İngiltere’de yapılan bir araştırma, günümüzde yaşam ve iletişim koşullarının köklü bir şekilde değişmesiyle, gençler arasındaki yalnızlık duygusunun, emekli insanlarda gözlenenden daha yoğun olduğunu ortaya koydu.
Akıl Sağlığı Vakfı’nca yapılan araştırmaya göre, İngiltere’de tüm yaş grupları genelinde her 10 kişiden biri kendisini yalnız hissediyor. Yalnızlık, insanın fiziksel sağlığını olumsuz etkileyebilen bir unsur olarak görülüyor.
Vakıf, yalnızlığa, toplum yapısındaki gerilemelerin ve giderek daha fazla oranda iş hayatı üzerinde odaklaşılmasının yol açtığını kaydediyor.
2 bin 256 Kişi üzerinde yapılan araştırmanın sonuçlarına göre, teknoloji de insanları yalnızlaştıran bir unsur ama, aynı zamanda sağladığı yeni iletişim olanakları da benzersiz fırsatlar yaratıyor.
Yeni iletişim olanaklarıyla insanlar daha önce mümkün olmayan ilişki kurma fırsatlarına kavuşturlar. Sanal dostluklar gerçek ilişkilere de dönüştürülebiliyor.
Örnek olarak internetteki ebeveynlere destek sitesi Netmums gösteriliyor. Netmums, her ay İnternet üzerinden birbirleriyle tanışan 10 bin kadının birbirleriyle yüzyüze de buluştuklarını ve bunun yeni anne olmuş kadınların bazen hissettikleri soyutlanmışlığı giderdiğini kaydediyor.
Ancak insanların, gerçek buluşmalar yerine sadece sanal ortamlarda bir araya geliyor olması da kaygı yaratıyor.
Rapor için görüşleri alınan gençlerin yaklaşık üçte biri, aile üyeleri ve arkadaşlarıyla, gerçekten buluşmak yerine, internet ortamında bir araya geldiklerini söylediler.
‘The Lonely Society’ (Yalnız Toplum) başlıklı rapora göre, yalnızlık düzeyi bakımından kuşaklar arasında görülen farklılıklar dikkat çekici.
18-34 Yaşları arasındakilerin yaklaşık yüzde 60’ı sık sık ya da bazen yalnızlık duyduklarını söylerken; bu oran 55 yaş üzerindeki insanlarda sadece yüzde 55.
Bununla birlikte ‘yalnız’ olmanın farklı yaş gruplarında tanımlanma şekli de, bu sonuçta rol oynayabilir.
Ayrıca araştırmada, 55 yaşın üzerindeki faal kişilerle, tek başlarına soyutlanmış halde yaşayan 80 yaş üzeri insanlar arasındaki farklılıklar da hesaba katılmıyor.
Günümüzde aile yapısının değişmesi, daha az sayıda sahip olunan çocukların genellikle evden ayrılması, yaşlılık yıllarındaki soyutlanmışlığı artırıyor. Yaşam süresinin artması da bu olguyu pekiştiriyor.
İngiltere’de, postaneler, bankalar gibi, eskiden küçük toplumların buluşma yeri olan yerlerin kapanmaya yüz tutmasıyla komşuluk ilişkilerinin de değiştiğine dikkat çekiliyor.
Raporda cinsiyet farklılıkları da vurgulanıyor. Yalnız olduklarını dile getiren ve bunun sonucunda bunalım yaşamaya daha eğilimli olanlar, kadınlar.
Rapor, 1972 ve 2008 yılları arasında yalnız yaşayan kadın ve erkeklerin sayısının da iki kat arttığını kaydediyor.
Young Minds adlı vakfın başkanı Sarah Brennan, "Birlikte çalıştığımız gençler, bize, sosyal paylaşım sitelerinde yüzlerce kişiyle konuşuyor olmalarının gerçek ilişkilere benzemediğini; bu sitelere genellikle kendi odalarında ve yalnız başlarına girdiklerini anlatıyorlar. Yalnızlık, ele almaya başlamamız gereken büyük bir sorun." diyor.
İngiltere Kraliyet Psikiyatrlar Derneği’nden Dr.Peter Byrne da, yalnızlık olgusunun sadece soyutlanmış haldeki yaşlılara özgü olduğu kanısının, gençlere ilişkin yeni bulgular ortaya koyan bu raporla sorgulanmaya başladığını belirtiyor.