Uluslararası Müslüman Sinema Festivali başladı

Yabancı Sinema
Bu yıl 8. kez düzenlenen Kazan Uluslararası Müslüman Sinema Festivali, 5 Eylül’de başladı. Başkanlığını Rusya Başmüftüsü Şeyh Ravil Gayuniddin’in yaptığı festivalde yolu inançtan geçen fil...
EMOJİLE

Bu yıl 8. kez düzenlenen Kazan Uluslararası Müslüman Sinema Festivali, 5 Eylül’de başladı. Başkanlığını Rusya Başmüftüsü Şeyh Ravil Gayuniddin’in yaptığı festivalde yolu inançtan geçen filmler gösteriliyor. Türkiye’den de ‘Saklı Hayatlar’ ve ‘Türk Pasaportu’ filmleri festival programında…
 

Müslüman Tatar Türklerinin yoğun olarak yaşadığı Kazan, aynı zamanda Rusya’ya bağlı Tataristan Cumhuriyeti’nin başkenti. Şu sıralar şehir çok önemli bir film festivaline ev sahipliği yapıyor: 8. Kazan Uluslararası Müslüman Sinema Festivali… Adından da anlayabileceğiniz gibi, ‘tematik’ bir film festivali… Dünyada ‘Müslümanlığı’ bu denli ismiyle öne çıkaran bir başka film festivali olmadığını düşünürseniz, misyonunun da ne denli kritik olduğunu kolayca tahmin edebilirsiniz. Festivalin düsturu "diyalog kültürü aracılığıyla kültürlerin diyaloğu"… Bunu biraz açarsak, ulus ve din ayrımı yapılmaksızın kültürel geleneklerin, barış, hoşgörü ve insanlığın yüceltilmesi, insani, ruhani ve ahlaki değerlerin yansıtılması üzerine kurulu bir festival bu. Açılış töreninde Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın da müsteşar yardımcısı Faruk Şahin nezdinde temsil edildiği festivalin başkanı ise Rusya Başmüftüsü Şeyh Ravil Gayuniddin.

TÜRKİYE’DEN TANZANYA’YA YOLU İNANÇTAN GEÇEN FİLMLER

Muhtemelen siz bu satırları okurken, Kazan halkı da ya "Türk Pasaportu"nda II. Dünya Savaşı esnasında Fransa’daki Nazi işgalinden cesur Türk diplomatlarının kurtardığı Yahudilerin hikâyesini dinleyerek hüzünlenecek ya da "Saklı Hayatlar"da hayatta kalabilmek için 1980’de Çorum’dan kaçıp Alevi olduklarını saklamak zorunda kalan ailenin öyküsünü seyrederek üzüleceksiniz. İlkinin yönetmeni Burak Cem Arlıel, En İyi Uzun Metraj Belgesel, ikincisinin yönetmeni A.Haluk Ünal ise En İyi Film ödüllerine ulaşmayı bekleyecekler. Evet, Türk sineması son yıllarda uluslararası festivallere yaptığı ‘çıkarma’yı Kazan’da da sürdürüyor. Sadece bu iki film değil, Tamer Yiğit ve Branca Prliç’in ortak yönetmenliğinde kotarılan Alman yapımı "Karaman" ve kısa animasyon dalında yarışan Sinan Sertel yönetimindeki "Gölge Oyunu" da festival programında.

Rusya Federasyonu ve Tataristan Cumhuriyeti kültür bakanlıkları yanı sıra Rusya’daki Müslümanların Ruhani Konseyi ve Kazan Belediye Başkanlığı tarafından da finanse edilen festival, bu sene sekizinci kez düzenleniyor. Müslüman Sinema Festivali deyince, katılan filmlerin menşeinin ağırlıklı olarak ‘İslam’ ülkeleri olması kimseyi şaşırtmamalı. Bu açıdan bakınca görülüyor ki, Birleşik Arap Emirlikleri’nden İran’a, Dağıstan’dan Tanzanya’ya ve kuşkusuz Tataristan’a, nüfusunda Müslümanların ağırlıklı olduğu ülkeler programda başı çekiyor. Gel gelelim, Venezuela’dan İtalya’ya, konularında bir şekilde ‘inanç’tan hareket eden tüm filmler burada kucaklanıyor. Her biri belli İslami meselelere değiniyor filmlerin. Örneğin bunlardan biri, İsrail açıklarındaki uluslararası sularda saldırıya uğradığı esnada Mavi Marmara gemisinde olup bitenleri anlatan "Fire on the Marmara" (Marmara Ateş Altında). O sırada Gazze’ye insani yardım seferinde yer alan Venezuelalı David Segarra’nın doğrudan ‘içeriden’ çektiği görüntülere, saldırıdan sağ kurtulanların tanıklığı eşlik ediyor. Olayların perde arkasına tanık olmak için ciddi bir belge bu film.

ANDREY KONÇALOVSKİ’YE SAYGI DURUŞU

Yine belgeseller içinde İtalyan yapımı "Other Europe" (Öteki Avrupa) İtalya’daki Afrikalı göçmenlerin hayat şartlarını gösterirken, Finlandiya’da yaşayan Tatar bir yönetmenin çektiği "The Way to the Mosque" (Camiye Giden Yol) Helsinki’de yaşayan Müslüman Tatarların ilk camilerine nasıl kavuştuklarına odaklanıyor. Büyük Rus yönetmen Andrey Konçalovski’ye altı filmlik bir retrospektifle saygı duruşunda bulunan festival, yıl içerisinde çekilen Tatar filmlerinden de ayrıca bir seçki oluşturmuş. Amerikan sineması da yine festivalin teması dahilinde olmak kaydıyla bir seçkiyle anılıyor.

Söylemeye gerek bile yok, artık her festivalin olmazsa olmazları paneller, buluşmalar, oturumlar, şiir ve müzik partileri, konferanslar, konserler, basın toplantıları ve elbette galalar da Kazan’daki Müslüman Sinema Festivali’nin ‘diyalog’ ağırlıklı yanına katkı yapıyor elbette.

Sonuç olarak, felsefesi öncelikle ‘diyalog’ ve ‘hoşgörü’ üzerine kurulu bir dini benimseyen insanların ve ülkelerin böylesi bir festivali hayata geçirmesi geç bile kalmış bir girişimdi. Sekiz yıl önce bu konuda çok ciddi bir adım atılmış olan Kazan’da 11 Eylül’e kadar yolu İslam’dan geçen filmler konaklayacak…

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1342967&title=inancli-filmler-zirvesi