Göğe Asılı Manastırlar: Meteora

Doğal Yaşam
Yazan: Fazilet Bayır Yunanistan’ın bin yıllık tarihini ilk günki gibi muhafaza eden, doğa ve tarihin esrarengiz bir biçimde buluştuğu bambaşka bir dünya; Meteora… Yunanistan‘ın sevim...
EMOJİLE

Yazan: Fazilet Bayır

Yunanistan’ın bin yıllık tarihini ilk günki gibi muhafaza eden, doğa ve tarihin esrarengiz bir biçimde buluştuğu bambaşka bir dünya; Meteora

Yunanistan‘ın sevimli kasabalarından biri olan Kalambaka’ya doğru yol alıyoruz. Karadeniz’i anımsatıyor burası, yemyeşil biraz da kasvetli. Vadilerine sisler dolmuş yerlerden geçiyoruz otobüsümüzle. Manzara gerçekten görülmeye değer. Pamuk şeker gibi yeşil dağlara uzanmış bulutlar.

Kalambaka’ya varıyoruz, bir süre sonra ise yola koyulup kıvrım kıvrım yollardan geçerek ulaşmaya çalışıyoruz Meteora’ya.  O vakte kadar Meteora hakkında hiçbir şey duymamışım. Çok da ilgimi çekecek bir şey değildir yoksa bilirdim diyorum kendi kendime. Derken kayalıklar üzerinde bir manastır gördüm. Evet, sanırım burası. Aman Allahım, bir kalem gibi yeryüzüne batan bu kayalıkların üzerinde bir manastır! Kim, nasıl yapmış bunu derken kıvrılan yollarda rakımımız giderek artıyor ve birkaç manastır daha. Merakımla beraber görüş alanımdaki manastırlar da birden çoğalıyor.

Manastırların tümünü görebileceğimiz bir noktada duruyor otobüsümüz. Dehşetengiz bir manzara. Doğanın tüm güzelliği tarihle karışmış muhteşem seremonisini gözler önüne seriyor gün batmaya hazırlanırken. Bir bakmışım ki otobüste kimse kalmamış, korkulukların arkasından hemen hemen herkesin yaptığı tek bir şey var, sadece izlemek… Zaten ne yapılabilir ki, Meteora dur diyor, bakın şu güzelliğime, seyrediyoruz sadece seyrediyoruz.

İpsala Sınır Kapısı’ndan 620 km uzaktaki bu doğa ve sanat harikası yer büyüleyici bir güzelliğe sahip. Gördüğüm bambaşka bir yer, deklanşöre bastığımda ekranda gördüğüm başka bir yer. Fotoğraf makinemin yetersiz kaldığını hissediyorum, ben görüyorum o göremiyor. Alan o kadar geniş ki heybetli ki o kadar uçsuz bucaksız ki bu görkemin farkına varabilmeniz için kesinlikle orda olmak gerek.

Sanki bin sene öncesine dönmüş gibi hissediyorum. Gökyüzü yavaş yavaş perdelerini indirirken birkaç poz daha alabilmenin peşindeyim. Bu benzerini hiçbir yerde görmediğim manzara o kadar dalmışım ki dönüp baktığımda tur kafilesinin çil yavrusu gibi dört bir köşeye dağıldığını fark ediyorum. Keşke daha çok vaktim olsaydı, manastırları tek tek gezme imkanım olsaydı diyorum.

UNESCO DÜNYA KÜLTÜR MİRASLARI İÇERİSİNDE YER ALIYOR

Meteora “gökyüzünde asılı” anlamına geliyormuş. Açıkcası ben Meteora ismini ilk duyduğumda hemen kafamda bir hikaye yazmıştım. Herhalde büyük bir meteor düşmüş, büyük bir krater açılmıştır, herhalde böyle bir yerdir Meteora, yani meteorla ilgisi olmasa Meteora denir mi, denmez ama deniyormuş, böyle bir mantık işte… İnsanlara uzak, göğe yakın manastırlar dedim ya, ismiyle müsemma bir yer Meteora.
 

Unesco’nun Dünya Kültür Mirasları içerisinde yer alıyorMeteora. Hıristiyanlığın ilk dönemlerinde dünya işlerinden uzak kalmak ve tanrıya daha yakın olabilmek için bu manastırları inşa etmişler Ortodoks keşişler. Osmanlı egemenliğinden Ortodoksluğu koruma amacıyla keşişler bu manastırlarda yaşamışlar uzun seneler boyunca. Hem güvenliklerini korumak hem de Ortodoksluğu muhafaza etmek için yapılan bu manastırların bazılarında hala keşişler yaşamakta.

Bu alanın oluşumu hakkında bilgi alıyoruz rehberimizden. Burasının bir iç deniz olduğunu ve bazı doğal afetler sonucunda deniz dibinin yeryüzüne çıktığını söylüyor. Kayalar sonradan ortaya çıkmış ve zamanla kayaların üzeri düzleşmiş. 11. yüzyıl sonlarında bu bölgeye gelen keşişler önce bu kayaların içerisinde yaşamışlar sonra ise manastırlarını inşa etmişler. Manastırlar, kayanın tüm yüzeyini kaplayacak şekilde inşa edilmiş hiç boşluk bırakılmadan. O zamanın şartlarında yerden 300 metre yüksek kayalıkların üzerine gösterişli manastırları yapmak gerçekten şaşırtıcı.