Milli Sporcumuz Merve Çoban ile Röportaj

Spor
Spor editörümüz Mustafa Çayır, Milli Sporcumuz Merve Çoban ile bir röportaj gerçekleştirdi. Merve Çoban; Türk karate sporcusudur. Çoban, 25 Ocak 1993 yılında Bafra’da doğmuştur. İki yaşındayken ailesi...
EMOJİLE

Spor editörümüz Mustafa Çayır, Milli Sporcumuz Merve Çoban ile bir röportaj gerçekleştirdi. Merve Çoban; Türk karate sporcusudur. Çoban, 25 Ocak 1993 yılında Bafra’da doğmuştur. İki yaşındayken ailesi ile birlikte İstanbul’a yerleşmiştir. Çoban, Trakya Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu mezunudur. Şu an İstanbul BBSK bünyesinde kariyerini devam ettirmektedir.

Olimpiyat öncesi hazırlıklarınızda en çok hangi zorlukları aştınız?

Olimpiyat sürecinde en çok aile özlemi zorladı beni ve bütün sporcuları. Bu süreçte antrenman yoğunluğundan sadece telefon ile ve çok nadir olmak üzere görüşme imkanımız oldu.

Olimpiyatlar sırasında en unutulmaz anınız nedir?

Olimpiyat müsabakalarında, ilk 2 maçımı kazandıktan sonra madalyayı garantiledim daha doğrusu Japon sporcunun müsabakasını bekliyordum maçı kazandığı için ben de bir üst tura çıkmayı garantilemiştim o an hiçbir zaman gözümün önünden gitmeyecek.

Karateye nasıl başladınız ve spor kariyerinizin başlangıcı nasıl oldu?

Karateye ilkokul 3. Sınıftayken ders esnasında sınıfımıza giren 2 antrenörün karate branşını anlatması ve beni de hareketli bir çocuk olduğum için seçmeleriyle başladım. İstanbul Büyükşehir Belediyesi bünyesinde ilk olarak karateye başladım.

Olimpiyatlar sırasındaki en büyük rakibiniz kimdi ve ona karşı nasıl bir strateji izlediniz?

Olimpiyat sürecinde 3 tane tecrübeli ve bir çok uluslararası arenada şampiyonluklar elde etmiş olduğum siklette ilk 3 te yer alan sporculardı. Fazlasıyla analiz yapmanın getireceği çalışmalar sonucunda olimpiyat öncesinde ki müsabakaların çoğunda bu sporcuları yendim. Fakat her müsabaka aynı olamayabiliyor bir çok müsabakaya çok kısa sürede girdiğimiz için de bazen yenip bazen de yenilebiliyoruz.

Karateye olan tutkunuz sizi neleri başarmaya motive etti?

Karate branşı içerisinde fazlasıyla disiplin barındıran bir spor dalı. Örneğin akşam erken yatıp sabah erken kalkmak, beslenme düzeni, saygı, hoşgörü ve beraberindeki bütün disipline özellikleri fazlasıyla benimsemiş bulunmaktayım. Eğitim hayatımı da aynı düzende ilerlemem sayesinde lisans mezunu olarak bitirip beden eğitimi ve spor öğretmeni olarak devam ettiriyorum.

Genç karate sporcularına tavsiyeleriniz nelerdir?

Gençlere tavsiyem şu şekilde olabilir, öncelikle sabretmeyi öğrenmeleri gerekecek. Bir çok zorluğun içinde kaldıklarında ne kadar yalnız olduklarının farkına varacaklar. Spor rekabetin çok fazla olduğu ve kazanmak iç güdüsüyle ne gerekiliyor ise yapılabilecek bir arenadır. Pes etmeden sabrederek her zorluğa göğüs gererek ilerlemeyi öğrenmeliler.

Karate sporunu bir olimpiyat sporcusu olarak geliştirmek için neler yapmanız gerekti?

Karate branşının tek dezavantajı müsabakayı yönetmenin hakemlere ait olması. Görsel objelere çok az yer verildiği objektiflikten uzak olunduğunu düşünüyorum. Bu da ister istemez hakemlerin kendi ülkelerinin lehine hareket etmelerine sebebiyet veriyor. Bu yüzden daha adil bir ortam olması için dijitallik daha çok önem verilmeli diye düşünüyorum.

