Hayvana Zulme Ceza Yok!..

Doğal Yaşam
Röportaj: Arzu Erdoğral Sokak hayvanlarına yapılan işkence ve tecavüz, kürk vahşeti ve onlara karşı uygulanan akla hayale sığmayan eziyetler bizi ne kadar ilgilendiriyor? Belki çok belki hiç! Ama...
EMOJİLE

Röportaj: Arzu Erdoğral

Sokak hayvanlarına yapılan işkence ve tecavüz, kürk vahşeti ve onlara karşı uygulanan akla hayale sığmayan eziyetler bizi ne kadar ilgilendiriyor? Belki çok belki hiç! Ama ister kabul edelim ister etmeyelim onlarda bu dünyanın bir parçası ve bizim kadar saygı görmeyi hak ediyor.

2004 yılında kurulan ve gördükleri karşısında artık birer hayvan hakları savunucu haline dönüşen Barınak Gönüllüleri ve Hayvanlara Yaşam Hakkı Derneği’nin yönetim kurulu başkanı Jale Güven, çalışmalarını ve hayvanlar için neler yapılması gerektiğini on5yirmi5’e anlattı.

Öncelikle, Barınak Gönüllüleri ve Hayvanlara Yaşam Hakkı Derneği’nin çalışmaları hakkında bizleri bilgilendirir misiniz?
BGD, insanlara olduğu kadar hayvanlara da merhamet duyan bir avuç genç tarafından 2004 yılında kuruldu. O zamanlar kendimize "hayvansever" diyorduk. Zamanla biz de değiştik, dönüştük, gözlerimiz insan elinden hayvana yapılan zulme ve vahşete açıldı. Uzun bir yoldan geçtik; bu yolda kürk vahşetini, sirklerin perde arkasını, av gerçeğini, et üretim çiftliklerini, sokak hayvanlarına yapılan işkenceleri, tecavüzleri gördük… Artık hayvanları sevdiğimiz için değil, onların haklarını savunmamızın bir görev olduğunu fark ettiğimiz için artık hayvan sever değil, birer "hayvan hakları savunucusu" olmuştuk…

BGD, genel olarak hayvan hakları adına mücadele eden bir sivil toplum örgütü ama ülkemizde en sık karşımıza çıkan sorun sahipsiz sokak hayvanları olduğu için onlar adına çalışmalar yürütüyoruz.

Size göre ülkemizde hayvan hakları konusunda ne kadar bilinçliyiz?
BGD’nin hareket noktası sevgi değil, doğaya saygı… Hayvanları birer şefkat nesnesine dönüştürmekten yana değiliz. Kimseye "bakın ne kadar zavallı ve şekerler" de demiyoruz. Onlar da bizler gibi bu dünyanın birer parçası ve bizim kadar saygı görmeyi hak ediyorlar.
Türkiye, son birkaç yılda hayvan hakları konusunda çok sevindirici gelişmelere tanık oldu. Elbette ki hayvana yönelik şiddet azalmadı veya sona ermedi ama uzun yıllardır kalbi uyuşmuş olan bizlerin artık sesi yükselmeye başladı. Bir yerde bir hayvana eziyet eden birini gördüğümüz zaman artık bir kişi bile olsa tepki göstermeye başladı. Sadistler yok olmadı evet ama onlara dur diyecek kişiler çoğaldı. Bu bile bizi çok umutlandırıyor.

Toplumun hayvan hakları konusunda bilgi sahibi olması için, size göre ne gibi çalışmalar yapılmalı?
Bir toplumun vicdanını ve duyarlılıklarını harekete geçirmek kısa sürede mümkün değil ne yazık ki. Bu uzun bir yol… Dönüşeceğiz, merhamet ve hoşgörü gibi unuttuğumuz duygulara tekrar kavuşacağız. Sokakta bir hayvan gördüğümüzde çocuğumuza "elleme pis! iğrenç!" diye bağırmadığımız, onları doğanın bir parçası olduklarını hissettirerek büyüttüğümüz zaman bu iş olacak, inanıyoruz.

