Barbie’nin Hakkından Örgü Bebek Gelir

Dünya Hali
Evin her yanına saçılmış bebekler, aslanlar, kurbağalar, devekuşları ve deniz kızları… Bu rengarenk oyuncakların hepsi örgüden. Eski bir dış ticaret uzmanı olan Ülkü Akçam, elleriyle ördüğü oyun...
EMOJİLE

Evin her yanına saçılmış bebekler, aslanlar, kurbağalar, devekuşları ve deniz kızları…

Bu rengarenk oyuncakların hepsi örgüden. Eski bir dış ticaret uzmanı olan Ülkü Akçam, elleriyle ördüğü oyuncakları internette satıyor, yapılışını anlatan setleri de yurtdışındaki meraklılarına pazarlıyor.
Anne-babalarımızın, "Bizim zamanımızda…" diye başlayan cümlelerine alışkınız.

Örgü oyuncaklar da bu cümlelere sığdırılan anılardan yalnızca biri. Zira onların zamanında şimdiki gibi "pahalı oyuncaklar, çeşit çeşit Barbie’ler Cindy’ler yokmuş. Oysa yeni neslin vazgeçilmezi Barbie partide, havuzda, mutfakta, bilmem nerede, bilmem kimle serileri.

Ancak birçok ev hanımı çocuklarını marka oyuncak çılgınlığından kurtarıp onlara örgü bebekleri hatırlatmaya kararlı. Ülkü Akçam gibi. Ördüğü oyuncakları internet üzerinden satarken, nasıl yapıldığını öğreten setleri de yurtdışına pazarlıyor.

Fars dili ve edebiyatı mezunu Ülkü Hanım bu alanda iş bulamayınca, dış ticaretle ilgilenmeye başlamış. 10 yıl çalıştıktan sonra, yılların yorgunluğu ağır bastığından mesleğini bırakmış. Ama ev hanımlığı da pek sarmamış onu. "Televizyondaki kadın programlarıyla hayat geçmez." diyen Akçam, oyalanacak bir şeyler bulma telaşına düşmüş. İpini, dantelini eline aldığı gibi başlamış örgü örmeye.

Patikti, yelekti derken, o zaman 1 yaşındaki kızı Deniz’in kurbağalara olan merakı, ona bambaşka bir dünyanın kapısını aralamış: Örgü oyuncaklar. Deniz’in ‘Nonoy’ adını verdiği ama kimselere vermediği en iyi dostu, kurbağayı örerek başlamış işe. Şimdilerde evi kedi, köpek, fil, devekuşu ve bilimum hayvandan geçilmiyor.

Örgü oyuncak işine merak salan Ülkü Hanım, internette yaptığı araştırmalar sonucunda bu işin Japon örgü sanatı amigurumi olduğunu ve dünyada çok sayıda meraklısı bulunduğunu görmüş. Zamanla yapımında maharet kazandığı oyuncaklar eş dost tarafından çok beğenilince, onları satmaya karar vermiş. İnternet üzerinden www.orguoyuncaklar.com adresinde satıyor yaptıklarını.

Tabii kızı Deniz’in izin verdiği ölçüde. "Yaptıklarımın bazılarını hemen benimsiyor kızım, kimseye vermek istemiyor. Hatta bazen ‘Anne bana da öğret.’ diye tutturuyor." diyor Akçam. Eşi Ayhan Bey de Ülkü Hanım’ın bu hobisinden memnun. "Eşim başka bir işte çalışıyor olsa, maaşının yarısı bakıcıya gidecekti, çocuğumuza nasıl bakıldığı konusunda gözümüz de hep arkada olacaktı. Böylelikle hem stres atarak orijinal işler yapıyor hem de çocuğumuza kendisi bakıyor." diyor.

İnternette Amerikalılara örgü öğretiyor

Ülkü Akçam, örgü oyuncakların yapılışını anlatan setler de hazırlamış. Ancak Türkiye’de bunları satamadığını anlatıyor. O da şansını yurtdışında denemeye karar vermiş. Sosyal paylaşım sitelerinde yer verdiği el yapımı oyuncak fotoğrafları çok beğenilince, nasıl yapıldığına dair birçok soru almış.

O da tek tek cevaplamak yerine, örgü oyuncakların nasıl yapıldığına dair setler hazırlamış. Amerikalılar, İngilizler ve Avustralyalılar şimdilerde örgü oyuncak yapımının en sadık takipçileri arasında. 70’li yaşlarda Amerikalı bir kadından aldığı e-posta onu çok duygulandırmış.

Zira kadın kanser hastası olduğunu söyleyerek, öldükten sonra çocukları ve torunlarına kendinden hatıra bir parça bırakabilmek için kendisine örgü oyuncak yapımını öğretmesini istemiş.

Amigurumi, söylenişi kadar zor değil

Japon örgü sanatı Amigurumi, emek isteyen bir iş olsa da severek yapınca söylenişinden bile kolay. "İsteyen herkes kolayca öğrenebilir." diyor Ülkü Akçam.

İnternette, yapımıyla ilgili videolar da mevcut. Tek ihtiyacınız olan uygun bir tığ, ip, boncuk, elyaf, oyuncak gözü veya düğme… Sık iğne işiyle örülen oyuncaklar, artırma-eksiltme metoduna dayanıyor. Genişletmek istediğiniz yerlerde ilmek artırıp, daraltmak istediğiniz yerde ilmek eksiltiyorsunuz. Ülkü Hanım, genelde kafasından başlamayı tercih ediyor, oyuncak yapımına.

Sonrası geliyor zaten. Hatta öylesine kendiliğinden gelişiyor ki süreç, "Kedi diye başladığım oyuncak bir file, köpek diye başladığım aslana dönüşebiliyor bazen." diyor.

Zaman