Şike davasında CAS süreci nasıl işleyecek?

Futbol
Engin Dinç’in röportajı  Fenerbahçe ve Beşiktaş’ın CAS’a başvuru yapmasıyla şike davasında yeni bir sürece gelindi. UEFA Tahkim Kurulu Fenerbahçe’ye 2, Beşiktaş’a ise 1 yıl Avrupa kupalarından me...
EMOJİLE

Engin Dinç’in röportajı 

Fenerbahçe ve Beşiktaş’ın CAS’a başvuru yapmasıyla şike davasında yeni bir sürece gelindi. UEFA Tahkim Kurulu Fenerbahçe’ye 2, Beşiktaş’a ise 1 yıl Avrupa kupalarından men cezası vermişti. Ancak CAS başvurusunun ardından Fenerbahçe ve Beşiktaş’ın Avrupa kupalarında kura çekimlerine katılmalarına izin çıktı. Şimdi Fenerbahçe için 28 Ağustos, Beşiktaş için 30 Ağustos’ta CAS’tan karar çıkacak. Peki bu süreçte bizi hangi gelişmeler bekliyor? Merak edilen soruları Spor Hukukçusu Avukat Mehmet Uzer on5yirmi5.com için cevapladı. 

Fenerbahçe ve Beşiktaş’ın Avrupa kuralarına katılması için UEFA’nın verdiği cezaların yürütmesi durduruldu. CAS tarihinde böyle bir şey var mı? 

Normal bir karar, CAS’ın mevzuatında olan bir durum bu. Dava açtığınızda tedbir olarak yürütmenin durdurulmasını istersiniz. Şartlar da uygunsa yürütmenin durdurulmasına karar verirsiniz. Burada şartların en önemlisi, telafisi mümkün olmayan derecede zarar görme ihtimalinin bulunmasıdır. Burada da, bu durum söz konusu. Kaldı ki, bu kararı veren CAS değil, davacı Fenerbahçe ve Beşiktaş ile davalı UEFA. Davacılar bunu talep etti, davalı olanda bunu kabul etti. İkisi kabul ettiği zamanda CAS’ın bunu ilan etmesi gerekiyor. CAS bir karar vermiyor. “Taraflar anlaşmıştır, bu durumda bende yürütmeyi durduruyorum” der. 

UEFA’nın böyle bir karar alması, yürütmenin durdurulması kararına onay vermesi, kendisi açısından argümanlarına güvenmediği anlamına mı gelir?

Öyle düşünebilir, ama öyle değil. Gerçek sebep, yüzde bir ihtimal bile olsa CAS’taki dava sonucunda ceza onanmaz, ceza indirilir veya kaldırılır ise bu durumda tazminat hakkı söz konusu olacak olmasıdır. UEFA tazminat ödememek için bunu kabul ediyor. Ama bunu kabul ederken, sadece kendine güvenmediğinden, böyle bir olasılığın söz konusu olmasından dolayı etmiyor. Bunu bir koz olarak kullanmış, o gözüküyor. Çünkü davanın sürecini hızlandırmışlar, normal süreç 4 ay hatta bu 8 aya kadar uzayabiliyordu. Onu 40 güne düşürdüler. Bildiğiniz gibi Fenerbahçe için 28 Ağustos, Beşiktaş için 30 Ağustos’ta karar çıkacak. Kulüplere de, hızlı yargılama sürecini kabul ettirmişler. Bu durumda da mağduriyet minimum düzeyde olacak. Ön elemeler oynanmış olacak ama esas grup maçları başlamamış olacak. Bu durumda UEFA kendince bir taşla iki kuş vurmuş gibi gözüküyor. 

Peki diyelim ki, Fenerbahçe’nin bu sene ön elemeleri geçti, Şampiyonlar Ligi’nde gruplara kaldı.  Gruplara kaldığında ceza alması durumu Fenerbahçe’nin 3 sezon birden mi ceza almış olması anlamına geliyor? Yoksa ceza aldığı bu sezon da cezaya dahil edilecek mi? 

Ceza alırsa bu sene ve gelecek sene gidemeyecek. Bir sene olursa sadece bu sene gidemez.

Basında 3 sezon birden Avrupa’ya gidemeyeceği yönünde iddiaları var. 

3 yıl ceza alır diye bir şey yok. 3 yıl şuradan çıkıyor, daha ön elemede, ilk turda elendi. Ne olacak, bu sene elenmiş olacak. Cezayı da önümüzdeki 2 yıl çekecek. Bu yıl cezanın infazına başlanmamış, öbür iki yıl başlanmış olacak. Ama bu yılda zaten kazanamamış olmakla sanki ceza almış gibi kabul ediliyor. Böyle bir şey yok ceza 2 yıl, 3 yıl değil. 

Diyelim ki, bu sene Fenerbahçe Şampiyonlar Ligi’nde eleme maçlarına başladı ve elendi. Cezası seneye başlamış olacak.

