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, ”Bizim kabul etmemiz gerekir ki, Arap Baharından hem kazancımız, hem de kaybımız oldu. Bazı rezervasyonlar bize döndü. Ama bu coğrafyadaki bazı önemli paz...
EMOJİLE

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, ”Bizim kabul etmemiz gerekir ki, Arap Baharından hem kazancımız, hem de kaybımız oldu. Bazı rezervasyonlar bize döndü. Ama bu coğrafyadaki bazı önemli pazarlarımızı da daralttık” dedi.

4. Büyükelçiler Konferansı’nda konuşan Günay, kültür ve turizm alanında 2011 yılına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Dünyada 2009, 2010 ve 2011 yıllarında bir krizin yaşandığını, buna rağmen Türkiye’nin turizm alanında krizden fazla etkilenmediğini söyledi. Türkiye’nin 2003 yılında 13 milyon ziyaretçiyi ağırladığını, 2011 yılı sonuna gelindiğinde ise bu rakamın 30 milyona ulaştığını dile getiren Günay, ”Bu yıl 30 milyonu geçiyoruz ilk defa… Bizim turizm tarihimizde çok önemli bir eşik. Bunun heyecanını yaşıyoruz” diye konuştu.

Günay, sözlerini şöyle sürdürdü:

”Geçen yıl 28.6 milyon ziyaretçi gelmişti. Bizim kabul etmemiz gerekir ki, Arap Baharından hem kazancımız, hem de kaybımız oldu. Bazı rezervasyonlar bize döndü. Ama bu coğrafyadaki bazı önemli pazarlarımızı da daralttık. Ama buna rağmen 2 milyonun üzerinde büyük bir artışı sağladık. Geçen yıl 28.6 milyonduk. Şimdi 11 ayın sonuçları önceki gün geldi, 30.2 milyon olduk. Allah’a şükürler olsun ben de dün itibariyle çok sevindim. Ama daha çok sevindiğim, geçen yıl bizim turizm gelirimizi 20.8 milyar dolar olarak açıklamıştı TUİK, ki biz bu hesaplamanın bazı açılardan eksik olduğu iddiasındayız.

Turizmin getirdiği döviz çok önemli. Turizm, belki de Türkiye’nin en önemli ihracat sektörü. Bütün bunlar turizmin ekonomik boyutuyla ilgili ama turizm, Türkiye gibi genç nüfusu olan bir ülkede dönüşümcü bir sektör. Genç kesimlerin özellikle kendi ülkesi içinde ve dünyada başka kesimlerle tanışmasını sağlayan bir sektör. Ve böylece barışa katkı sağlayan bir sektör olarak önemini muhafaza etmeye çalışıyoruz. Toplumsal iletişime büyük katkısı var. Barış için de önemli bir sektör. Bu açıdan turizmin 21. yüzyıl için çok daha fazla önem taşıdığına inanıyorum. 20. yüzyıl, bence talihsiz bir yüzyıldı. 21. yüzyılın daha barışçıl bir yüzyıl olmasını ümit ediyoruz, diliyoruz, bunun için hep birlikte uğraşıyoruz. Ben 21. yüzyılda turizmin çok daha büyük bir önem taşıyacağını, dünyanın barışçı bir yer olmasında çok daha büyük bir katkısı olacağını diliyorum, düşünüyorum. Biz bu bakış açısıyla çalışıyoruz.”

-”Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra sağladık”-

Türkiye’nin 2023’te çeşitli sektörlerde dünyada ilk 10’a girebilme gibi bir hedefinin olduğunu ifade eden Günay, ”Bunu şu anda turizmde başarmış vaziyetteyiz. Dünyada ilk 10’un içindeyiz. Avrupa’da bizim şu anda yarıştığımız Fransa, İtalya ve İspanya var. Dünyada ise Amerika ve Çin var. Amerika ve Çin’i kıta olarak düşünmek lazım. Bunun için artık çıtamızı yükseltmemiz, turizmdeki şu ana kadarki hizmet anlayışımızı, sunumumuzu geliştirme imkanı içindeyiz” dedi.

