Röportaj: Engin Dinç
Ahmet Turan Alkan, Zaman gazetesinde yazdığı yazılarla geniş bir okuyucu kitlesine sahip. Üslubundaki ironi ve hiciv bu geniş okuyucu kitlesini kendisine bağlamasındaki en önemli etkenlerden biri. Bununla birlikte millet olarak sahip olduğumuz üst değerlere bağlılığa ve yerliliğe yaptığı vurgu da onu farklı ve etkili kılan bir başka yönü.
Bugüne kadar yayınlanmış 9 kitabı bulanan ve aynı zamanda bir siyaset bilimci olan Ahmet Turan Alkan’la bir röportaj yaptık. Hazır Ahmet Turan Alkan’la röportaj yapma şansını bulmuşken Türkiye’deki siyasi ortamdan yerlilik düşüncesine, gençlerin hali ahvalinden medyaya kadar geniş bir alanda sorular sorduk. Öyle ki, en sonunda “maaşallah bir yemek tarifi vermediğimiz kaldı yahu” dedirtecek kadar yorduk kendisini… Şimdi de sizleri Ahmet Turan Alkan’ın ufuk açan düşünceleriyle baş başa bırakıyoruz…
Sizin –yetim olmanızdan kaynaklanan- nispeten zor bir çocukluk döneminiz oldu. Bu zor şartlar altında yetişmek size ne kattı? Hayata bakış açınızı ne yönde etkiledi?
Babasız büyümek kolay değil elbette fakat aile büyüklerim bizlere bu eksikliği hissettirmemek için çok yardımcı oldular. Bu duygu, gençlik dönemimde daha çok sorumluluk sahibi olmama yol açmış olmalı. Mazbut bir hayat tarzı, olaylara mazbut ve istikrarlı bir yerden bakma alışkanlığı da vermiş olabilir. Her şeye rağmen annem vardı ve hep yanıbaşımızdaydı. Bir sevgi eksikliği yaşamadım çok şükür; o bakımdan kendimi bahtiyar sayarım.
Sivas’ta yaklaşık 50 yıl yaşadınız. Fakat şu anda İstanbul’da yaşıyorsunuz. Bu kadar yıldan sonra neden İstanbul’u tercih ettiniz? Anadolu’dan 50 yıl boyunca Türkiye’yi nasıl görüyordunuz? Şimdi nasıl görüyorsunuz?
Bu soruyla çok karşılaştım; İstanbul’a naklettiğimi duyan herkes bu minvalde şeyler soruyor. Ben İstanbul’a gelirken bilmediğim bir âleme gelmedim; sudan çıkmış balık, uzaya gitmiş astronot gibi bir intibak problemi yaşayacağımı düşünenler pek masumane bir merakla böyle soruyorlar. Sosyal çevrem değişti bir miktar ama hayatımda büyük değişiklik olmadı. Bakış açımda da mühim bir kırılma yaşamadım.