Sanayi devriminin ve refah toplumunun mucidi Avrupa hızla ‘sefilleri’ oynamaya doğru ilerliyor. Romanda değil bu kez gerçek hayatta… İspanya’da San Simon de Rojas yemek dağıtım merkezindeki işsiz inşaat işçisi Antonio Molino Pelaez’in şu sözleri tabloyu daha iyi özetliyor: "İşim varken iyi bir hayatım vardı. Çok param yoktu ama en azından yemeğim vardı. Şu anda 41 yaşındayım ama hiçbir şeyim yok ve sokakta yatıyorum." Her dört Avrupa vatandaşından biri yoksulluk sınırına indi. Tam 120 milyon Avrupalı artık yoksul. Almanya Merkez Bankası Bundesbank’a göre 2014’ten önce yaprak kıpırdamayacak Avrupa’da nüfusun yüzde 24. w2’si yoksulluk sınırında. Her ülkenin kendi resmi rakamlarından derlenen bilgiye göre 119.6 milyon kişi kurtarılmaya çalışılacak. En azından Avrupa’nın 2020 stratejisindeki planı bu.
BULGARİSTAN’DA % 49
Avrupa’nın yoksullukta en zayıf halkası komşu Bulgaristan. Bulgaristan’da yoksulluk sınırında olanların oranı yüzde 49’lara kadar çıkmış durumda. Yani her iki Bulgar’dan biri yoksul. Romanya ve Letonya’da da durum farklı değil. Bu iki ülkede de oran yüzde 40’a çıkıyor. Litvanya yüzde 33 ile üçüncü sırada yer alırken yoksulluk liginde dördüncülüğü yüzde 31 ile Yunanistan ve Macaristan paylaştı. Yoksulluk sınırındaki insan sayısının nüfusa oranlayınca en düşük oran bir dönemin iflas eden ekonomisi İzlanda çıkıyor. Yüzde 13.7 ile Avrupa’nın en iyisi olan İzlanda’nın ardından ise yüzde 14.6 ile Norveç geliyor.
GÖÇMENLER VE GENÇLER ETKİLENDİ
Göçmenler ve gençler krizde en ağır darbeyi alan ve yoksulluk sınırına yaklaşan sınıfı oluşturdu. Çünkü Avrupa genelinde işsizlik oranında gençler yetişkinlerin iki katı bir orana sahip.
ŞİRKETLER KAÇIYOR
Avrupa Birliği’ndeki durum ilginç bir şekilde şirketlerin büyüme stratejilerine de yansımış durumda. Dünyanın en büyük perakende firmalarından Unilever pazarlama stratejisini gelişmekte olan ülkelere odakladı çünkü Avrupa’da yoksulluğun artacağını tahmin ediyor.
Sabah