Haluk Abi, Mecidiyeköy’deki mütevazı dürümcü dükkânını bilgi yarışması stüdyosuna çevirdi. Soruyu bilen, çorbayı kazanıyor.
“Türkiye’nin kaç sınır komşusu var”, “Osmanlılarda hangi meslek mensuplarının mezar taşı yok”, “Veni, Vidi, Vici cümlesi kime ait”; bütün bu sorular bir kap bedava çorba için… “Bil soruyu, kap çorbayı” projesiyle yüzlerce kaşık çorbayı ücretsiz içiren Mecidiyeköylü Haluk Abi genel kültür sorularını bilen müşterilerinden çorba parasını istemiyor.
Taraf gazetesinin haberine göre, İstanbul Mecidiyeköy’deki bir alışveriş merkezinin hemen yanında bulunan ünlü Haluk Abi’nin lokantasında ‘Kim 500 bin kaşık çorba ister’ formatında sıcak bir yarışma programı hazırlanıyor. Ortam, oyuncu Kenan Işık’ın stüdyosu kadar loş, ancak Haluk Abi, Kenan Işık kadar karizmatik değil (Muhabirin notu: Kusura bakma Haluk abi). Bu yarışmada kamera yok, joker hakkınız yok, yandaki kuruyemişçiye telefonla danışma hakkınız yok. Reklam yok, zaman baskısı yok ve Ezo Gelin çorbası var. Günün sorusunu bilen, günün çorbasını içiyor.
BİBERİN YERİNDE DOSTOYEVSKİ
Tabak rafları kitaplıklara, yemek vitrini soru panosuna dönüştürülmüş. Kırmızı pul biberin durması gereken yerde Dostoyevski duruyor. Çünkü dürümcünün sahibi Haluk Erön burayı bir okuma salonuna dönüştürmüş. Kitaplıktan bir kitap alabilmeniz için “Haluk Abi”ye bir kitap götürmeniz şart.
Dükkânda bir kitap talep panosu da bulunuyor. Okumak istediğiniz kitapları yazıyorsunuz, isteyen müşteriler de bir sonraki gelişlerinde o kitapları getiriyorlar.
ÇORBADA TUZUNUZ BULUNSUN
İstanbul Üniversitesi’nde iktisat okuduktan sonra uzun yıllar özel sektörde çalışan Erön, 10 yıl önce de burayı açmış. Hayatını çalışmak ve paylaşmak üzerine kurgulayan Erön, ünlü düşünür Descartes’ın “Düşünüyorum o halde varım” şeklindeki ünlü cümlesini de “Yoruluyorsam o halde adamım” şeklinde değiştirerek iletişim panosuna asmış.
Dürümcüye her gün farklı sosyal ve ekonomik çevrelerden insanlar geliyor, diyen Haluk Abi, onlarla yaptığı sohbetleri “Dürümcüden ınsan Manzaraları” adlı bir kitapta toplayacak. Şu ana kadar müşterilerin bıraktığı kitaplardan 2 bin adet biriktiren Haluk Erön, bu kitapları belli bir sayıya ulaşınca Güneydoğu’daki bir köy okuluna bağışlayacağını söyledi.