Halter Federasyonu Başkanı Hasan Akkuş, bu tür gelişmelerin ardından tek kişilik kulüplerin kurulduğunu belirterek, "Devlet başarılı sporcuyu koruyor. Başarısına karşılık da maddi yardımda bulunuyor. Bunun yanında sporcunun başarısına göre kulübüne de destek veriyor. Bu gelişmeler sonrasında ise tek kişilik kulüpler ortaya çıkıyor. Bu da halter için olumlu bir gelişme değil" dedi.
Kulüple, sporcuya yapılan yardımı ayırmak gerektiğine dikkati çeken Akkuş, "Sporcuya yapılan destek tamamen sporcunun başarısına yönelikken, kulübüne verilen destek ise kulübün faaliyetlerini yürütmesi, yeni sporcular yetiştirmesi ve onları desteklemesi amacıyla veriliyor. Sibel Özkan ile kulübü arasındaki anlaşmazlığa sebep olan sorun, kulübüne gelen ödülden de yüzde 80’ini talep etmesi. Kulüpler, dernekler yasasına göre faaliyet gösteriyorlar. Kanuni harcama sınırları içerisinde herhangi bir harcama belirtmeksizin, sporcuya böyle ödülün büyük bir kısımını verebileceklerini zannetmiyorum. Eğer sporculara verilen ödülün yetersiz olduğu düşünülürse, bu durumda da devlet sporcuya verilen ödülü artırır" dedi.
Başkan Akkuş, halterde birçok kulübün, başarılı sporculardan kazandığı ödüllerle diğer sporcuları desteklediğini anlatarak, "Başarılı sporcular da bu şekilde ortaya çıkıyor. Bunun, bu şekilde kullanılması uygundur. Bunun yanında kulüplerin başarılı sporcuya da destek vermeleri gerekir. Onlara belirli miktarda maaş verebilirler, onlara ekstra kamp yapabilirler, malzeme ve destekleyici ürünler ihtiyacını karşılayabilirler, ama böyle yüksek bir parayı onlara verebilirler mi, o konuda kuşkuluyum. Şayet verirlerse, bunun hesabını yetkililere nasıl verirler…" diye konuştu.
"Ödüller yetersiz değil"
Sporcunun devletin kendisine verdiği ödülün yetersiz olduğuna dair bir şikayeti bulunmadığını vurgulayan Akkuş, "Ödül yetersiz ise bunu dile getirebilir. O zaman yeni bir tartışma açılır. Şu anda devletin ödüllerinin yetersiz olduğu kanaatinde değilim. Diğer ülkelerin Avrupa ve dünya şampiyonalarında madalya alan sporcularına ne kadar ödül verdiğini biz biliyoruz. Dolayısıyla devletin sporcuya verdiği ödül azımsanamayacak bir ödüldür. Yeterlidir, değildir bu tartışılabilir. Dünya ölçeğinde Türkiye’deki ödül yönetmeliğinin sporcular açısından yeterli olduğunu düşünüyorum. Sporcu kulübünden maaş ve ekstra kamp talep edebilir. ‘Ben ödül alırsam, gelecek ödülün şu kadarını talep ederim’ şeklindeki bir anlaşmanın uygun olduğunu zannetmiyorum" dedi.
Başarı, paraya mı endeksleniyor?
Halter Federasyonu Başkanı Hasan Akkuş, yaşanan gelişmelerden sonra, başarının verilen para miktarına endekslendiği gibi bir durumun ortaya çıktığını kaydetti.
"Sporcu kulübe gelen ödülü de kendi kullanmak istiyor" diyen Akkuş, "Bunun akabinde tek kişilik kulüpler ortaya çıkıyor. Bunun sonucunda da herkes kendi adına bir kulüp kuruyor. Kulübe gelen imkanları da kendisi kullanmaya çalışıyor. Bu doğru değil. Halterde, kulüpler müsabakasında tek sporcuyla yarışamazsınız. Bizim yönetmeliğimiz buna uygun değil. Kulüp müsabakasının amacı takım sıralaması yapmaktır. Tek kişilik kulübün de bu sıralamada yeri yoktur. Ödül tamamen GSGM’nin yetkisi dahilindedir. Bunun sonucunda böyle bir risk var. Her başarılı sporcu kendine verilen ödülün yanında, kulübe gelen ödülü de kendi adına harcamak isterse ve bu nedenle tek kişilik kulüpler çoğalırsa, bu halteri ileriye götürmez. Halterde 3-4 tane müessese kulübü var. Onun dışındaki tüm kulüpler yardıma muhtaçtır" değerlendirmesini yaptı.
Eski antrenörün değerlendirmesi
Başarılı haltercinin eski çalıştırıcısı Konya Kuyulu Sebil Halter İhtisas Kulübü Antrenörü Talat Ünlü, Sibel Özkan‘ın 5. ayda kulübe dilekçe vererek ayrılmak istediğini, kendilerinin de bu isteği kabul ettiğini söyledi.
2008 Pekin Olimpiyat Oyunları sonrasında Sibel’in kulüpten bazı isteklerde bulunduğunu anlatan Ünlü, "Ödülle ilgili birçok şey istiyor. Maddi gücümüz Sibel’in isteklerini karşılayamaz. Kulübümüzün herhangi bir geliri yok. Sibel ilk sporcularımızdan bir tanesi. Kendisine hiçbir şey vaat etmedik. Sadece ona 16 ay boyunca 250 lira maaş verdik ama istemedi" diye konuştu.
Talat Ünlü, Sibel Özkan ile dünya şampiyonasından döndükten sonra görüştüğünü belirterek, "O görüşmede bana, ‘aramızda üçüncü bir kişi var’ demişti. Kendisine, gıda yardımı yapabileceğimizi, ev kirası verebileceğimizi, yönetmeliklerdeki uygunluğa göre harçlık gibi şeyler verebilceğimizi söyledim. Büyük şeyler beklememesini söyledim. Sibel sağolsun, onun kazandırdığı ödüllerle diğer çocukları yetiştiriyoruz. Şu ana kadar yaklaşık 200 bin TL’lik ödül kazandık. Açgözlü olmamak lazım. Bu olayda tamahkarlık gözüküyor. ‘Bütün paralar bana gelsin’ anlayışı yanlış. Sibel beni bıraksa da ben onu bırakmam. Sibel beni babası gibi görmüştür. 2012 Olimpiyatları’nda madalyaya en yakın sporcudur" dedi.