Okul Bitmeden Patron Oldu

Doğal Yaşam
Lisedeyken mahalledeki nalbura bilgisayar programı yazdı. İşler öyle hızlı gelişti ki iktisat diploması almadan “genel müdür” titriyle dev şirketlere proje satmaya başladı Henüz iki yıllık...
EMOJİLE

Lisedeyken mahalledeki nalbura bilgisayar programı yazdı. İşler öyle hızlı gelişti ki iktisat diploması almadan “genel müdür” titriyle dev şirketlere proje satmaya başladı

ÖMER EKİNCİHenüz iki yıllık bir geçmişe sahip Vodera. Patronu da 25 yaşındaki İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nin uzatmalı öğrencilerinden Ömer Ekinci. Ekinci’nin hikayesi Yeşilçam filmlerini aratmayacak türden aslında. Beş ay önce taşındığı İstanbul Güneşli’deki yeni şirket binasında babası ve en küçüğü 14 yaşında olan üç erkek kardeşiyle hem üretim yapıyor hem de pazarlama. Bugün 50 kişiden fazla gencin çalıştığı iki şirkete ve yaklaşık 10 markaya sahip olan Ömer Ekinci Erzincanlı. Erzincan depreminde ailesi her şeyini kaybedip İstanbul’a amcasının yanına taşınmış. O sırada sekiz yaşında olan Ekinci, bir yandan okula gidiyor bir yandan da nasıl para kazanacağının yollarını arıyormuş.

ömer ekinciBu arada bilgisayar programları ve yazılımlara büyük ilgi duyuyor ve internet kafelerden programlar indirip inceliyormuş. Anadolu lisesini kazandığı yaz mahalledeki nalbura, kırtasiyeye program yazmış. “Babam ticaretten hiç anlamaz ama bir yeteneği vardır ki Çinliler gibi her aletin aynısından çok kısa sürede yapabilir. Mucittir. Erzincan’da da bu işi yapıyordu” diyor. Gittiği internet kafeye de yazılım yükleyip bir yıl ücretsiz kullanım hakkı elde ettiğini anlatıyor.

Üniversite sınavına girdiği gün, internetten gördüğü Gelgit Teknoloji adındaki firmaya iş başvurusunda bulunmuş Ekinci. Burada geçirdiği iki yıl boyunca çok şey öğrendiğini belirten genç girişimci, babasının ürettiği mobil fatura kesme cihazını görünce “bunu satmalıyım” diye düşünmüş. Babasını ikna etmekte zorlansa da Okmeydanı’ndaki Perpa İş Merkezi’nde 35 metrekarelik bir dükkan açmayı başarmış. Bu arada Ekinci de, internetten bu ürünü kimlere satabileceğini araştırmaya başlamış bile. Şansın kendisine nasıl yardım ettiğini birinci ağızdan dinleyelim: “Logo Yazılım o dönemde Logo Center’ı yeni kurmuştu. Hemen telefonda kendimi tanıtıp, ürünümden bahsettim ve bir yetkiliyle görüşmek istediğimi söyledim. Beni genel müdüre bağlayacaklarını hiç tahmin etmemiştim. Bana dedi ki, çok şanslısın bugün bayi toplantımız var. Gel ürünü tanıt. O gün birkaç ürün alıp iki bin bayiye ürünü anlattım. Hemen sipariş almaya başladık. Babam o günden beri bana hiç karışmadı.”

Kimliğini gizliyordu

O dönemde daha 19 yaşında olan Ömer Ekinci’nin en büyük sıkıntısı iş adamı olarak ciddiye alınmaması olmuş. Yaşından dolayı müşterilerin kendisini yadırgadığını belirten Ekinci yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Telefonda sesimi kalınlaştırıyor, daha ciddi bir tonda konuşuyordum. Sakal da bırakmıştım ama yine de kurtarmıyordu. Sonunda malı müşteriye götürdüğümde “beni Ömer Bey gönderdi” diyordum.

Cihazların satışları çok başarılı gidince bir markaya ihtiyaç duyduklarını ve Desnet ismini devraldıklarını anlatıyor Ekinci. Bir yandan da yazılım çözümleri geliştirmeye devam ediyorlarmış. Şu anda mobil fatura cihazları pazarında beşinci durumda Desnet. “Yakında çok büyük bir içecek markasıyla anlaşma imzalayacağız” diyor.

ömer ekinciGizli siparişin imdadına Turkcell yetişti

Kendini çok hırslı biri olarak tanımlayan Ömer Ekinci, geçmişte gözü kara aldığı riskler için şimdi cesareti olmadığını söylüyor. Vodera şirketinin kuruluşu da böyle bir öyküyle başlıyor. Yazılımda kullandıkları çipleri Finlandiya’dan ithal ediyorlarmış. Finlandiya’daki üretici, yeni bir ürün geliştirdiklerini söylemiş ve distribütörlük teklif etmiş. Babası karşı çıkmış önce. “Tek siparişte 50 ürün almamız gerekiyordu. Bluegiga adında Mobil iletişim sağlayan bir üründü bu. O gün siparişi verdim ve okula kaçtım. Üç gün sonra antrepodan arayıp ürününüz geldi dediler. Babam çok kızdı. Malın parası daha ödenmemişti. Ama yine şans benden yanaydı.” Ömer Ekinci, depodaki mallar ne olacak diye kara kara düşünürken Turkcell’den aramışlar. “Biz mobil iletişimde bir proje yapacağız, siz de bu ürünün distribütörüymüşsünüz” demişler. Heyecanını gizlemeye çalışan Ekinci, sesine yine ciddi bir ton vererek fiyat belirtmiş ve teslimatı peşin ödeme kaydıyla ertesi gün yapabileceğini söylemiş. Turkcell çok şaşırsa da hemen teklifi kabul etmiş. Ekinci; “Babam şok geçirdi. Hem malı yüksek karla satmış hem de elimizde yeni satışlar için numune bırakmıştım. Şu anda bu ürünün İran, Irak ve Suriye distribütörüyüz.”

Mobil pazarlama fikri Ömer Ekinci’nin kafasında başka bir ışığın yanmasına neden olmuş. Bu sefer de babasına, “Ben önce fikir üretip sonra makine satacağım” demiş. Babası yine önce karşı çıksa da o markalara gidip, mobil pazarlama projeleriyle birlikte hem bluegiga hem de Desnet ürünlerini satmaya başlamış. Sonrasında da üretim ve pazarlama işini ayırıp iki ayrı şirket olmaya karar vermiş Ekinci. Şimdi babasının üretim şirketinin bir müşterisi olarak faaliyet gösteriyor. Mercedes’ten THY’ye kadar çok sayıda müşterisi var. İki ayrı şirkette 10 markaya ulaşmış durumdalar. Amiral gemisi Desnet’in yıllık cirosu ise 2 milyon TL. Ekinci bunun yüzde 40’ını ihracatın oluşturduğunu anlatıyor.

İşte Genç