Sierra Leone’de misyonerlik faaliyeti yürüten bir papazken, gördüğü rüya üzerine İslamı seçen Musa Bangura, Müslümanlar’ın bu ülkede çoğunluğu teşkil etmesine rağmen okulların Hristiyanlar’ın denetiminde olduğunu, bu nedenle Müslüman çocukların kendi dinlerine uygun bir ortamda yetiştirilemediğini söyledi.
İnsan Hak ve Hürriyetleri Vakfı’nın (İHH) davetlisi olarak geldiği İstanbul’da Sierra Leone’li Müslüman vaiz Musa Bangura, ülkesinde Müslümanlar’ın çoğunlukta olmasına rağmen siyasal ve sosyal alanda geride kaldıklarını belirtti.
Okullar, hastaneler Hıristiyanlar’ın denetiminde
Batı Afrika’da 5,5 milyon nüfuslu Sierra Leone’de nüfusun yüzde 60’ının Müslüman, yüzde 30’unun Hıristiyan, yüzde 10’unun da Animist olduğunu belirten Bangura, "Hıristiyan Batı ülkeleri ve Caritas gibi Hıristiyan sivil toplum örgütleri kendi dindaşlarına önemli mali kaynak aktarıyor. Okullar ve hastaneler çoğunlukla onların denetiminde. Müslüman çocuklar bu okullara gittiklerinde, dualarını bile Hıristiyan usullerine göre etmek zorunda kalıyor" dedi. Hastanelerin de Müslümanları kabul etseler bile önceliği Hıristiyanlara verdiğini savunan Bangura, "Müslüman ülkeler, kardeşlerimiz, Sierra Leone’ye el uzatmalı" diye konuştu.
Bir rüya hayatını değiştirdi
Hıristiyan bir ailede yetiştiğini, kendisinin de Liberya ve ABD’de din eğitimi alarak papaz olduğunu anlatan Bangura, 1993 yılında gördüğü bir rüyanın hayatını değiştirdiğini söyledi.
ABD’den döndükten sonra Afrika’da misyonerlik faaliyetine başladığını, sürekli hareket halinde olduklarını, sık sık yer değiştirdiklerini anlatan Bangura, "Birçok sosyal imkana sahiptik. İşler benim için de, ailem için de yolundaydı. İşim, özellikle de Müslümanları Hristiyanlaştırmaktı. Ancak Cenab-ı Hak beni bir rüyayla doğru yola çağırdı. İhtida ettim" diye konuştu.
Daha önce insanları "aydınlıktan karanlığa" çektiğini anladığını belirten Bangura, "Allah bana kendimi karanlıktan kurtarmam için yardım etti. Şimdi yine karanlığa gidiyorum ama bu kez insanları oradan alıp aydınlığa getirmek için" dedi.
Hayatını Müslüman lider kurtardı
Müslüman olmasıyla birlikte anne babası, eşi ve cemaatiyle arasının açıldığını, mali imkanlarını kaybettiğini, hatta hayatına kasteden tehditler aldığını anlatan Bangura, bölgesindeki Şeyh Mustafa adlı Müslüman liderin araya girmesiyle kendisine yönelik tehdidin ortadan kalktığını söyledi. Bangura, Şeyh Mustafa’nın Hıristiyan cemaatin liderini arayarak, "Siz sürekli olarak Müslümanları Hıristiyanlaştırma çalışması yürütüyorsunuz. Biz buna bir şey demiyoruz. Bir tek Hıristiyan Müslümanlığı seçince, hayatı tehdit altına giriyor. Musa Bangura’nın saçının teline zarar gelirse, bunu savaş nedeni sayacağız" dediğini, bunun üzerine kendisinin rahat bırakıldığını anlattı.
İslami eğitim merkezi kurmak için yardım bekliyor
Ülkesinde WHY İSLAM (Neden İslam) adını taşıyan bir örgüt kurduğunu, bu çatı altında İslamı yaymak ve doğru öğretmek için çalıştığını anlatan Bangura, bir İslami eğitim merkezi kurmak istediğini, bunun için Müslüman ülkelerden yardım beklediğini söyledi.
”Fatih Camisi’nde cuma namazı kılarken sanki cennetteydim”
Türkiye’nin tarihi ve İslami bakımdan muhteşem bir ülke olduğunu ifade eden Bangura, "Allah’a bana Türkiye’ye gelme görevini vermesi için dua ediyordum. Allah bu duamı kabul etti. Şükrediyorum" dedi. Türkiye’de insanların dost canlısı olduğunu, burada kendisini evinde hissettiğini, İslamın ülkeye rengini verdiğini gördüğünü belirten Banngura, "Binlerde cami var. Türkiye’de bulunmak bana gurur verdi. Ülkeme dönünce anlatacak çok şeyim var" diye konuştu.
Fatih Camisi’nde cuma namazı kılma imkanı bulduğunu ve camideki atmosferden çok etkilendiğini kaydeden Bangura, "Fatih Camisi’nde namaz kılarken sanki cennetteydim. Allah’ın huzuruna çıktığını başka hiçbir yerde böylesine kuvvetle hissetmedim" ifadesini kullandı.
”Türkiye rüya gibi”
Bugüne kadar Sierra Leone dışında sadece iki Müslüman ülke görme imkanı bulduğunu, bunların hac için gittiği Suudi Arabistan ile bir seminere katılmak için gittiği Libya olduğunu belirten Bangura, "Medine’de insanlar Mekke’ye göre çok daha dost canlısıydılar. Medine’nin atmosferi İstanbul’a benziyordu. Libya ise Türkiye ile mukayese dahi edilemez. Türkiye rüya gibi" dedi.
AA