Arif Erdem: Abdullah Avcı’nın kariyeri yok

Futbol
Galatasaray’da futbolu bıraktıktan sonra kariyerine İstanbul Büyükşehir Belediye’de teknik adam olarak devam eden ancak istediği ortamı bulamayınca futbol yorumculuğuna soyunan Arif Erdem,...
EMOJİLE

Galatasaray’da futbolu bıraktıktan sonra kariyerine İstanbul Büyükşehir Belediye’de teknik adam olarak devam eden ancak istediği ortamı bulamayınca futbol yorumculuğuna soyunan Arif Erdem, Maraton.com.tr’ye özel açıklamalarda bulundu.

Recep Kıyatsıl’ın sorularını cevaplayan Arif Erdem, "Abdullah Avcı Dünya Kupası’na direkt gideceğim diyerek iddialı laflar etti. Avcı, bu iddialı laflar altında ezildi. Bence Abdullah Hoca’nın kariyeri yok. Bu işler lafla olmaz, kendisi şu an başarısız." diyerek bir dönem beraber çalıştığı Abdullah Avcı’yı eleştirdi.

Kendisini Burak Yılmaz’la bağdaştıran insanlara da tepki gösteren Arif Erdem, "Benim Burak takıntım yok. Futbolu bırakalı 15 sene olmuş hala Arif’i konuşuyorlar. Arif Erdem kadar başınıza taş düşsün." ifadelerini kullandı.

İşte Arif Erdem’in Maraton.com.tr’ye verdiği çok özel röportaj….

Süper Lig’deki zirve yarışını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Son hafta Galatasaray ve Beşiktaş’ın puan kaybetmesinden sonra Fenerbahçe galip gelince büyük bir avantaj sağladı. Liderle arasındaki puan farkını 4’e indirdi. Beşiktaş’la da punları eşitledi. Açıkçası zirve yarışı iyice kızıştı. Baktığımızda kimin ne zaman kaybedip ne zaman kazanacağı belli olmuyor. Gençlerbirliği içeride Galatasaray’ı yeniyor. Fenerbahçe sahasında Antalyaspor’a kaybediyor. Karabükspor, İnönü’de Beşiktaş’ı yenebiliyor. O yüzden lig bu sene çok enteresan. Umulmadık puan kayıpları oluyor.

Lig şimdi daha güzelleşti. Galatasaray, avantajlı gibi görünse de ilerleyen haftalarda neler olacağı belli değil. Ama şu bir gerçek ligimize renk geldi. Arena’nın kötü zemini Galatasaray’a maç kaybettiren bir hüviyete büründürdü. Fenerbahçe rakiplerine oranla 3 kulvarda devam eden tek takım ve çok başarılı. Hiçbir şey olmaz denilen Beşiktaş şu an potada ve şampiyonluk şansı hala var. Fenerbahçe de arkadan geliyor.

Drogba ve Sneijder transferleri Galatasaray’ın havasını nasıl etkiledi?

Gelen transferler dünya starları. Camiada ve taraftarlarda bir beklenti var. Yöneticiler "Her şeyi biz yaptık, top artık futbolcularda" konumuna getirdiler. Ama bu bence böyle olmamalı. Sonuçta futbol takım oyunu. Takım oyununda tabi ki yıldızlar olmalı ama koşan futbolcular da şart. Ya da eksik olan bölgeye transferler yapılmalıydı.

Gerçi bu konuda fazla bilgi sahibi değiliz ama bu transferleri Fatih Terim mi istedi yoksa yönetim mi aldı. Her hoca Drogba ve Sneijder gibi oyuncuları takımında ister ama sıkıntılı bölgelere takviye yapmak daha mantıklı. Ayrıca forvet hattında yeterli futbolcular da vardı. Ama içeride neler olup bittiğini bilemediğimiz için varsayımlar üzerine konuşuyoruz.

Zirve yarışı yapan takımların başında olsaydınız Webo’yu mu yoksa Drogba’yı mı alırdınız?

İki futbolcunun kariyerini karşılaştırmak yersiz olur ama günümüzde hazır futbolcu olarak Webo, Fenerbahçe’ye büyük katkı sağladı. Webo günü kurtaran bir transfer oldu ve çok başarılı. Ayrıca Webo, İspanya’daki kariyeriyle de ligimizde önemli bir futbolcudur. Ben olsam Webo’yu alırdım.

Drogba acaba uyum sağlar mı? Şimdi büyük yıldızların zaman zaman kaprisleri olabilir. Ama Webo’ya her istediğini yaptırabilirsin. Oynamadığı zaman sıkıntı yaratmaz. Yıldız transferlerin zaman zaman bu tip handikapları olabiliyor. Baktığınız zaman tabiî ki Drogba ama şimdi Webo’yu yakından tanıdığım için olmazsa olmazlardan bir futbolcudur. Sayısal olarak da takıma katkı yaptı.

