Balkanların İncisi Üsküp

Doğal Yaşam
Hazırlayan: Eylül Yılmaz Üsküp tam olarak; Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, çok yakınımızda ama bilmediğimiz bir yerdedir… Bugüne dek hep Balkanlar’dan gelen soğuk havanın esiri o...
EMOJİLE

Hazırlayan: Eylül Yılmaz

Üsküp tam olarak;

Evvel zaman içinde,
kalbur saman içinde,
çok yakınımızda
ama bilmediğimiz bir yerdedir…

Bugüne dek hep Balkanlar’dan gelen soğuk havanın esiri olduk. Nedense Balkanlar’dan bize gelen sadece soğuk oldu. Biz de neymiş bu soğuklar deyip yola düştük bayram arefesinde. Balkanlar’ın şirin mi şirin ülkesi Makedonya’dayız. Çok yakınımızda, ama bilmediğimiz bir yerde. Hedef tam bir Osmanlı kenti olan başkent Üsküp, onların deyimiyle Skopje. Üç aydan az kalanlar için Türkiye’den vize istemeyen Makedonya’ya THY’nin düzenli seferleri bulunuyor. Yaklaşık bir saat yirmi dakika süren yolculuktan sonra Makedonya’nın ufak havaalanındayız. Sıkı durun dopdolu bir Üsküp gezisi sizi bekliyor.

Havaalanı ile Üsküp’ün arası yaklaşık yarım saat. Üstelik Üsküp’e ulaşımı sağlayan taksiler de çok ucuz. Hemen kendimizi bir taksiye atıp, Üsküp’e varıyoruz. Hala Osmanlı’dan izler taşıyan bu şehir bizlere Üsküdar’ı hatırlatıyor. Osmanlı’nın 500 seneyi aşkın süren hâkimiyeti bölgede kendini belli ediyor. Gittiği her yere medeniyeti de taşıyan ecdat, Üsküp’te de bu geleneği sürdürmüş. Üsküp’te yollar, köprüler, hanlar, hamamlar ve dahi kiliseler inşa eden Osmanlı’nın yadigârına pek iyi bakılmamış, orası ayrı bir yazı konusu. Diğer dinlere büyük hoşgörü gösteren Osmanlı’nın o hoşgörüsünden bugün eser kalmamış. Hıristiyanlar için yaptırılan kilisenin hala ayakta olması görenler için iyi bir ibret olsa bile… Üsküp’te Müslüman ve Hıristiyanlar bir arada yaşasa da ortada sınırları bilinmeyen bir uçurum var.

O TARAF İSRAİL BU TARAF FİLİSTİN

Balkanlar’ın soğuk hava dalgasını iliklerinize kadar hissedeceğiniz Üsküp’te yazın sıcaklığın 40 dereceye vardığını da hatırlatmakta fayda var. 19. Yüzyıl Osmanlı kentlerine benzeyen Üsküp’ü ikiye ayıran bir köprü var, ismi Taşköprü. Kentin simgesi Taş Köprü 15. yüzyılda inşa edilmiş. Sultan I. Murad döneminde yapılan 13 gözlü, eşsiz bir mimari yapı olan köprü; 1963 yılında meydana gelen büyük depremle yüzde 80’i tamamen yıkılan Üsküp’te ayakta kalan ender yapılardan birisi olma özelliğini taşıyor. Bir tarafı Arnavut ve Türk azınlıkları ağırlayan, diğer tarafı Makedonların vatanı olan bu bölgede insanlar da o köprü bitiminde ayrılıyor. Bir tarafında Hıristiyanlar, diğer yanda Müslümanlar… 