Türkiye’nin turizmdeki hızını eski Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından sağladığına işaret eden Bakan Günay, sözlerini şöyle sürdürdü:

”Biz itiraf etmek lazım ki bu hızımızı Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra sağladık. Soğuk Rusya’nın güneyinde bir sıcak iklim ülkesiyiz. Onlar dünyaya açılmaya başlayınca Amerikalıların güneye gitmesi, İngilizlerin İspanya’ya gitmesi gibi hemen Türkiye’ye gelmeye başladılar. Bunun ötesinde yeni pazarlara açılmaya ihtiyacımız var bizim. Sıcak iklimin, güneş, kum, denizin dışında zenginliklerimizi, imkanlarımızı turizm sunumu içine katmamız gerekiyor. Türkiye’de termal zenginlikler var. Termal yatırımını kolaylaştıracak yeni düzenlemeler hazırlamaya çalışıyoruz. Golf turizmi, kış turizmi gibi çeşitli alanlara eğilmeye çalışıyoruz. Bir de Türkiye’nin çok büyük bir zenginliği var. Kültür gibi çok büyük bir zenginliği var. Mimarlık örnekleri, arkeolojik eserler açısından da Türkiye, müstesna ülkelerden bir tanesi. Yakın zamanlara kadar, bundan 5-10 sene öncesine kadar dönemler arasında ayrım yapma, eserler arasında ayrım yapma, ‘şu dönemden kalmıştır, bu dönemden kalmıştır’ diye küçümseme gibi alışkanlıkların Bakanlığın eski çalışmalarına, eski kayıtlarına bakınca da görüyorum. Ama şimdi biz özgürleşmiş bir ülke olarak bizim topraklarımızda ne varsa sahip çıkmaya çalışıyoruz. İster Roma’dan, ister Selçuklulardan kalmış olursa olsun hepsine sahip çıkmaya, hepsini ayağa kaldırmaya, hepsini en iyi biçimde dünyaya sunmaya çalışıyoruz.”

Arkelolojik kazılara daha fazla kaynak ayırmaya başladıklarını da dile getiren Günay, ”2000’li yıllarda, 1 milyon lira devletin kazılarına ayırdığı kaynak. Biz bu yıl 40 milyon lira ayırdık” dedi.

Döner sermaye imkanlarını ve farklı kaynakları da bunun için seferber ettiklerini aktaran Bakan Günay, ”Türkiye’de bizim şu anda 122 tane yerli kazımız var. Ayrıca, 40’tan fazla yabancı kazımız var” diye konuştu.

Türkiye’nin turizm alanında yeni hedeflerinin bulunduğunu, bunların arasında yüksek kültür ve yüksek gelir gruplarını ülkeye çekmenin de olduğunu ifade eden Günay, çalışmaları bu yönde yoğunlaştırdıklarını, Türkiye’yi sadece görsellerle değil, sanat etkinlikleriyle, kitap fuarlarıyla da tanıtmaya çalıştıklarını söyledi.

Avrupa’nın bugünkü ekonomik darboğazının biraz daha sürekli olabileceğini de var sayılabileceğini, ayrıca Avrupa nüfusunun giderek de yaşlandığını dile getiren Günay, yeni pazarlara açılmanın bu anlamda büyük bir önem taşıdığını söyledi. Günay, ”Uzakdoğu’yu, Hindistan’ı Çin’i önemsiyoruz” dedi. Günay, Çin, Brezilya, Kanada, Rusya ve Hindistan’da birer ofis açmayı planladıklarını kaydetti.

Yurtdışından getirilen tarihi eserlere de değinen Günay, Türkiye’nin geçmiş yıllarda talan edildiğini, çok önemli eserlerin yurtdışına götürüldüğünü söyledi. Yurtdışındaki bu eserlerin yurda dönmeye başladığını dile getiren Günay, ”Yorgun Herkül” heykelinin üst kısmının 31 yıl sonra yurda döndüğünü, Almanya’dan iadesi sağlanan Boğazköy Sfenksinin Çorum Müzesine konulduğunu hatırlattı.