Tabii, aynen. Yalnız bu kararı grup maçlarından önce verecekler. Önemli olan nokta şu; Şampiyonlar Ligi’ne gidemedi fakat UEFA Avrupa Ligi’ne gitti. 1 yıl veya 2 yıl ceza aldı. Bu yılki cezası, ister UEFA Avrupa Ligi maçları, ister Şampiyonlar Ligi maçları olsun grup maçları başlamadan önce başlıyor. Cezanın bir yılı, bu sene infaz edilmiş sayılıyor o zaman. 

Peki diyelim ki, Fenerbahçe’nin cezası onandı. Beşiktaş’ın cezası ise kalktı. Şampiyonlar Ligi’nde Beşiktaş mı devam edecek? Ya da Beşiktaş’ın cezası da onandı. Bursaspor mu gidecek? 

Evet, aynen. Fenerbahçe ceza aldı, Beşiktaş’ın cezası kalktı. O zaman Şampiyonlar Ligi’ne Beşiktaş gidecek. Fenerbahçe’de, Beşiktaş’ta ceza aldı o zaman Bursaspor gidecek. 

Rakip takımların durumu ne olacak o zaman?

O teknik bir konu, onu nasıl çözeceğine UEFA karar verecek. Onlar da 30 Ağustos tarihinde karşı bir hamle yapacak. Tahmini olarak şunu söyleyebilirim; Fenerbahçe iki takımı eledi ve sonra ceza aldı. Onun yerine Beşiktaş veya Bursaspor gitti. Bu süreç böyle devam edecek. Benim tahminin elenen o iki takımada maç yaptıracaklar. Diyecekler ki; Fenerbahçe sizi eledi, ikinize hak tanıyorum, birer maç yapın. O maçın kazananını da bu sürece dâhil etmek gibi bir formül üretecek. Çünkü rakip takımlara tazminat hakkı doğar. Bursaspor’la oynasa onları yenebilirdi ama Fenerbahçe ile oynadı yenemedi. Oyuncuları güçlü, ismi büyük denebilir. UEFA böyle bir tedbir alır gibi geliyor bana. 

Fenerbahçe’nin cezası 2+1 yıldı. UEFA Tahkim Kurulu’nda 2 yıla düştü. CAS’taki yargılamada Fenerbahçe veya Beşiktaş’ın cezalarının kalkması veya düşmesi gibi bir ihtimal var mı?

Kesinlikle var, her zaman var. Neden var? UEFA’da Disiplin Müfettişi Palacios’un hazırladığı bir dosya var. O dosya daha sonra UEFA Disiplin Kurulu’na gitti. Oradan UEFA Tahkim Kurulu’na gitti. Ondan sonra CAS’a gitti. CAS’ta ne var? Bir dosya var.  O dosyanın içinde belgeler var. O dosyanın içerisindeki belgeler kapsamında kulüplerin ceza almasını gerektirir nitelikte bir delil yok ise ceza verilmeyecek. Çünkü bizim 16. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki dosyanın hepsi orada değil. Belki onda biri oradadır. Delillerin ne kadar var? Yeterli delil var mı, yok mu bunu bilemiyoruz. Burada mahkeme 3 hakemden oluşuyor. Bu 3 hakem de uluslararası ün yapmış avukatlar. Bu avukatlarda dosyayı inceleyecekler ve bir karar verecekler. 2 avukat ceza verilmesin diyorsa, ceza verilmeyecek. Bu karar nihaidir, ondan sonra hiçbir yere gidilemez. 

Peki Fenerbahçe avukatlarının özellikle dile getirdikleri bir şey var. “Palacios’un delilleri polis fezlekelerine dayanıyor” diyorlar. Polis fezlekeleri, UEFA’da veya CAS’da delil kabul edilmiyor mu?

UEFA bildiğiniz gibi kanata göre karar veriyor. Maçı izliyor, elde hiçbir kanıt yok, görüntüye göre karar veriyorlar. Burada önemli olan o kararın yerine oturuyor olması. Şike yapıldığı, teşvik primi suçu işlendiği bariz görülüyorsa kanaate göre de karar verebiliyor. CAS’da bu kararı onaylayabiliyor. İlla somut, net bir delil olması gerekmiyor. Ama tabii bu delilin inandırıcı olması gerekiyor. Dosyadaki deliller CAS’taki hakemler için inandırıcı nitelikte değildir belki. Şunu diyelim Fenerbahçe bir para verdi? Kime verdi, ne kadar verdi? Verdiği adam oynadı mı? Güzel mi oynadı? Gol mü yedi, gol mü attı? Sakatım diye çıktı mı? Bunların da takipte olması lazım. Bir takım iddialar var, bir takım girişimler var diye söyleniyor ama sonuçta bunun devamı yok. Bizim Türk hukuk tanımında “tapeler” yeterli delil. Ama orada yeterli delil görülebilir mi? Görülmeyebilir de, karar iptal de edilebilir. Ben dosyanın içeriğine yeteri kadar vâkıf değilim. Bu müfettiş tarafından soruşturma için hangi deliller sunulduğunu, Fenerbahçe veya Beşiktaş tarafından hangi delillerin öne sürüldüğünü bilemiyorum. Ama gönül ister ki, Türk takımları hiç ceza almasın, kulüplerimiz tertemiz olsun. 