Olimpiyatlar sırasında hissettiklerinizi ve başarılarınızı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Olimpiyat sürecinde destek aldığım Hakan Kolayiş hocam bana her görüşme esnasında, olimpiyatlarda teknik taktik değil de psikolojik savaş olacağını söyledi. Öncesinde bunu anlamamıştım. Fakat müsabaka esnasında anladım ki gerçekten de psikolojiniz ne kadar iyiyse o kadar iyi performans sergiliyorsunuz. Çok büyük bir platform çok heyecan ve çok fazla istek barındırıyor içerisinde. Her şey çok güzeldi. Kalitenin zirvesinde derece yapabilmek çok büyük gurur.

Olimpiyatlarda üçüncü olma başarınızı elde etmek için nasıl bir antrenman programı izlediniz?

Olimpiyatlarda ki hedefim şampiyonluktu. Her şey o kadar hazırdı ki bende aynı şekilde. Performansımın zirvesinde ve her şeyin yolunda gittiği bir süreçte talihsiz bir sakatlık yaşadım. Bu sakatlık 2. Derece üst bacağımda yer alan bir kas yırtığı oldu. Performansımı fazlasıyla etkileyebilecek bir unsurdu. Ama dediğim gibi psikolojik olarak o kadar hazırdım ki o madalyayı alacaktım. Rengini ise grup finali maçını beklediğimiz esnada ağrılarımın artması sonucu ağrıyla mücadele edememem belirledi. Çok üzüldüm. Fakat ülkem adına karate branşında kadınlarda ki ilk ve tek madalyanın da sahibi oldum çok gurur verici.

Karateyi bir yaşam tarzı olarak benimsemek size nasıl yardımcı oldu?

Karate branşı doğruluğun ve dürüstlüğün ana temellerini hayatımın içerisinde oluşturmama çok yardımcı oldu. Bu sebeple de çevremi yani hayatımda yer alan insanları karate sayesinde şekillendirdim. En yakınlarımın hepsi sporcu. Sbir çok başarı elde etmiş kişiler. Kamp süreçleri uzun olduğu için ise aile gibi oluyorsunuz. Aynı zamanda insan sarrafı da olabiliyorsunuz. Bir çok kişiyle karşılaşıp vakit geçirme imkanı buluyorsunuz. Bir çok ülke geziyorsunuz. Her ülkeden sporcularla arkadaş olabiliyorsunuz.

Aileniz ve koçlarınızın size olan desteği, spor kariyerinizi nasıl etkiledi?

Ailemin desteği her zaman bana inanmaları benim en büyük gücüm oldu. Antrenman performansım ve maç performansıma şahit olan antrenörlerimin de bana yürekten inanmaları ve benimle birlikte olmaları ve hissettirmeleri gücüme güç kattı diyebilirim.

Olimpiyatlardaki rekabet atmosferini nasıl tanımlarsınız?

Olimpiyatlar da büyük bir rekabet ortamı vardı evet ama her bir sporcu fazlasıyla heyecanlıydı. Çünkü karate branşı olimpiyatlarla ilk defa tanıştı ve hissiyatını bilmediğimiz bir platformdu. Bu yüzden heyecanı da hissettirdikleri de çok büyüktü. Güzel bir şekilde atlattığımı düşünüyorum.

Karate sporunun sadece fiziksel değil, aynı zamanda zihinsel bir yönü olduğunu düşünüyor musunuz? Bu nasıl bir etki yaratıyor?

Karate branşı bir çok sporda da olduğu gibi sadece fiziksel olarak değil mental olarak da hazır olmanızı gerektiren bir spor dalı. Hayal etmediğiniz hiç bir şeyi başaramazsınız. Kendinizi zihnen hazırlamanız gerekiyor. Psikolojik olarak ve fizik olarak hazır olmayı gerektiriyor.

Karateyi seçmenizin arkasındaki özel nedenler nelerdi ve bu nedenler sizi motive etti mi?

Karateyi seçmem de özel bir sebep yok hatta o beni seçti diyebilirim. Evet hareketli ve gerçekten spor için yetenekli bir çocuktum. Böyle olmasaydım bir çok başarıya imza atamazdım.

Olimpiyatlarda üçüncü olmak için en büyük zorluğunuz nedir ve bunun üstesinden nasıl geldiniz?

Olimpiyatlarda ki madalyamın renginin bronz olmasının tek sebebi ağrılarıma yenik düşmemdi. Eğer ki eleme müsabakaları ve grup finalleri arasında 6 saatlik bir ara olmasaydı şu an şampiyonluğumu konuşuyor olurduk.

MERVE ÇOBAN BİYOGRAFİ