FENERBAHÇE’NİN FİNALE GELEBİLECEK KAPASİTESİ VAR

Galatasaray ve Fenerbahçe’nin Avrupa’daki tur şansını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Galatasaray’ı çok zor bir maç bekliyor. Çünkü burada 1-1 bitmişti maç. Ama Galatasaray deplasmanda kesin olarak gol atar. Galatasaray’ın tur atlamasını canı gönülden istiyorum. Galatasaray’ın, Schalke’yi eleyecek gücü var. Yeter ki istesin ve gereken mücadeleyi ortaya koysun.

Aynı şekilde Fenerbahçe’nin de tur atlamasını istiyorum. İlk maçı 1-0 kazandılar ve çok iyi oynadılar. Fenerbahçe büyük bir iş başardı. Amaç burada turu geçmek. Fenerbahçe’nin kadro olarak finale gidebilecek kapasitesi var. Neden olmasın.

Hakemlerimizin vermiş olduğu kararlar çok tartışılıyor. Sizce hakemler skora etki edecek hatalar yapıyorlar mı?

Hakemler dönem dönem hatalar yaptı. Ama sonuçta onlar da insan. Bence kasıt olmadığı müddetçe hatalar yapılabilir. Ama ben hep şundan yanayım. Saliselik, anlık kararlar veriyorlar. Hata yapmaları kadar doğal bir şey olamaz. Yeter ki art niyet olmasın. Kasıt varsa gereğinin de yapılması gerekir. Hakemlerimizin bundan sonra çok dikkat etmeleri lazım. Hatalarını minimuma düşürmeleri lazım. Sonuçta verdikleri kararlar takımların kaderini etkileyebilir.

Aziz Yıldırım’ın, koridorlarda dolaşıp hakemleri azarladığı iddia ediliyor. Sizce bunun önüne nasıl geçilir. Yapıldığı iddia edilen tehditlerin önüne geçmek için ne gibi cezalar verilmeli?

Konuşulanların hepsi iddia üzerine. Bir başkanın hakemleri tehdit etmesi hiç hoş değil. Takibi iddia edilenler doğruysa. Avrupa’da bu tip olaylar yaşanmıyor. Ben bunlara inanmak istemiyorum. Ancak böyle bir hakarette bulunduysa doğru değil. Hakemler de insan. Normal karşılamak lazım. Bir başkanın soyunma odasına girmeme cezası verilebilir mesela.

TFF BAŞKANI OLSAM YÖNETİCİ PROFİLİNİ DEĞİŞTİRİRDİM

Bugün TFF başkanı olsanız Türk futbolunda neleri değiştirmek isterdiniz?

İlk önce yönetici profilini değiştirirdim. Sonuçta başımızdaki insanlar futbolumuzun bu hale gelmesindeki en önemli faktörler. Yöneticilerin karşılıklı vermiş olduğu demeçler ortamı geriyor. İdarecilerin bu tarz söylemlerden uzak durması lazım. Yöneticilerin bu tarz demeç vermesine yasak koyardım.

Futbolu bilen insanların bu işe soyunması lazım. Futbolu bilmese bile hocalara bu işi bırakıp kenara çekilmeleri lazım. Sonrasında altyapıya önem verirdim. Gençlerimizin rahatlıkla futbol oynayabilecekleri tesisleri yok. İyi futbolcuların yetişmesi için tesisleşmeye önem verirdim. Futbolumuzda 3 veya 5 maç sonra hocalarımızın görevine son veriyorlar. Biraz sabretmek lazım. İstikrar çok önemli. Bunun en güzel örneği Manchester’da Alex Ferguson.

Abdullah Avcı ve Milli Takım hakkında neler düşünüyorsunuz? Sizce Dünya Kupası’na gider miyiz?

Abdullah Avcı, ilk geldiğinde elemelerden değil de direkt Dünya Kupası’na katılmak istediğini söyledi. Bu iddialı bir laf. Hoca bu iddialı lafın altında ezildi. İnsanlar bu iddialı lafı farklı yerlere çekebilirler. Futbolda iddialı olmak güzel ama insanları beklentiye sokup başaramazsan eleştirilirsin. Şunu dese daha doğru olurdu. Milli Takım’da yeni bir jenerasyon yakalama adına uğraş vereceğim. Yeni jenerasyonla başarılar kazanmaya çalışacağım. Ama şimdi direkt Dünya Kupası’na katılmayı hedefliyorum dersen olmaz. Sen katıl da, nasıl gidersen git önemli değil. Biz dünya üçüncüsü olduğumuzda Dünya Kupası’na baraj maçında rakibi yenip öyle gitmiştik. Sen şimdi basamakları birer birer değil de üçer beşer çıkmaya kalkarsan sıkıntı yaşarsın. Ondan sonra da insanlar seni topa tutar.