Fenerbahçe Yöneticisi Abdullah Kiğılı bir açıklama yaparak, “Fenerbahçe ceza alsa da almasa da Avrupa’da yoluna devam edecek” dedi. Böyle bir şey mümkün mü acaba?

Diyemez, ona yetkisi yok. UEFA da diyemez. Artık top UEFA’dan da çıktı. CAS’ın vereceği karara bağlı bu iş. Ne diyecek; “Evet, 2 yıl ceza aldı. Bu yıl ve gelecek yıl cezasını çekecek” diyecek. Diyelim ki, 1 yıl ceza aldı. “Cezayı bu yıl çekecek” diyecek veya cezayı kaldırdım diyecek. Bunu belirleyecek olan CAS’dır. Şu aşamada UEFA dahi, “Fenerbahçe yoluna sorunsuz devam edecek” diyemez. Kulüpler de diyemez. Abdullah Kiğilı bu sözleri Bursaspor’a karşı söylüyor. Ama ne UEFA, ne kulüpler onu söyleyebilecek konumda. 

UEFA’nın kararı sonrası TFF’nin, Fenerbahçe ve Beşiktaş’a verdiği kararları gözden geçirmesi gerektiği çok konuşuldu. CAS’ın kararı sonrası Fenerbahçe veya Beşiktaş’ın cezası onanırsa yine TFF’nin verdiği kararları gözden geçirmesi gerekiyor mu?

Etik olarak evet ama hukuken böyle bir zorunluluk yok. Ama ne var? TFF uluslararası arenada güvenirliliğini, meşrutiyetini kaybedilebilir. Kaldı ki, ülke spor camiasına baktığınız zaman, CAS tarafından ceza onanırsa; TFF, “hiçbir işlem yapmayız, biz Tahkim’de kararımızı verdik, daha başka bir işlem yapılamaz” diye bir argümanla hareketsiz kalırsa çok büyük sıkıntılar yaşar. Hem ülke içinde hem Avrupa spor arenasında tahmin edilemeyecek büyük sorunlar yaşar. Hak iddia eden kulüpler, mutlak suretle yargılamanın yenilenmesi için TFF’ye başvuracaklardır. TFF’nin de CAS’tan çıkacak karara paralel bir karar alması zorunlu olabilir. Ama puan eksiltme gibi bir cezayla da bu iş kapatılabilir. Mutlaka küme düşürme cezası verilmek zorunda değil. Çünkü deliller net değil. Elde somut delil yok. Genelde tapeler ve kamera kayıtları üzerinden gidiliyor, net bir delil yok. Puan eksiltme cezası ile bu konu ülke gündeminden çıkarılabilir. Gönlüm CAS’ın ceza vermemesi, “TFF’nin haklı çıktık” demesinden yana. 

Peki diyelim ki, CAS bir karar verdi ve mevcut deliller bağlamında Fenerbahçe ile Beşiktaş’ı suçsuz buldu.  Ama 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği kararlar üzerine Yargıtay da devam eden bir temyiz davası dava var. Bu temyiz davasında Aziz Yıldırım veya Serdar Adalı ceza alırsa CAS süreci veya UEFA süreci yeniden başlar mı?

Hayır başlamaz, ikisi de birbirinden farklı. Birisi Türk Ceza yargılaması, birisi de uluslararası spor yargılaması; birbiriyle hiçbir bağlantısı yok. Uluslararası spor yargılaması dediğim gibi dosya içinde ne varsa ona göre karar verir, vicdani kanaate göre karar verirler. 3 hakem dosya kapsamında dava için, “burada bir suç işlenmemiş” dedikleri anda bir karar verirler. Bunu dedikleri anda karar nihaidir. Çok olağanüstü şartlar oluşmadığı sürece bu karara karşı bir itiraz yapılamaz. Ama diyelim ki, hakemler yanlış seçildi veya İsviçre kamu düzenine aykırı işlemler yapıldı, bu durumda taraflar tabii ki İsviçre Federal Mahkeme’sine gidebiliyor. Ama çok istisnai bir durumda gidebiliyorlar. Sonra da tabii Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gidilebiliyor. Ama bu çok ekstrem bir durum.  Bu olay içinde olacağını pek tahmin etmiyorum. O yüzden CAS’ın kararı nihai ve tarafları bağlar. CAS ceza vermedi fakat Yargıtay bir ceza verdi. Bu tamamen birbirinden ayrıdır. Hepsi kendi mevcut delilleri ve kendi yargısal mevzuatı kapsamında verir. Bizde CMK’da 134. madde var. Orada dinlemeler, yasal dinlemeyse eğer delil kabul ediliyor. Fakat bu deliller dosyada sunulmamışsa veya deliller yeterli görülmüyorsa CAS davasında ceza verilmeyebilir. Bunlar birbirinden tamamen bağımsızdır, hiçbir şekilde onların kararı sorgulanamaz.

on5yirmi5.com