AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, her yıl şubat ayının ilk haftasından itibaren Çukurova’nın bereketli topraklarında çadırlarını kurmaya başlayan tarım işçileri, o günden beri devam eden karpuz serası hazırlığı ve fide dikimi ile bakım çalışmalarını tamamladılar.
”Göç içinde göç” eden tarım işçileri, karpuzun ardından soğan hasadı işinde çalışmak üzere Hatay’ın Amik Ovası ile Ankara Polatlı’nın yolunu tuttular. Hastalarını ve çalışamayacak yaştaki çocuklarını Çukurova’da bırakıp, ikinci göçe başlayan tarım işçileri, soğanın ardından fındık hasadı için Karadeniz’e gidip, pamuk çapası ve hasadı için tekrar Çukurova’ya dönecekler.
Çukurova’da, pamuk hasadının tamamlanacağı ekim ayı sonundan itibaren memleketlerine dönmeye başlayacak olan tarım tarım işçileri, bu yıl günlük 20 lira yevmiye ile çalışıyorlar.
Yöreye gelen yüzlerce tarım işçisi arasında bulunan İsa Zengin (33), üç çocuğu olduğunu, birisinin sürekli havale geçirdiğini belirterek, ”Eşim hasta çocuğumuzun yanından ayrılamadığı için ailede sadece ben çalışıyorum. Benim kazandığım günlük 20 lira bizi ne öldürüyor, ne de doyuruyor” dedi.
Zeliha Kaya (50) ise bel fıtığının yanı sıra kemik erimesi hastalığına yakalandığını ifade ederek, ”Bu halde yedi çocuğumla birlikte sabahtan akşama kadar tarlalarda çalışıyoruz. Para biriktirebilirsek memlekete döndüğümüzde kimseye muhtaç olmadan hayatımızı sürdürebiliyoruz. Memlekete parasız döndüğümüzde orada yapacak bir işimiz olmadığı için sıkıntı yaşıyoruz” diye konuştu.
Mercimek ve un çorbası ile makarna ağırlıklı beslendiklerini anlatan Kaya, bunları alacak para bulamadıklarında ise tarla sahiplerinin yardım ettiğini anlattı.
Her şeye rağmen yaşam mücadelesinden kopmayan tarım işçilerinin çocukları ise sabahın ilk ışıklarıyla gittikleri tarlalardan dönüşlerinde, çadırlar arasında koşup oynayarak çocukluklarını yaşamaya çalışıyorlar.
AA