Abdullah Avcı, Milli Takım’a nasıl geldi. Onu da bilmek lazım. Hiddink gönderildi ama en azından bir kariyeri vardı. Abdullah Avcı’nın bir geçmişi bir kariyeri yok. Tek geçmişi İstanbul Belediye takımını çalıştırmış olması. Bir de U17’deki başarıları. Gerçekçi olmamız lazım. 70 milyonluk Türkiye’de futbolcu bulamıyorsun kalkıp Avrupa’dan genç kardeşlerimizi getiriyorsun. Bizim zamanımızda iki oyuncu vardı. Biri Yıldıray diğeri Mustafa İzzet. Takımın geneli hep ligimizde oynayan futbolculardı. Kimse bunu göz ardı edemez.

Bir kere neyi değil neleri yapacağın çok önemli. Bir şeyi başarmak istiyorsan hedeflediğin yere gitmelisin. Hedeflediğin yere gidemiyorsan başarısızsın. Bunu kabulleneceksin. Abdullah Avcı şu an başarısız. Ama, Milli Takım’ı Dünya Kupası’na götürürse başarılı olur. Bizim sürekli turnuvalarda olmamız lazım. Çok zor bence. Bu işler lafla olmuyor.

Ligimizde yabancı sınırlaması kalkmalı mı ya da kriterler getirilmeli mi?

Bence yabancı sınırlaması kalkmamalı. Daha da kısıtlanmalı. Sahanın içerisinde 3 yabancı futbolcu olmalı. Her takımda 5’er 10’ar tane yabancı futbolcu var. Yerli futbolcuların önünü kesmiş oluyoruz. Kaliteli yabancıya asla karşı değilim. Ancak bunun da bir kotası olmalı. İngiltere bunun en güzel örneği. Şu kadar A Milli Takım’da oynayamıyorsan Premier Lig’e gidemiyorsun. Adamlar kriteri koymuş. Biz de böyle bir durum yok. Çantasını alan bizim ülkeye geliyor. Bu sefer de altyapıya hiç önem vermiyoruz. Herkes günü kurtarmanın peşinde. En büyük sıkıntı burada.

Bundan sonraki kariyerinize nasıl devam edeceksiniz?

Sahalara geri dönmeyi düşünüyorum. Futbolculuğumda elde etmiş olduğum başarıları teknik direktör olarak da kazanmak istiyorum. Ancak istediğim ortamın oluşması lazım. Yorumculuğu da sevdim. Yaptığımız programlarda sadece futbol konuşuyoruz. Gördüklerimizi değerlendiriyoruz. Bizim adımıza da olumlu geçiyor. Saha içinde görev yapmak daha zor. Futbol yorumculuğu daha kolay. Çünkü saha içinde sürekli insanlarla uğraşıyorsun.

Burak Yılmaz’ın yükselen grafiği hakkında neler söylemek istersiniz ? Rakip taraftarlar penaltı pozisyonlarında hep sizi hatırlıyor. Bu konudaki görüşleriniz nelerdir?

Burak, dört büyük kulübü gezdi. Hatalarından ders çıkardı. Artık tecrübelendi diye düşünüyorum. Galatasaray’da daha üst seviyelere gelmeye başladı. Onun adına güzel bir duygu. Galatasaray’ın en önemli gol silahı haline geldi. İnşallah uzun yıllar hem Galatasaray’a hem Türk futboluna hizmet eder. Burak, ilk önce kariyeriyle andırsın. Ondan sonra diğer özellikleriyle andırsın. Kamuoyu ve sosyal medyada yorum yapanlar önce Arif Erdem’in kariyerine bir baksın. Ondan sonra benim bir tane, iki tane penaltımı konuşuyorlar.

Ben her yerde vurguladım. Artık bu konuda konuşmak istemiyorum ama sonuçta bugün futbolda herkes refleks anlamında bir şeyler yapabiliyor. Hiç ummadığın adam bile topu kaybettikten sonra kendini yere bırakıyor. Saliselik karar vermek gerekiyor. Ben hızlı bir futbolcuydum. İnsanların beyninde bir pozisyon kaldı ve hala o konuşuluyor. 90+3’te çalınmış bir penaltı vardı. Ama diyorum ya yıllardır insanlara anlata anlata bir hâl oldum. Futbolu bırakalı 10 yıl oldu sürekli konuşuluyor. Ya beni rahat bırakın. Kim oynuyorsa onun hakkında yorum yapın. Benim hakkımda konuşanlar önce kariyerime bir baksınlar. Bana sallayacaksan öyle salla. Futbol oynuyor olsam beni eleştirsinler ama bıraktım artık. Oynuyor olsam beni eleştirin diyeceğim. Arif Erdem kadar başınıza taş düşsün. İnsanlar beni, kendini yere atan Burak’la neden bağdaştırıyorlar ki. Kendini yere atmayan futbolcu mu var. İnsanların ağzı torba değil ki büzesin.