İki farklı ülke sanki iki farklı şehir. Vardar Nehri’nin ikiye ayırdığı bu bölgede Hıristiyanların yaşadığı bölge her nedense daha güzel ve nedense imkânlar orada daha da iyi. Müslümanların yaşadığı eski şehir; camileri, kalesi ve eski çarşısı ile bakımlı bir Anadolu şehri gibi gözükürken, Hıristiyanların bölgesi yeni şehir yüksek binaları, geniş caddeleri, alışveriş merkezleri ve Mc Donald’ıyla sıradan bir Avrupa şehrini anımsatıyor. Üsküp’te yaşayan halk da bu ayrımı, “O taraf İsrail, bu taraf Filistin” cümleleriyle açıklıyor. Vardar Nehri kıyısında gece olduğunda Üsküp birden ışıklanıyor ve Tapaniler’in sesleri duyulmaya başlıyor. Balkan müziği eşliğinde oro* oynayan insanların neşesine kendinizi kaptırdığınızda bir kez daha seviyorsunuz bu şehri.

Bursa’nın Balkanlar’daki mahzun kardeşi olarak bilinen Üsküp’te bir Türk olarak asla yabancılık çekmiyorsunuz. Hele ki eski çarşı bölgesinde dolaşıyorsanız her on kişiden sekizi mutlaka Türkçe konuşabiliyor. Eski çarşıda alışveriş yaparken size canı gönülden destek olan bu insanlar misafirperverliklerini de sonuna kadar gösteriyor. Eski çarşıya gitmişken öğlen yemeğini orada yemek isterseniz rotanız Hacı Destan Köftecisi olsun. Çarşının en meşhuru bu köftecide yiyeceğiniz köftenin tadı, etinden mi yoksa insanların işlerini aşkla yapmasından mı bilinmez ama Türkiye’de bulunmayacak cinsten. 

Çarşıya uğramışken hediyelik eşya almamak olmaz. Vardar’a kadar uzanan bu çarşıda isterseniz minik çarıklardan alın isterseniz de düğün dernekte çalmak için def. Üsküp’te yaşayan Türklerin kına gecelerinde eksik etmedikleri defi çarşıda hemen hemen her dükkânda bulmanız mümkün. Çarşıda alışverişinizi tamamladıktan sonra Osmanlı mimari geleneğinin örnekleri Mustafa Paşa Camii, Kurşunlu Han, Sulu Han, Davut Paşa Hamamı’nı da gezebilirsiniz. Bugüne dek dolaştığım tüm şehirlerde mutlaka bir kale vardı.

HÜZNÜN ŞEHRİ: ÜSKÜP

Şehri tam anlamıyla görebilmek, gün batımını da yakalamak için ideal olan bu kale Üsküp’te de var tabi. Bir gün batımında yeni rotamızı Üsküp Kalesi olarak belirliyoruz. Tam gün batımında çıktığımız kalede karşımıza çıkan dev bir haç oluyor. Sırbistan’a bile gittiğinizde görebileceğiniz bu haç, Makedonlar tarafından biraz da diğer dinlere inat olsun diye o tepeye dikilmiş. Yaklaşık yetmiş metre boyundaki bu hacın dikilme sebebi ise azınlıklara Hıristiyan bir ülkede yaşadıklarını unutturmamakmış. Üsküp bu haliyle biraz da hüzün katıyor size. Çok kısıtlı imkânlarla dinini yaşamaya çalışan Müslümanlarıyla umut vaat eden bu şehrin çehresinden hüzün eksilmiyor ama… Bu hüznü şehrin yüzünden çekip alan ise yine gençler oluyor. 

Kurdukları derneklerle faal bir çalışma yürüten Türk ve Müslüman gençler en çok Türkiye’deki akranlarından destek bekliyor. Üsküp’teki her bir kurumun geniş bir yelpazesi var. Kimi üniversiteye hazırlıyor, kimi yardım çalışmalarına ağırlık veriyor, kimi de tarih ve edebiyatla ilgileniyor. Türkiye’yi her anlamda kendilerine örnek aldıklarını dile getiren gençler şehri dolaşırken sizlere rehberlik etmeyi de görev biliyorlar.

SİZ HİÇ SİMİT POĞAÇA YEDİNİZ Mİ?

