“Üretici gibi değil, tüketici gibi bakıyorlar”

Doğal Yaşam
Abdullah Güner’in haberi Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından ağustos ayında yayımlanan tebliğ ile balıkçıların avlanma derinliği 18 metreden 24 metreye çıkartıldı. 1 Eylül’de s...
EMOJİLE

Abdullah Güner’in haberi

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından ağustos ayında yayımlanan tebliğ ile balıkçıların avlanma derinliği 18 metreden 24 metreye çıkartıldı. 1 Eylül’de sona erecek balık avlama yasağı öncesinde son hazırlıklarını tamamlayan balıkçılar bu yasağın hem balık fiyatlarını arttıracağını hem de balıkçıları yasağa teşvik edeceğini belirtiyorlar.

18 Ağustos 2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan bir tebliğ ile Türk balıkçılığının yüzde 70’ini temsil eden gırgır, trol, orta su balıkçılığı ve küçük balıkçılara yönelik çeşitli kararlar alındı. Alınan kararlar çerçevesinde özellikle endüstriyel balıkçılığa hayat veren gırgır avcılığının Türk karasularında 24 metre derinlikle sınırlandırılması hem balıkçıları hem de vatandaşı etkileyecek gibi gözüküyor.

"BALIK FİYATLARI ARTACAK!"

Konuyla ilgili olarak Kumkapı Balık Hali’nde balıkçılarla konuştuk: 
Yanında 30 kişi çalıştıran Necati Reis teknesinin sahibi Ömer Yüksel, “Çıkan bu yasayla birlikte toplum artık balık için daha çok para ödeyecek. Fark eden bir şey olmayacak bizim için. 100 kasa tutacağımıza 10 kasa tutacağız, o kadar para alacağız yani. Daha doğrusunu söylemek gerekirse bununla birlikte vatandaş balık yiyemeyecektir” diye konuştu.

Balıkçılar olarak isteklerini de dile getiren Yüksel, “Ülkemizdeki denizleri bilgili insanların araştırmasını istiyoruz. Tek isteğimiz bu. Önce bakmaları lazım, bizim coğrafyamız nedir, nasıl bir yerimiz var? Mesela diyorlar ki kalkan balığını Türkiye’de bitirdiler. Burada kalkan balığının bitmesi gibi bir sorun yok. Yani olmayan bir şey biter mi? Burası geçiş güzergâhı. Bu alınan kararla insanları suça teşvik ediyorlar, başka hiçbir şey yapmıyorlar.

Bizim ülkemizde yerleşik bir balık yok. Gelip geçen bir balık var. Lüferin gelip de burada durduğu yok. Yani tutulmazsa Çanakkale’den çıkıp gidiyor zaten. Biz tutmazsak bunu Yunanlılar tutacak. Bakın iki yıldır sularımızda kırgın oluyor ama bunu hiç kimse çıkıp da söylemiyor. Balık boğazdan geçmiyor. Marmara’da inanılmaz bir kirlilik var. Oksijen yok. Balık Kumkapı’dan dönüyor, orada ölüyor” dedi.

"AVLAMA KOTASI KOYULSUN!"

Aşırı avlanmayla ilgili olarak ise kesinlikle bir kota koyulması gerektiğinin altını çizen balıkçılar, aşırı avlamaya karşı olduklarını ve tutulan balıklarla ilgili bir kota koyulmasını desteklediklerini, bundan sonra da destekleyecekleri belirtiyorlar. Ayrıca konuyla ilgili olarak da bakanlığın bir çalışma yürütmesi gerektiğini, Su Ürünleri teknesinin Karadeniz’de bir araştırma yapması ve hamsi stoklarının durumuna göre de balıkçıları yönlendirilmesinin balıkçılığın geleceği açısından çok önemli olduğunu belirtiyorlar.
Bir tekne sahibi olarak yetkililere seslenen Yüksel “Avlamayla ilgili kota koysunlar. Her tekneye boyuna, ebadına göre, şekline göre kota uygulasınlar. Bu sınırlamalarla sadece yapacakları şey yasağı teşvik etmektir, başka bir şey değil. Sadece devlet korkusu olmayan insanların para kazanmasını sağlayacaklar. 

Biz diyoruz ki balığa kota uygulansın. Verilen yasaklar da uygulansın. Birde soğuk hava depoları yapılsın, balıkçıya devlet yardım etsin. Biz 3 ay balık tutalım, bunu da 9 ay satalım. Balıkçıya üretici gibi değil, tüketici gibi bakıyorlar. Devletin bir planı olmalı 10 senelik, 5 senelik. Ve bu planı biz bilmeliyiz. Devlet diyecek ki bize, sen bu sene 6 kulaçtan avlanıyorsun ama ben bunu seneye 8 kulaç yapacağım. Ondan sonraki sene 10 kulaç yapacağım. Devletin bir planı olmalı. Hiçbir planı yok! Bir anda, 10 gün kala 20 gün kala (geçen yıl böyle yapmışlardı) bu insanlar ağlarını yapmış, yatırımlarını yapmış, teknelerini hazırlamış, geçen sene aynı balığın boyuna yaptıkları gibi bu yıl da geliyor sınır koyuyor. Her yıl aynı şey yapılmaz. Devletin bir planı olmalı, bir bakanı olmalı denizciliğin, balıkçılığın, yok!

Koyulan bu yasaklar sonucunda Azerbaycan’da, Abhazya’da balıkçılık yapmaya giden balıkçılar olduğunu biliyoruz. Bizim Türk balıkçıları gidip oralarda hamsi tutuyorlar. Bunları engellesinler. Karşı tarafa gidiyorlar, orada tutuyorlar ve oralara paralar veriyorlar. Bunları araştırsınlar. Oradaki hamsiyi sadece Rusya, Gürcistan, Romanya, Bulgaristan, Abhazya tutmuyor, biz de tutuyoruz. Ama bizim balıkçımızın yaşam koşulu zayıf olduğundan, para kazanamadığından, balığımız gerekli değeri bulmadığından oralara gitmek zorunda kalıyoruz, durum budur!”

On5yirmi5.com