İnsanlar benim 15 senelik kariyerime bu olayları mal ediyorlarsa o kişilerin futbol bilgisizliği demektir. 7 şampiyonluk yaşamışım, UEFA Kupası kaldırmışım, 1 kere gol kralı olmuşum, 2 Avrupa Şampiyonası görümüşüm, dünya kupası görmüşüm, 100’ler kulübüne girmişim. Daha ne olsun. Galatasaray’a yükselmiş bir oyuncuya bu saatten sonra ben bir şey tavsiye edemem. Ancak şunu tavsiye ederim. Hem Galatasaray adına hem milli takım adına başarılı olmasını isterim. Bizim koyduğumuz çıtanın üzerine çıksın.

Avrupa’da başarılı olmak çok daha güzeldir. Açıkçası benim Burak Yılmaz takıntım yok. Kendini yere atıyor mu, atmıyor mu diye takip etmiyorum. Ve ya Moussa Sow, kendini bırakıyor mu, Kuyt kendini yere bırakıyor mu. Bunlara pek bakmıyorum. Ama zaman zaman attığı da oluyor. Gerçekten düşüğü de oluyor. Futbolda bunlar var yani.

Başkan Ünal Aysal’ın dediği gibi Burak, 40 milyon euro eder mi?

Kişiden kişiye değişir. 40 milyon euro eder mi etmez mi bilemiyorum ama onun kararını alacak kulüp versin. Ona talip olan gerçekten istiyorsa Burak’ın değerini verir. Burak, Avrupa’ya gidebilir. Yaş itibariyle doğru zamanda. Önemli olan gideceği ülkeye adapte olabilir mi. Orada yapabilir mi. Bekleyip görmek lazım.

Çok başarılı bir kariyeriniz var. Geriye dönüp baktığınızda şunu yapmasaydım dediğiniz bir keşkeniz, bir hatanız var mı?

Şu an ki aklım olsaydı İspanya’dan geri dönmezdim. Futbol hayatıma İspanya’da devam etmiş olaydım daha farklı olurdu. Yanlış yaptığımı düşünüyorum. Belki şu an hala oralarda olabilirdim.

Fatih Terim’i en iyi tanıyanlardan birisiniz. Son 2 maçtır tribünde ve 5 puan kaybı yaşandı. Bununla ilgili neler düşünüyorsunuz?

Fatih Hoca’nın kulübede olmayışı büyük bir handikap. Patron işin başında olmadığı zaman işçiler gevşek davranır. Ama patronu gördüler mi daha sıkı çalışırlar. Fatih Terim’in kenarda oluşu, futbolcusuna iki seslenişi, motive etmesi takıma olumlu etki yapar. Futbolcuyu galyana getirir. O yüzden Fatih Terim’in olmayışı Galatasaray adına büyük bir kayıp. Yardımcı hocalar pek etkili olamaz. Futbol her zaman teknik patronu kaile alır.

Emre’nin Fenerbahçe’ye geri dönüşünü nasıl değerlendiriyorsunuz?

Emre’nin gönderilmesi bana göre yanlıştı. Geri gelmesi de doğru bir hareketti. Emre hakikaten çok yetenekli , çok hırslı bir isim. Terinin son damlasına kadar mücadele eden bir futbolcu. Emre’nin gelmesiyle birlikte Fenerbahçe orta sahasını toparladı.

Galatasaray’da jübile yapamadınız. Bu sizde bir kırgınlığa yol açtı mı?

Benim gibi Hakan, Ergün, Bülent gibi isimler Galatasaray’da efsane oldu. Uzun yıllar bu takıma hizmet ettik. Bizler futbolu Galatasaray’da sonlandırdık. Tabiki gönül isterdi jübile yapmayı ama o dönem yöneticilik yapan insanların insiyatifindeydi. Halbuki 14-15 sene Galatasaray’da futbol oynamış insanlar olarak güzel bir sonla taçlandırılabilirdi. Bu saatten sonra bir şey olmaz. O dönem düşünmediler. Düşünmeyenlere de kırgın değilim. Futbolda bugün varsınız yarın yoksunuz. Gönül jübile yapmayı isterdi ama maalesef olmadı.

www.maraton.com.tr