Bu Motifler Kime Ait?

Doğal Yaşam
O çok meşhur şal deseni kime ait mesela? İtalyanlar ‘bizim’ diyor, biz de diyoruz ki; "Hayır bu desen Osmanlı’dır." Gerçek ne peki? Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi ...
EMOJİLE

O çok meşhur şal deseni kime ait mesela? İtalyanlar ‘bizim’ diyor, biz de diyoruz ki; "Hayır bu desen Osmanlı’dır." Gerçek ne peki? Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Geleneksel Türk Sanatları Bölüm Başkanı Prof. Aydın Uğurlu’ya sorduk, zira kendisi eski kumaş desenlerinden bize ait olanları keşfedip canlandırmak için çaba sarf ediyor. Prof. Uğurlu; "Şal deseni İtalyanlara ait değil, ama tamamıyla bize de ait değil." diyor. "Şal deseni, Osmanlı saray motiflerinin çoğu gibi Doğu’ya ait motiflerden biri, izine İran’da da rastlayabilirsiniz, Pakistan ya da Hindistan’da da… Batı’da da ‘orient’ işleri deyip geçiyorlar, Türk adını kullanmıyorlar."

Vakko, mahkemelik

Bu durumda saray motiflerine patent almamız mümkün görünmüyor, öyle mi? Üç motifi muzaffer bir edayla sahiplenebileceğimizi söylüyor Aydın Hoca; karanfil, lale ve sümbül, bu konuda kıyasıya bir rekabet içinde olduğumuz İran’da bile görülmüş duyulmuş motifler değilmiş neyse ki, bize ait olduğu kesinmiş. Fakat patent alma hususunda zihinler henüz karışıkmış. Prof. Uğurlu, Kültür Bakanlığı, bize ait olduğundan emin olduğumuz motifler için bile girişimde bulunmazken, bir giyim firması olan Vakko’nun 16. yüzyıl saray motiflerine patent aldığını söylüyor. Başka bir giyim firması tarafından mahkemeye taşınan ve uzun süredir devam eden patent davasına bilirkişi olarak davet edilen Aydın Hoca, görüşünü bildirmiş: "Söz konusu motifler ‘orient’ dediğimiz Doğu’ya ait motiflerdir. Firma, desenleri değiştirmeden olduğu gibi kullanmış ve patent almış. Bu mümkün değil." Okulda, ‘eski kumaş desenleri’ adı altında ders veren Prof. Uğurlu, saray motifleri üzerinde çalışan öğrencilerinin Vakko’nun düştüğü hataya düşmeyeceğine inanıyor. Klasik motiflerin günümüze nasıl uyarlanacağını öğrenen öğrenciler, orijinal örneklerden esinlenerek, ama desenleri yüzde yetmiş değiştirerek yeni motifler üretiyor.

El Sanatları Bölümü‘nde, saray kumaşlarını yalnızca çizim olarak çalışabilen öğrenciler, halk kumaşlarını dokuma imkânı bulabiliyor. Sebebi gayet açık; bugün akademik örnekler arasında gösterilen saray kumaşlarını dokuyabilmek için hiç abartısız sarayda çalışan eski ustalardan olmak gerek. Ancak ‘otantik’ olduğu için dünya sanat galaksisinde daha fazla kabul gören halk kumaşları, ışığın hangi açıdan geleceği ya da rengin illa hangi şekilde kullanılacağı gibi buyruklar vermiyor sanatçıya. Haliyle tezgâhın başına oturan kişi, bazı teknik bilgilere sahip olmak koşuluyla kumaşa ruhunu katma lüksüne sahip olabiliyor. Aydın Hoca, kahve falına bakar gibi halk motifi okuyanlarla da çok eğleniyor haberiniz olsun: "Her dokuyan kendine özgü dokumuş; ama nesilden nesle aktarılan desenlerin ve renklerin dışına çıkılmamış. O yüzden motiflere bakıp da ‘Gelin hanım burada kaynanasına kızmış, burada sevgiyi, burada umudu anlatmış’ gibi yorumlar yapmanın lüzumu yok."

Daltonlar niye çizgili giyiniyor?

Halk kumaşları tarihimiz bir dolu renkli anekdot barındırıyormuş meğer. Selçuklu dönemine kadar desen nedir bilmezmişiz mesela, Karacaoğlan şiirlerinde geçen ‘mavi donlu’, ‘sarı donlu’ ifadelerinden de anlayabileceğimiz gibi o vakitlerde kumaşlarımız düz renkten ibaretmiş. Sonra çizgili kumaşlar dokumaya başlamışız ve bu çizgileri o kadar benimsemiş ve o kadar çok kullanmışız ki çizgili kumaş görünce İslam’ı hatırlayan Avrupa, gayet art niyetli biçimde bu kumaşa ‘şeytan kumaşı’ adını vermiş. Hapishaneye düşene de, kötü yola düşene de hep çizgili elbiseler giydirmişler. Prof. Uğurlu, bugün bile karikatürlerde olumsuz tiplemelerin çizgili kumaşla resmedildiğini söylüyor. Çocukken gülücükler eşliğinde seyrettiğimiz Dalton Kardeşler‘in neden çizgili giyindiğini şimdi anladınız mı?

Çizgili kumaşı hâlâ yaşatıyoruz

Kumaşta çizgi, modanın tesiriyle artık evrenselleşmiş olsa da bugün Kastamonu’da ya da Denizli’de dokunan yöresel kumaşlarda çizgi hâlâ bir ‘şark’ deseni olarak yaşatılıyor. Antep‘in Kutnu kumaşı, Bursa’nın Altıparmak kumaşı renkli çizgilerle dokunuyor, yolluklarımız, divan örtülerimiz de hep çizgili. Selçuklu’yla beraber hayatımıza giren çizgilere Osmanlı sarayı da kayıtsız kalmamış; kırık ya da dalgalı çizgileri çiçek ve yaprak motifleriyle süslemiş.