Son yılların tartışılan konusu sperm bankası kimi kesimleri kızdırıken kimilerine de umut kaynağı oluyor. Tartışmanın odak noktası siparişle bebek, yabancı ülkelerde bazı aileler bebeklerini deyim yerindeyse seçerek alıyor. Son günlerde Türkiye’de de tarşılan bu konunun olurunu olmazını size bırakıyoruz.
Türkiye’nin de aralarında yer aldığı birçok ülkede kurulması yasak olan sperm bankaları, ilk açıldıkları 1965 yılından bu yana yasal oldukları ülkelerde bile tartışmalara yol açan kuruluşlar.
Sperm bankalarının kurulmalarındaki amaç, ileride çocuk sahibi olmayı planlayan ama kemoterapi görecek kanser hastalarına yardımcı olmaktı. Çünkü kemoterapi, sperm üreten bezlerde tahribata yol açabiliyor. Kemoterapi öncesinde kişinin sağlıklı spermlerinin dondurularak saklanması, bu hastaların ileride çocuk sahibi olabilmeleri için belki de tek çare.
İlk başlarda pek de banka olarak nitelenemeyecek bu küçük, özel birimler, zamanla evrim geçirerek daha geniş bir kitleye ve kullanım amacına hitap eden merkezler haline geldiler. Bugün bu bankalar, kemoterapi ve benzeri ağır tedavilere maruz kalacak ya da sperm kanallarının bağlandığı vazektomi ameliyatı geçirecek erkeklerin spermlerini saklamanın yanında, sağlıklı erkeklerden aldıkları sperm bağışlarıyla çok daha farklı amaçlara da hizmet ediyorlar. Çocuk sahibi olmak isteyen ama eşleri kısır veya genetik bir hastalığa sahip olan, biriyle birlikte olmadan tek başına çocuk yetiştirmek isteyen ya da eşcinsel olan kadınlar bu merkezlerin en geniş müşteri kitlesini meydana getiriyorlar. Bununla birlikte kaza ve ani ölüm gibi beklenmedik durumlara karşı spermlerini koruma altına almak isteyen erkeklerin sayısı da bir hayli fazla.
Sperm bankaları, tüm bu hizmetlerin yanında bilimsel araştırmalara da yardımcı oluyor. Mesela İsrail’de yapılan bir araştırma sırasında bankalardan toplanan veriler, sperm kalitesinin son on yıl içinde yüzde 40 oranında düştüğünü gösterdi. Daha sonra bunun nedeninin, bölgede kullanılan su kaynaklarındaki artan östrojen miktarı olduğu saptandı. (Ntv)