Anayasa’da hayvan hakları ilgili maddeler var. Ama uygulayan yok. Örneğin, hayvanlara eziyet eden bir kişi hak ettiği cezayı almıyor. Yasal olarak neler yapılması gerektiğini düşünüyorsunuz?
Zalim ceza almıyor çünkü hayvan hala bir "mal" olarak görülüyor.
Birisi sahipli bir hayvana eziyet ettiğinde, hayvanın sahibi "benim malıma zarar verdi" diye dava açarsa açıyor. En iyi sonuç? Para cezası. Tabii zavallı sokak hayvanlarına eziyet edenin ise yaptığı hep yanına kalıyor. Yıllardır bunun için çırpınıyoruz; hayvana eziyet Kabahatler Kanunu’na tabi olmasın, Ceza Kanunu’na göre işlem yapılsın bu kişilere.

Sokakta yaşayan hayvanların durumu içler acısı. Ve onların sokakta yaşama hakları var. Onların güvenli bir hayat sürmesinde, bizler üzerimize düşeni yapıyor muyuz sizce?
Son günlerde, sahipsiz sokak hayvanlarını şehirlerden kovalamanın kibarcası olan "doğal ortamına bırakıyoruz" sözü moda oldu. Sokak hayvanının "doğal ortamı" neresidir Allah aşkına? Kentin ortasında doğmuş, insanlara alışarak, çöpten veya önüne bırakılan yiyeceklerden beslenerek büyümüş kedi ya da köpek ormanda nasıl yaşar, neyle beslenir? Bu, o hayvanları ölüme terk etmenin örtülü halidir.

Sokak hayvanlarının doğal ortamı doğdukları yerlerdir ve biz onları ister sevelim ister sevmeyelim, bir arada yaşamak zo-run-da-yız. Çünkü kentleri kuran biziz, yeşil alanları istila eden biziz, Dünya’yı beton bir kabukla kaplayan yine biziz, ondan sonra kalkmış "bu hayvanı burada istemiyorum!" diyoruz. Ne hakla?.. Evden atalım, mahalleden atalım, şehirden atalım, e peki nerede yaşayacak bu hayvanlar?

Toplumumuzda, bunca aç insan varken, hayvanlara mı yardım edeceğiz gibi çok yanlış bir anlayış var. Bu konuda neler söylemek istersiniz?
Bunca aç insan varken neden kanserle mücadele?
Bunca aç insan varken neden eğitim?
Bunca aç insan varken neden camii yaptırma-onartma?
Bunca aç insan varken neden silahsızlanma?
Bunca aç insan varken neden çevre/doğa?
Bu liste böyle uzar gider…
Kimse kimseyi yargılamasa ve herkes bir işin ucundan tutsa zaten daha mutlu ve umut dolu bir dünyada yaşıyor olurduk.

Otoyollarda ölüm kalım savaşı veren canların imdadına yetişmek amacı ile Barınak Gönüllüleri Derneği ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ortaklaşa yürüttüğü Hayvan Nakil Ambulansına gerektiğinde nasıl ulaşılabiliniyor?
Hayvan Nakil Ambulansımız bin kusur yaralı hayvan ihbarına gitti, 500’e yakın hayvanın tedavisini üstlendi, yüzlerce hayvanı eski mahallesine veya yeni sahiplerine teslim etti; ama bu kadar büyük emeğin ardından parasızlıktan bu hizmet durdurulmak zorunda kaldı. Şimdi derneğin yönetim kurulu üyeleri olarak veteriner kliniklerine karşı çok ciddi bir borcun altındayız ve yepyeni sorunlarla mücadele ediyoruz. Kısacası, dünyada bir ilk olan bu hizmet, ekonomik nedenlerden ötürü sona ermek zorunda kaldı.

BGD aracılığı ile sıcak bir yuvaya sahip olmak isteyenlerin ne yapması gerekiyor?
0.216. 449 90 52/53 no’lu telefonlarımızdan veya www.bgd.org.tr web adresimizden bizlere ulaşabilirler. Herkesin yapabileceği bir şey mutlaka vardır.