Anayasa Mahkemesi, reklam gelirlerinden yüzde 5’lik RTÜK payını belirli süre içinde ödemeyen yayın kuruluşlarının yayın izninin iptal edilmesini öngören Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun hükmünü, Anayasa’nın “hukuk devleti” ilkesine aykırı buldu. Anayasa Mahkemesi, yaptırım ile ulaşılmak istenen amaç arasında makul orantı bulunmadığına dikkat çekti.
Yüksek Mahkeme’nin iptal kararı Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayımlandı. Anayasa Mahkemesi, yaptırım ile ulaşılmak istenen amaç arasında makul orantı bulunmadığına dikkat çekti.
Anayasa Mahkemesi’nin, Ankara 1 ve 4. İdare mahkemelerinin yaptığı başvurular üzerine aldığı kararın gerekçesinde, idare mahkemelerinin, Anayasa’nın “temel hak ve hürriyetlerin sınırlanması” başlıklı 13. maddesine dayanarak, “düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti” başlıklı 26. maddesinde mali yükümlülüklerin yerine getirilmemesine ilişkin bir sınırlama getirilmediği gerekçesiyle başvuruda bulunduğu belirtildi.
-YAPTIRIM İLE ULAŞILMAK İSTENEN AMAÇ ARASINDAKİ ORANTI ÖNEMLİ-
Gerekçeli kararda, 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun’un 4576 sayılı Kanun’un 8. maddesiyle değiştirilen 13. maddesinde reklam gelirlerinden ayrılacak payların, gelirin elde edildiği ayı takip eden ayın en geç 20’sinde ödemesinin, gecikme halinde ilgili yayın kuruluşunun 7 gün içinde ödeme yapması için uyarılmasının, bu tarihlerden itibaren 2 ay içinde ödeme yapılmaması halinde Üst Kurulca yayın izninin ve lisansın iptaline karar verilmesinin düzenlendiği anımsatıldı. Kararda, ödenmeyen kurum gelirinin icra yoluyla tahsil edileceğinin hükme bağlandığı kaydedildi. Kararın gerekçesinde, RTÜK tarafından yapılan uyarıya rağmen yasada öngörülen süre içinde reklam geliri Üst Kurul payının ödenmemesi nedeniyle yayıncı kuruluşun lisansının ve yayın izninin iptal edilmesinin, idari yaptırım niteliği taşıdığı kaydedildi.
Yasa koyucunun idari yaptırıma konu eylemleri ve bu eylemler karşılığında uygulanacak yaptırımları belirleme konusunda anayasal sınırlar içerisinde takdir yetkisi bulunduğuna yer verilen kararda, bu eylemlerle yaptırımlar arasında adil bir dengenin bulunmasının, hukuk devleti ilkesinin gereği olduğunun altı çizildi. Kararda, eylem ile yaptırım arasında bulunması gereken adil dengenin ölçülülük ilkesi olarak da adlandırıldığı ifade etildi. Kararda, ilkenin alt ilkelerinden elverişlilik ilkesinin, öngörülen yaptırımın ulaşılmak istenen amaç için elverişli olmasını, zorunluluk ilkesinin öngörülen yaptırımın ulaşılmak istenen amaç bakımından zorunlu olmasını ve orantılılık ilkesinin ise öngörülen yaptırım ile ulaşılmak istenen amaç arasında olması gereken orantıyı açıkladığı kaydedildi.
-ÖLÇÜLÜLÜK İLKESİ İHLAL EDİLMİŞTİR-
Yayın izni ve lisansın iptali yaptırımıyla reklam geliri üst kurul payının zamanında ödenmesinin amaçlandığı ifade edilen kararda, şöyle denildi:
“Söz konusu yaptırımın hedeflenen amaca ulaşma bakımından elverişli olduğu söylenebilirse de itiraz konusu kuralın yer aldığı maddede, geciken ödemeler için 6183 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanacağının özel olarak düzenlendiği de gözetildiğinde, bu yolla tahsili mümkün olan bir alacak nedeniyle özel radyo veya televizyonun yayın izni ve lisansının iptal edilmesinin, Üst Kurul alacağının tahsili bakımından zorunlu olduğundan söz edilmesi olanaklı olmadığı gibi, bu yaptırım ile ulaşılmak istenen amaç arasında makul bir orantı da bulunmamaktadır. Bu durum ise yaptırıma konu eylem ile yaptırım ilişkisinde ölçülülük ilkesinin ihlali sonucunu doğurmakta ve hukuk devleti ilkesine aykırılık oluşturmaktadır.”
Anayasa Mahkemesi kararı oy birliğiyle alırken, Başkan Haşim Kılıç, Başkanvekili Osman Paksüt, üyeler Ahmet Akyalçın, Alparslan Altan ve Nuri Necipoğlu, muhalif kaldılar.
ANKA