Yahya Kemal, Mehmet Akif Ersoy, Hoca Tahsin, Arnavut Abdi Paşa ve Mustafa Kemal Atatürk‘ün dedesi Hakkı Efendi gibi büyük şahsiyetlerin çıktığı Üsküp için Yahya Kemal Fatih devrinin evliya mezarlığı” tanımını kullanıyor.

Gelelim Üsküp’ün yemeklerine… Meşhur köftelerden bahsettik ama isterseniz size sabah kahvaltısından başlayan bir yemek haritası çizelim. Güne poğaçanın arasına konulan yağlı bir börekle yani simit poğaça ile başlayabilirsiniz. Ama dikkat edin simit poğaça bünyenize ağır gelebilir. Öğlen yemeği için eski çarşıda herhangi bir restoranı tercih edebileceğiniz gibi, Kapan Han’a da uğrayabilirsiniz. Alt katında içkili, üst katında ise içkisiz restoranın bulunduğu bu han yapısı itibariyle de oldukça enteresan. Öğlenleri imam hatip öğrencilerine ders verilen bu medrese, geceleri de diskoya çevriliyor. Bölgede yaşayan Müslümanlardan tepki toplayan bu uygulamanın yakında kaldırılacağı konuşuluyor. Böylesine çok kültürlü Kapan Han’da öğlen yemeğini yedikten sonra tatlı için herhangi bir pastaneye girin ve kaymakçina isteyin. Zira yumurta ve şekerden yapılan bu tatlının tadını Türkiye’de bulmanız imkânsız.

ALTIDAN SONRA HAYAT DURUYOR

Makedonya’nın para birimi Denar. 60 Denar 1 euroya tekabül ediyor. Ucuzluğuyla dikkat çeken Üsküp’te alışveriş yaparken sizden fazla para isteyen satıcılarla karşılaşma ihtimaliniz sıfır. Çünkü onların hepsi Türkiye’den gelen kardeşleri için ellerinden geleni yapıyorlar. Yani bizim ülkemizde olduğu gibi turistten fazla para alınır kuralı Üsküp’te geçerli değil. Tüm yönleriyle kendinizi yabancı hissetmeyeceğiniz bu şehrin tek eksisi saat altıdan sonra hayatın durması. Tarihi çarşıda bulunan dükkânların hemen hepsi saat altı olunca kepenklerini kapatıyor. O saatten sonra şehre de bir sükûnet çöküyor. Fakat saat kaç olursa olsun sokaklarında özgürce dolaşabileceğiniz bu şehir size gereğinden fazla güven veriyor. Öyle ki bir adım öteye gitmek üzüyor sizi ve oradan ayrılıyor olmak geri geleceğinizin teminatını alıyor. Dönüşte herkesin zihninde tek soru beliriyor: Üsküp’e bir daha ne zaman geleceğim?

ÜSKÜP REHBERİ…..

Nasıl Giderim: THY’nin Üsküp’e düzenli seferleri bulunduğu gibi, Shengen vizesi alarak karayolundan da otobüsle yaklaşık on iki saatte Üsküp’te olabilirsiniz.

Ne yerim: Sabah kahvaltıda simit poğaça, öğlen yemeğinde meşhur Üsküp köftesi.

Nereleri Gezerim: Üsküp Kalesi, Taş Köprü, Vardar Nehri kıyıları, Osmanlı’dan miras kalan camiler, Eski Çarşı.

Ne Alırım: Yiyecek olarak İstanbul’daki tanıdıklarınız için mutlaka incir reçeli, yaban mersini şurubu, hediyelik eşya olarak ise Üsküp’e özgü mini çarıklar, su testileri.

Nerede Kalırım: Üsküp’te otel olarak çok fazla alternatif yok ama varolan oteller de oldukça güvenli.

* Oro: Kökeni Üsküp’e dayanan bir halk dansı. Genellikle Makedonya, Bosna Hersek ve Arnavutluk düğünlerinde oynanıyor. Kelime anlamı, sarhoş oyunu.